YARGI-SEN’İN KAPATILMASINA İLİŞKİN BASIN AÇIKLAMASI

Ülkemizin yargıç ve Cumhuriyet savcılarının ilk sendikası olan Yargı-Sen, Ankara Valiliğinin kapatma talebi ile yaptığı başvuru üzerine Ankara 15. İş Mahkemesi’nin kararı ile kapatılmış ve verilen karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi´nin 21.2.2012 tarihli kararı ile oy çokluğu ile onanmıştır.

Bu kararla; adalet beklentisi içinde yargı organlarına başvuran bireylere, her koşulda ve ülkenin her yerinde, gerçek anlamda adalet dağıtmakla görevli yargıç ve savcılar, hak arama özgürlüğünü kullanamaz, kendi haklarını örgütlü bir güç halinde arayamaz hale getirilmişlerdir.

Kararın Anayasa’nın 90/son fıkrası uyarınca ülkemizin taraf olduğu tüm uluslararası sözleşmelere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, temel hak ve özgürlüklere aykırılığı, nesnel hukukun en kabaca bakışı ile vardığı sonuçtur. Ancak tabiî ki yargıyı da içine alan devlet-düzen öncelikli zihinsel bakış açısının oluşturduğu blokaj, bu sonucu bulmayı engellemekte ve yaşama dair değişkenleri tanımlı ve kontrollü bir dünya şablonundan hareketle yargılar üretmektedir. Oysa hakkını almadan hak sağlamanın olanaksızlığı ve yargı bağımsızlığının, yargı emekçilerinin maddi varlığının, hak temelinde güçlenmesine paralellik taşıdığı gerçeği hala ortadadır.

Yargı-Sen’in yaşadığı macera, anılan hâkim sınıfın temsilcisi olagelmiş siyasal partilerin temsil krizine ve dolayısıyla da mevcut siyasal-sosyal düzenin meşruiyet krizine uluslararası hukukun hatta Anayasa’nın güvencesi altında anlaşılabilir bir alternatifle karşılık vermenin, ancak bunun yasa adı verilen bir engele çarptırılmasının ve dolayısıyla harcatılmasının, yargı emekçilerinin payına düşenini anlatmaktadır.

Bu kararla; demokratik toplumun vazgeçilmez bir gereği olan sendikal örgütlenme hakkı, Anayasayı ve uluslararası sözleşmeleri dikkate almayan, 12 Martlardan ve 12 Eylüllerden esinlenen son derece dar bir yargısal yorumla, ülkemiz için geçerli görülmeyişi ile (bizce şimdilik) paranteze alınmıştır. Ve YARSAV olarak bilinmesini isteriz ki, sonraki aşamalarını kendi deneyimlerimizle tahmin edebildiğimiz bu maceranın henüz çok daha başındayız.

Ülkemizin mevcut siyasal-sosyal-iktisadi iktidar yapısını, kendi hukuk devleti olma ve yargı bağımsızlığını sağlama iddiaları üzerinden sorgulayıp hedefleyen bu cesur itiraza ilişkin yasal yollar tükense de; yargı emekçileri, tüm dünyada olduğu gibi, kabullenmeme ve direnme iradelerinin gölgesinde dinlenip kendi emek, alın teri ve özgürlük mücadelesi yollarına, bedelini bugün de ödemekte oldukları gibi sürgünlere, cezalara rağmen inanç ve umutla devam edecektir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.   23.02.2012

YARSAV YÖNETİM KURULU