HSYK’NIN MÜSTEMİR YETKİ KARARNAMESİNE YÖNELİK BASIN AÇIKLAMASI, 15.12.2010

Adalet Bakanlığınca hazırlanarak, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından jet hızı ile çıkartılan 1. Bölge Adli Yargı Hakimlerinin müstemir yetkilerinin belirlenmesine ilişkin karar 14.12.2010 tarihinde yayınlanmıştır. Burada, daha önce Adalet Bakanının yaz kararnamesini geri çekmesinde dayandığı ve ortaya koyduğu gerekçelerden vazgeçildiği dikkat çekmektedir.


Bilindiği üzere daha önceki engellemenin ve kararnamenin geri çekilmesinin kaynağında “yürüyen soruşturmalara ve görülmekte olan davalara doğrudan müdahaleyi önleme” fikrinin yattığı Bakanlıkça dile getirilmekteydi. Ancak bugün karşılaştığımız tabloda, özellikle özel yetkili bazı mahkemeler bakımından duruşma gününden 2 gün önce yapılan müstemir yetki değişiklikleri, Adalet Bakanının o günkü söylemleri gereği, “görülmekte olan davaya müdahale” niteliği taşıyıp taşımadığı bakımından ve özellikle yargıç güvencesi ve adil yargılanma hakkının ihlali bakımından soru işaretleri yaratmaktadır. İşte bu nedenlerle Adalet Bakanlığı ve HSYK’yı bu konudaki kuşkuları gidermeye ve bu uygulamaların önceki yetki değiştirme uygulamalardan farkını ortaya koyan açıklamaları yargı camiasını ve kamuoyunu tatmin edecek düzeyde bir an önce yapmaya çağırıyoruz.

Genel olarak Asliye Ceza Mahkemelerinin sayısının azaltılması uygulamasının özellikle Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük illerde henüz erken olduğu ve ciddi iş yığılmalarına sebebiyet vereceği, adliyelerde adalet bekleyen yurttaşlara olumsuz olarak yansıyacağının değerlendirilmemesi ile özellikle İstanbul’da aynı adliye içindeki meslektaşlarımız arasında bu görevi hakkıyla yürütecek kimse yokmuş gibi bir adliyeden ötekine komisyon başkanlığı veya mahkeme başkanlığı ünvanı verilmesi de son yetkilendirmelerde göze çarpan olumsuzluklardır.


Öte yandan referandum sürecinde bir şekilde “halledileceği” muştulanan YARSAV’ın üyelerinin tasfiye edilecekleri konusundaki kuşkularımız kamuoyunun malumudur. Bu bağlamda,  Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner’in Başsavcılıktan alınarak isteği dışında Adana’ya savcı olarak atandığı güz kararnamesine ilişkin endişelerimize karşın,  sonraki uygulamaları da izleyip değerlendirmeleri bu bağlamda yapmak gerektiğini saptamış ve gelişmeleri izlemeye devam etmiştik. Ancak son uygulamalar, bu konudaki kuşkularımızın yersiz olmadığını göstermiştir. Anayasa değişiklikleri sonrasında, birinci sınıf yargıçlar arasından HSYK üyelik seçimi sürecinde YARSAV olarak destek verdiğimiz saygın üyemiz, değerli Kadıköy yetkili Asliye Ceza Mahkemesi yargıcı Tamer AKGÖKÇE’nin Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına atanma talebine ve emsalleri arasında en kıdemli yargıç olmasına karşın adeta rutin dışı bir uygulamaya maruz bırakılarak, Sulh Ceza Mahkemesi yargıcı olarak yetkilendirildiği görülmüştür. Meslektaşımızın isteği dışında, üstelik yargıdaki tüm teamüllere aykırı olarak yapılan bu tasarrufun arkasında yatan nedenlerin de yuvarlak sözcüklere başvurulmadan bir an önce açıklanmasını bekliyoruz. Aksi halde şu soruyu sormamız ve yanıt istememiz gerekecektir. HSYK üyelik seçimleri sırasında kendilerine rakip olan ve YARSAV tarafından desteklenen adaylar yoksa sırayla kariyer tenziline uğratılacak ve mesleki başarısı tartışmasız ve emsalleri arasında temayüz etmiş bu saygın meslektaşlarımız örgütlü olmayı seçtikleri için sessizce tasfiyeye mi uğratılacaklardır?


YARSAV meslek örgütlerini hedef alan bu tutuma ilişkin olarak ulusal ve uluslararası alanda üzerine düşen bilgilendirmeyi yapacak, değerli üyelerinin her zaman yanında olacak,  maksatlı uygulamaları teşhir etmeye devam edecektir.  YARSAV olarak yargıda yapılan her türlü tasarrufun kamuoyu ve üyelerimiz adına takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygı ile duyururuz.   15.12.2010

YARSAV YÖNETİM KURULU