Basın Açıklaması

   Darbe dönemlerini aratmayan bir biçimde sabaha karşı avukat bürolarına kapıları kırılarak girilip,hak savunucularının gözaltına alındığı, toplu gözaltı kararlarının verildiği, sivil toplum örgütü niteliğindeki dernek odalarının basıldığı dev polis ordularıyla sokakların tutulduğu faşizmin sıradan bir gününe uyandık.
     Haksız tutuklamaların, gözaltında ölümlerin, kayıpların, işkencelerin, faili meçhul cinayetlerin ülkesinde hukuk ve adalet adına hak savunuculuğu yapan savunma makamının saygıdeğer temsilcisi olan avukatlarımızın müvekkilleriyle ilişkileri bahane edilerek makul şüphenin sınırları genişletilmek suretiyle hukuk dışı bir şekilde gözaltına alınmaları, verilen arama ve gözaltı kararlarında savunma dokunulmazlığının keskin uçlu usül kurallarına riayet edilmemiş olması, malesef operasyonun hukuki olmaktan daha çok savunmaya gözdağı niteliğinde olduğu izlenimi vermektedir. Hukuk devleti içerisinde kapısı kırılan hukuk bürolarını ,basılan dernek odalarını, avukatların evlerine gece yarısı baskınlarını açıklamak mümkün gözükmemektedir.

       Savunmaya yapılan bu saldırı nedeniyle ileri demokrasi hedefleriyle entegre olmaya çalıştığımız, uyum süreçleri yaşadığımız Avrupa´dan gelen güçlü ses "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´ni umursamadığı" ve "demokratik özgürlüklere yönelik aralıksız ihlaller" nedeniyle, Türkiye´nin 1949 yılından bu yana üyesi olduğu Strasbourg merkezli Avrupa Konseyi ve Avrupa Konseyi´ne bağlı çalışan AİHM üyeliğinin askıya alınmasını talep etmektedir. Halkımız bu ağır tepkiyi haketmemiştir.

       Savunmanın bile savunmasız bırakılmaya çalışıldığı bu süreçte, vatandaşların hukuk güvenliğinin varlığından söz etme olanağı da kalmamıştır. Görülüyor ki; korku toplumuna doğru hızla evrildiğimiz gerçeği artık inkar edilemez boyutlara ulaşmıştır.

   Biz yargıç ve savcılar yargılamanın temel unsurlarından savunmanın güçsüz bırakıldığı, yaralandığı bir yargılamanın gerçek bir yargılama olmayacağına inanıyoruz. Demokratik hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne olan inancımızla, bağımlı yargı yaratma uğraşlarına son verilmesi, hak arama özgürlüğüne indirilen darbelerin durdurulması için mücadelemizi sürdüreceğiz. 18.01.2013

YARSAV YÖNETİM KURULU