YARSAV’ı yıpratmaya yönelik haberler,29.11.2010

Yargı ile ilişkisi sadece hedef alma, yıpratma, yargı kararlarını etkisizleştirme yöntemlerini alkışlama ve demokrasinin olmazsa olmazı olan yargı denetimi yerine ona ikame bir karanlık yapıyı özendirme;  hukukla ilişkisi ise sadece “dolanma” olarak özetlenebilecek iktidar söylemli bir medya organında, YARSAV üyesi yargıçların maksatlı olarak Yargıtaydaki işleri savsamak suretiyle sistemi tıkadıkları yolunda YARSAV’ı yıpratmaya yönelik haberler yer almıştır. Bir yılda 1.700.000 dosyanın geldiği Yargıtayda büyük bir özveri ile ve gece, gündüz, hafta sonu, bayram demeden çalışan ve iş durumları kayıtlara bağlanan YARSAV üyesi meslektaşlarımızın bu yalan haberler karşısında herhangi bir savunmaya gereksinimleri yoktur. Ancak bu haberlerin temelinde aslında yıllardır izlenen ve yargı alanında yapılması beklenen herhangi bir değişiklik ya da işlem öncesi kamuoyunu manipüle etmeye yönelik bir anlayışın yattığı da açıktır. Yargıyı ele geçirmeye yönelik anayasa değişiklikleri ile yetinilmeyerek, bugün geçmişte de uygulanan yöntem yine devreye sokulmuştur. Hep aynı yöntem izlenmekte, hedefe alınanlar hakkında kamuoyunu etkileyecek olumsuz herhangi bir şey bulunamazsa,  yalan haberler üretilmektedir. Bölge Adliye Mahkemelerinde atamaların ve Yargıtay üyelik seçimlerinin yapılması, idari yargı ve adli yargı güz kararnamelerin çıkartılmasının beklendiği süreçte özellikle YARSAV üyesi yargıçların ve savcıların kariyerlerine engel koymak, kamuoyunu bu yalan haberlerle etkilemek amacıyla aynı yöntem yeniden işleme konulmuştur.

Süreç iyi irdelendiğinde siyasal iktidarın bundan sonraki amacının kendi yörüngesinde görmediği yargısal kurumları ve meslek örgütlerine üye olan yargıç ve cumhuriyet savcılarını tasfiye etmek olduğu anlaşılmaktadır. Referandumdan sonra “halledeceği” sözünü de vererek YARSAV’ın adını terör örgütleriyle yan yana koyanların hedef göstermesi hatırlandığında, bugün yeniden bu oyunun sahneye konulması, YARSAV’a ve üyelerine yönelik bir yıldırma, baskı ve tasfiye sürecine girileceğinin de açık bir kanıtıdır.

Özellikle yargıdaki ağır sorunların ve iş yükünün çözümü yerine sadece yargıyı yürütme güdümüne sokmayı amaçlayarak gerçekleştirilen Anayasa değişiklikleri öncesinde YARSAV olarak öngördüğümüz ve işaret ettiğimiz tehlikelerin HSYK seçim sürecindeki liste skandalı, ardından çıkartılan kararnamenin hızı ve kriterleri ile doğrulandığı  izlenmiştir. Öngörülerimiz arasında bir tasfiye sürecinin de olduğu önceki açıklamalarımızdan hatırlanacaktır.

Anayasa değişikliği sonrası izlenen yöntem değişmemiş,  engel olarak görülen kurumların kaldırılması ya da etkisizleştirilmesine ivme kazandırılmış, dokunulmazlıklara bürokrat affı ile olduğu gibi güç kazandırılması, toplumsal alanda özgürlüklerin, gün gün daraltılması,  ifade özgürlüğünün gün gün sınırlandırılması anlayışı yerleşik hal almıştır.

Yargıdaki yanlış uygulamalara, doğrusuna işaret ederek karşı çıkan,  fikir üreten ve uluslarası alanda özellikle 2011 IAJ (Uluslarası Yargıçlar Birliği) Genel Kurulunun en az 350 Dünya yargıcının katılımı ile İstanbul/Türkiye’de yapılması hakkını kazanan YARSAV’ın başarısından doğan rahatsızlık ile 5 Aralık tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurulu öncesi yıpratma ve manipülasyon kampanyası ile karşı karşıya kalınması YARSAV’ın yargı bağımsızlığı ve demokratik, laik hukuk devleti mücadelesini zayıflatmayacak aksine daha da güçlendirecek, bu yalan haber ve çirkin söylemler hakkında yasal yollara başvurulacaktır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.  29/11/2010

YARSAV Yönetim Kurulu