Majestelerinin Yargısı İşbaşında

HSYK’YI ELEŞTİREN YARGIÇ VE CUMHURİYET SAVCILARININ SÜRGÜNLERİ ÜZERİNE AÇIKLAMA

Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1.Dairesi, 19.02.2016 tarihli kararlarıyla, Derneğimiz üyeleri Çanakkale Cumhuriyet Savcısı Mendires Arıcan´ı Malatya Cumhuriyet Savcılığı´na, Zonguldak Hâkimi Kemal Karanfil’i Şanlıurfa Hâkimliğine geçici yetkiyle görevlendirmiştir. Aynı uygulama daha önce Mersin Hâkimi Mustafa Çolaker’in Çorum Hâkimliğine ve Konya Cumhuriyet Savcısı Recep Altun’un Zonguldak Cumhuriyet Savcılığına geçici yetkiyle görevlendirilmesinde de yapılmıştır.

Kamuoyu, Cumhuriyet Savcısı Mendires Arıcan´ı kızının yargıçlık ve savcılık yazılı sınavında yüksek bir puanla başarılı olmasına, mülakat sınavında tüm soruları yanıtlamasına rağmen başarısız sayıldığı için; yargıç Kemal Karanfil’i ise iktidarın sopası olarak kullanılan sulh ceza hâkimliklerinin anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurusu ve ağır bir kaza geçiren çocuğu yoğun bakımda tedavi görürken Eskişehir’den Zonguldak’a tayininin çıkarılması üzerine, haklı isyanlarını korkmadan dile getirmeleriyle tanımaktadır.

HSYK’nın ve Adalet Bakanlığı’nın hukuksuz işlemlerine karşı seslerini yükselten meslektaşlarımız, son olarak kendi muhalif kimliklerinden dolayı çocuklarının cezalandırılmasına olan isyanlarını dile getirdiklerinden HSYK tarafından sürgün edilerek cezalandırılmışlardır.

Oysaki anayasal bir kurum olarak HSYK´nın; tayin, terfi, yetkilendirme ve soruşturmalarında kendisine yakın olanları “taltif”, ötekileştirdiklerini ise “bedel ödetme” ve “cezalandırma”sı düşünülemez. HSYK’nın konumuna uygun olarak ve keyfiliği akla dahi getirmeyecek ciddiyet içinde, “güçlüler hukuku” yaratmadan, meslektaşlarımızı havuç sopa ikileminde kelimenin tam anlamıyla ezmeden, haklarındaki tasarrufları açık, şeffaf bir süreç içerisinde ve adil ve hakkaniyetli olduğu konusunda kuşku uyandırmayacak şekilde gerekçelendirerek sonuçlandırması tüm yargı kamuoyunun haklı beklentisidir.

Buna rağmen HSYK, siyasi iktidarın tamamen kontrol ve güdümündeki sözlü mülakat kurulunu eleştiren ve hakkını arayan babanın, yıllarını adalete hizmetle geçirmiş bir Cumhuriyet Savcısının, anayasaya aykırı olduğunu düşündüğü bir hususta yargısal yetkisini kullanan bir yargıcın hak arayışını cezalandırmakta beis görmemiş, en küçük eleştiriye, bir babanın evladının gözyaşına kayıtsız kalamamasına, insanca bir isyana dahi tahammül edememiştir.

HSYK; bu son tasarrufuyla bir kez daha, adına karar verdiği milletin yargısının değil majestelerinin yargısının temsilcisi olduğunu, muktedirlerin yargıyı dizaynında bir aparat olduğunu göstermiş ve siyasal iktidara yönelik her eleştiriyi cezasız bırakmayacağını bir kez daha vurgulamıştır.

Meslektaşlarımızın maruz kaldığı haksızlığın bir diğer sonucu da; yargı mensupları nezdinde yeni HSYK´nın meslektaşları hukuksuz bir şekilde cezalandırdığı, tarafsız davranmadığı,  bilinçli haksızlıklar yaptığı algısı yerleşmiştir. Kuşku ve güvensizlik, yargı örgütüne hâkim olmuş ve adalet hizmetinin sağlıklı üretilmesi koşullarının tümden ortadan kalkması noktasına gelinmiştir.

Bir babanın haklı isyanını anlayamayan HSYK, ne yargı mensuplarının ne de halkın acısının yanında değildir ve olamayacaktır.

Bu yargı iktidarı; her geçen gün şiddeti artan hukuksuz kararlarıyla, kadim Anadolu´nun basiret ve feraset sahibi insanlarının kalbinde değil, muktedirin gölgesinde bir koltuk sevdasıyla, doludizgin bir fantezinin peşinde kendi yanında ülkeyi de uçuruma sürükleyen zihniyetle birlikte tarihin karanlık sayfalarına bu utançla yazılacaktır.

Bir gün insancıl ve adil bir yargının yeniden inşa edileceğine duyduğumuz inançla; yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını savunmaya devam edeceğimizi, süreci takip edeceğimizi ve uluslararası yargı kamuoyuyla paylaşacağımızı, bunun alışılagelen tasfiyeye gerekçe yapılmasına izin vermeyeceğimizi, hukuk mücadelelerinde her daim değerli meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu kamuoyuna saygıyla duyururuz.

YARSAV YÖNETİM KURULU