2010 Adli Yılı Açılışına Yönelik Basın Açıklaması

2010 – 2011 adli yılı yargıyı yürütmeye bağlamayı amaçlayan referandumun gölgesinde başlamıştır.

bu adli yıl da yargının sorunlarına çözüm aramak bir yana kulak dahi verilmeyeceği anlaşılmıştır. siyasal iktidar bu adli yılda yargının sorunlarına ilgisiz, yargıyı  partizanlaştırmakla ilgili olacaktır.

askeri darbeden en büyük darbeyi yiyen yargı alanında o günden bu güne yapılan başlıca değişiklik dgm’leri kaldırmak ancak onun yerine daha geniş yetkili gizli muhbirle güçlendirilmiş dgm orjinli mahkemeleri kurmak olmuştur.

bugün yapılan da aynen budur. yargı  reformu ve demokratikleşme diyerek, daha baskıcı yargıyı bir partinin yörüngesine sokan toplumun değil, iktidar partisinin sorunlarını çözecek bir yapının kurulması söz konusudur.

darbenin izlerini silmekten söz edenler anayasa değiştirirken uzlaşma aramamış, halka ve sivil topluma hiç sormamış, halkın bilgilendirme sürecini kısaltmaya çalışmış ve demokrasiyi dışlamışlardır.

paketin içeriğine gelince hsyk’da tüm işlemlerin bakanlık tarafından yürütülüp yönlendirilmesine karşın hala yargıçlar devletinden söz edilmesinin arkasında başka bir anlam vardır ki o da yargının hepsi yani tamamı bizden olsun anlayışıdır.

hsyk’da korunan ve artırılan adalet bakan ve müsteşarının tartışılmaz ve önlenemez gücü idari açıdan bakana bağlı meslektaşlarımızı etkisiz kılacaktır. iki kişinin oyunun matematiksel doğruları inkar edecek şekilde seçilmiş üyelerin oylarından etkin ve değerli olduğu açıktır. bağlı yargı yaratan bu değişiklikler yargıdan kaçmaktan kararlı olanları ve yargıyı siyasal araç olarak kullanmak isteyenleri güçlendirecektir.

yarsav, referandum sürecindeki karalamalara, yıldırma çabalarına ve açık ve örtülü tehditlere  aldırmadan, getirilmek istenen değişikliğin halkın yararına olmadığını, demokrasi mücadelesinin asıl 13 eylül’de başlayacağını, aslında bağımsız yargı seçeneğinin var olduğunu anlatmayı sonuna kadar sürdürecektir.

tüm bunların yanında bugün ülkemizde, çok ciddi bir siyasal ve toplumsal kutuplaşma yaşanmaktadır. bunun nedeni bugünlerde meydan meydan gezen siyasal iktidarın, anayasa değişikliği sırasında hiçbir kapıyı çalmaması tamamen kendi istediği şekilde toplumu ve yargıyı kıskaç altına alan değişiklikleri dayatması, birbirinden bağımsız onlarca konuda tuzaklarla dolu sorulara tek yanıt istemesidir.

paketin 12 eylül sistemini değiştirmek bir yana, pekiştirdiği ve işçiye, kamu emekçisine yönelik hakları geriye götürdüğü ve hatta kamu görevlileri için açık bir grev yasağını öngördüğü ortadadır. sınırsız ve mutlak bir iktidar için yargıyı kendilerine bir engel olarak gördüklerini artık açıkça söylemekten çekinmeyen, yargı denetiminden cüret olarak söz eden bu söyleme karşı çıkan herkesi düşman ilan edip savaş açanların köşeli yardakçılarının, kirli kulaklarca yapılan dinlemeler ve gerçek dışı senaryoları da bu süreçte yeniden devreye soktuğu gözlenmektedir.  sürekli tekrarlanan bu senaryo aslında basittir. fısıltıları dahi algılayan profesyonel ekiplerce ve teknik olanaklarla yapıldığı anlaşılan ortam dinlemeleri önce bazı internet sitelerine servis edilmekte, oradan yandaş medya eliyle kamuoyuna türlü yorumlarla birlikte sunulmakta ve hemen ardından da meydanlarda konuşan iktidar sahiplerinin ağzında sakız yapılmaktadır.  hukuk dışı dinlemeleri, izlemeleri, röntgenlemeleri kendisine karşı olduğunu düşündüğü her kişi ve kuruma karşı kullanmaya alışmış korkak ve alçak gizli mihrakların referandum sürecinin son dönemecinde fazla mesai yapacağı ve saldırıların ivme kazanacağı da anlaşılmaktadır. demokrasiye inanan hiçbir yönetim röntgenleme, dinleme gibi karanlık metodlara başvurulmasına izin vermez. demokrasiye inanan bir yönetim, alçakça, korkakça ve bir hamamböceği tavrıyla yapılan dinlemelerin kaynağına inerek suç olan bu eylemlerin cezalandırılmasını sağlar. demokrasilerde siyasal iktidarlardan beklenen budur.

türk halkını, bu planlamanın bir parçası olmamaya, yaratılan korku toplumuna tepki göstermeye, asıl dikkatini tartışmalarla perdelenmeye çalışılan planlara yöneltmeye davet ediyor;

insanımızın özgürleştiği, çalışanların hakları ve emeğin korunduğu, ifade, örgütlenme, hak arama özgürlüğünün, adil yargılanma hakkının geliştirildiği, yargı bağımsızlığının güçlendirildiği, tüm darbe girişimlerini olanaksız kılacak yeni bir anayasanın toplumun tüm kesimlerinin temsilcilerinin katılımı ve uzlaşmasının sağlanarak hazırlanmasının yolunun açıldığı hayırlı bir adli yıl diliyoruz.

yarsav yönetim kurulu