Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Hakkında Değerlendirme, 30 Mart 2011

Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısında öngörülen değişiklikler genel itibarıyla olumlu olmakla birlikte, bazı  değişiklikler de ise yargı hizmetlerini nasıl hızlandıracağı sorusuna yanıt bulunmakta zorlanılmaktadır.  

 01.01.2014 tarihine kadar Cumhuriyet Savcılarının Asliye Ceza Mahkemeleri duruşmalarında bulunamayacağı,

 01.01.2014 tarihine kadar Yargıtay’da tebliğname düzenlenmesine ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı,

Yasalaşması öngörülen geçici iki madde ile Cumhuriyet Savcılarının Asliye Ceza Mahkemesi duruşmalarında bulunma ve tebliğname düzenleme yetkileri geçici süre ile askıya alınmıştır. Gerçekten askıya alınan yetkiler yargı hizmetlerinde aksama ve gecikmelere neden olmakta ise bu durumda beklenen, kalıcı çözümler üreterek yasalaştırma yoluna gidilmesiydi. Bu bir deneme süreci ise yargı hizmetleri denemelerle geçirilecek süreçleri kaldırmaz.   

İddia, savunma ve yargı dengesinin bozulması, maddi gerçeğe ulaşmada aksamalara neden olabileceği gibi halen savcının da görevini üstlendiği suçlamalarıyla karşı karşıya olan yargıçların savcı cüppesini de giydiği algısını yaratabilecektir.

Düzenlemelerin gerekçesinde, savcıların soruşturma aşamasındaki görevlerini daha etkin ve süratli bir şekilde yerine getirmelerinin amaçlandığı belirtilmiş olup, bu gerekçenin 2010 yılı performans cetvellerinde Türkiye çapındaki Cumhuriyet Savcılarının ortalama iş yüzdelerinin %70 civarında olması karşısında yeterli olmadığı açıktır.

Yargıtay’da tebliğname uygulamasının askıya alınması ise somut olgular karşısında yargı hizmetlerinin hızlandırılmasına hiçbir şekilde katkı sağlamayacaktır. Şu anda yeni kurulan daireler de dahil olmak üzere tebliğname düzenlenerek ceza dairelerine gönderilen işlerin 01.01.2014 tarihine kadar sonuçlandırılması olanaklı görünmemektedir. Ceza daireleri arşivleri incelenmesi yılları bulacak dosyalarla dolu iken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bekleyen yüz binlerce dosyanın dairelere gönderilmesi sadece bu dosyaların taraflarını bir ara inceleme kademesinden yoksun bırakacak, belki de telafisi imkansız hukuk kazalarına neden olacaktır. Geçici süreçte özellikle Yargıtayda görevli Cumhuriyet Savcılarının  geleceklerinin belirsiz ve güvencesiz  kalmasına sebebiyet verilecektir.

Diğer yandan 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 21/1-c maddesinde yargıç ve savcıların meslekte ilerleme kriterleri arasında sayılan kanun yolu incelemesinden geçen iş sayısı ve verilen notlara ilişkin düzenlemenin kaldırılmasının tek başına yeterli olmayacağı açıktır. Yargıç ve savcılar hakkında müfettişler tarafından hal kağıdı düzenlenmesi uygulaması devam ettiği sürece meslekte ilerleme ve özlük haklarına kavuşma da objektif ve tarafsız değerlendirmeler yapılmadığı kuşkusu varlığını koruyacak, yargıç ve savcılar idari makamların memurları görünümündeki müfettişlerin merhametine terk edilecektir.

Ceza adaletinin paralı kılınması ise taslağın diğer açmazlarındandır. Adli müzaharet devreye sokulmadığı takdirde adil yargılanma hakkının ihlaline neden olabilecek, parası olana ceza adaletinin kapısı açılırken parası olmayana kapatılacaktır. Yargıç ve savcılar tarafından iş ve not kaygısı ile tarafların yasa yoluna başvurmaya zorlandıkları gibi son derece incitici ve subjektif değerlendirmeler gerekçe gösterilmiş olup, kanun yolundan geçen iş sayısı ve verilen notlar performans değerlendirme kriterleri arasından çıkartılmasına dair düzenleme ile de çelişmektedir.

YARSAV Yönetim Kurulu