Yargıda Olumlu Bir Girişim: Yargıç Ve Savcılar Birliği

Yargıda olumlu bir girişim: Yargıç ve Savcılar Birliği

ÇETİN AŞÇIOĞLU

Yargıtay Onursal Üyesi

Aralarında yüze yakın yüksek yargıcın da bulunduğu, altı yüzün üzerinde yargıç ve savcı “Yargıç ve Savcılar Birliği” (YARSAV) adı altında örgütlenerek ilk önemli adımı attı.

***

Yarsav, siyaset üstü bir kuruluş olarak “yargı bağımsızlığı”, “yansızlığı”, “yargıç güvenceleri”, ” hukukun üstünlüğü”, “yargının dürüstlüğü ve güvenilirliği”, “çalışma koşullarının iyileştirilmesi” gibi evrensel değerleri amaçlıyor.

Ülkemizde tüm kurumlarda olduğu gibi, Yargı da çok yönlü sorunları nedeniyle sağlıklı çalışmıyor. Bu durumdan toplum ve bireyler kadar yargıç ve savcılar da yakınmaktadır. Ancak; yargı kesiminden gelen eleştiri ve öneriler günü birlik bireysel söylemlerden ileri gidememekte ve etkisiz kalmaktadır.

Bu nedenle; yargıç ve savcıların özgürce katılımıyla oluşacak bir örgütlenme olmadan; yargı sorunların sürekli izlenmesi, çözümler üretilmesi ve bunların ilgililere ve kamu oyuna iletilmesi, etkin sonuçlar alınması olanaksızdır. İşte bunun bilincinde olan, aralarında yüze yakın yüksek yargıcın da bulunduğu, altı yüzün üzerinde yargıç ve savcı “Yargıç ve Savcılar Birliği ” (YARSAV) adı altında örgütlenerek ilk adımı atmışlardır(1).

Yarsav’ın tüzüğü incelendiğinde: siyaset üstü bir kuruluş olarak “yargı bağımsızlığı”, “yansızlığı”, “yargıç güvenceleri”, ” hukukun üstünlüğü”, “yargının dürüstlüğü ve güvenilirliği”, “çalışma koşullarının iyileştirilmesi” gibi evrensel değerleri amaçladığı görülmektedir.

Ayrıca “yasama, yürütme ve yargı erkleri arasında bir üstünlüğün değil iş bölümünün esas olduğu”, “yargıç bağımsızlığının yalnız kamuoyuna, yasama ve yürütme organlarına karşı değil, yargının kendi içinde de sağlanması”, “hukuk ve yargıç eğitiminin niteliğinin yükseltilmesi ve sürekliliği”, “yargıç ve savcı alımında siyasal gücün etkisinin kaldırılması”, “mesleğe donanımlı kişilerin alınması”, “görevde ve mahkemelerde uzmanlaşmanın sağlanması”, “etik kuralların saptanması ve izlenmesi”, “denetim ve yükselme ve sorumluluğun işin doğasına ve evrensel ilkelere göre belirlenmesi”, “Yargıçlar ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun yeniden yapılandırılması”, “yargıç ve savcıların mal bildiriminin saydamlaştırılması”, “bilirkişilerin yargısal yetkilerin devredildiği kişiler durumuna getirilmemesi” gibi ilkeleri de benimsemiştir.

OLMAZSA OLMAZ KOŞULLAR

Bu amaç ve ilkeler; “yargıç kimliği”nin oluşması, gelişmesi ve korunmasının olmazsa olmaz koşullarıdır. Yargıç kimliği ise, “bireyin doğru ve güvenli (adil) yargılanma hakkı”nın güvencesidir. Ülkemizde; yargıç ve savcılar, özellikle son yirmi yılda yasal düzenlemelerle yaratılan olumsuz ortamda, memur kimliğine uyarlandırıldıklarından çok yönlü güvensizlik bunalımı yaşanmaktadır.

Bu nedenle; Yarsav, öncelikle hak aramanın son kapısında hak arayanların da güvencesi olacaktır. Çünkü Yarsav; Bilgi, kültür ve etik değerlerle güçlendirilmiş evrensel yargı güvenceleriyle donatılmış bağımsız, yansız ve güvenilir bir yargı düzeni amaçlamaktadır.

Ne var ki; yürütme organını elinde bulunduran siyasal güç, özgürce oluşturulan bu örgütlenmeye soğuk bakmaktadır. Adalet Bakanlığı, kendi etkinliğinde, tüm yargıç ve savcıları kapsayacak zorunlu yasal bir örgütlenmeyle; Yarsav’ın önünü kesme girişimi içindedir. BDiğer yandan; Ankara Valiliği, Yarsav’ın tüzüğünün bazı maddelerinin Anayasa ve yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle yeniden düzenlenmesi bildiriminde bulundu. Yarsav, bu yönetsel işlemin iptali için Danıştay’a dava açtı ve yürütmeyi durdurma kararı alındı. Yarsav tüzüğünün, 17 nedenle Anayasa ve yasalara aykırı olduğu iddiası yargı önüne geldi. Bunlardan çok ilginç bulduğum ikisini sizlerle paylaşmak istedim:

Politik gücün yönlendirdiği Ankara Valiliği: Yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi ilkelerinin devletin egemenlik yetkisini kullanan organların görevi olup; YARSAV’ın bunları amaç edinmesinin, Anayasa’nın 6. maddesine aykırı olduğu” ve “yargıç ve savcıların, dernek kurmaları, kurucu üye almaları, dernek organlarında görev almaları, Anayasa ve 2802 sayılı yasadaki -yasada belirtilenden başka resmi ve özel görev alamazlar- hükmüne aykırı bulunduğu” savlarını ileri sürdü.

Eğri büğrü konuşanları sorgulamak herkesin hakkıdır; şimdi soruyorum: Demokrasilerde yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencelerini savunmak ve sağlanmasını amaç edinerek uğraş vermek devletin tekelinde mi? Anayasa’nın 33. maddesi “Herkese dernek kurma özgürlüğü” tanımamış mı? Bir hak ve özgürlüğü kullanmanın yasanın amaçladığı görev kavramı ile ne bağlantısı var?

Bu soruların doğru yanıtlarını, az çok hukuk kültürü olan herkes verebilir. Ancak; ileri sürülen savların arkasındaki gerçekler bilinmeden olayın değerlendirilmesi kuşkulu yorumlara da neden olabilir: Yarsav’ın kuruluşu, Adalet Bakanlığı’nı rahatsız etti. Çünkü birliğin amaç edindiği ve benimsediği ilkeler; politik gücün, yargı üzerindeki etkinliğine son verilmesini, denetlenmesini içeriyor. Bu nedenle; Adalet Bakanlığı, karşısında evrensel yargı düzenini savunacak, olumsuzluklarla hukuk ve usun yolunda savaş verecek bir örgütlenmeden çekinmesi doğaldır. Ancak bu çekinme ve korkunun, bir ayırım yapmadan, tüm politik güçler için geçerli olduğunu da söylemek isterim. Çünkü politikacı, Yargı’nın devletin üç organından biri olduğunu; yargıç ve savcıların memur olmadığı yolundaki evrensel inançları yüreklerine sindiremedi.

AMAÇ GÖZ KORKUTMAK

Adalet Bakanlığı’nın Yarsav’ın kuruluşunun hukuka aykırı olmadığını bilmemesi düşünülemez. Asıl amaç, bu girişimle yargıç ve savcılara aba altından sopa göstererek katılmaları önleme ve Yarsav’ı etkisiz durumuna getirmektir.

Ancak yargıç ve savcıların; yaratılan kafa karışıklığından, duraksamalardan kısa sürede kurtulup örgütlenmeye katılmaları işin doğasına uygun düşen bir beklentidir. Çünkü Yarsav’ın amaçladığı ve savunduğu yargı bağımsızlığı, yansızlığı ve yargının güvenilirliği öncelikle onların onur sorunudur. Ayrıca, içlerinde sekiz Hâkim ve Savcılar Kurulu üyesinin de bulunduğu yüze yakın yüksek yargıcın üye olduğu Yarsav’ın; yargıç ve savcıların güvencesi olduğu da bilinmelidir. Nitekim; Yarsav, Adalet Bakanlığı’nın yürürlüğe koyduğu Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Sınav, Mülakat ve Atama Yönetmeliği’nin üç maddesinin iptali için yargıya başvurdu.

Yarsav, yalnız bize özgü bir örgütlenme değildir. Örneğin Birleşmiş Milletler’in yargıyla ilgili belgelerinde; “yargıçların özgür istençleriyle birlik kurabilecekleri” kabul edilmiştir. Bu bağlamda 1953 yılında kurulan Dünya Yargıçlar Birliği (DYB)’ne 69 ülke üyedir. Yarsav, DYB’nin bir organı olan Avrupa Yargıçlar Birliği’ne üye başvurusunda da bulunmuştur. Bu nedenle Yarsav yalnız iç hukuk kurallarının değil uluslararası hukukun da onay verdiği bir birliktir.

Son olarak; yetmiş yaşına dayanmış yargı bağımsızlığını ve yansızlığını sürekli savunan ve yargıç kimliğini taşımaktan onur duyan bir kişi olarak; yargıç ve savcı arkadaşlarıma sesleniyorum: Yarsav’ın yüklendiği amaç ve savunduğu ilkeler sizlerin onur sorunudur; üye olmakla yargıç kimliğini oluşturan ilkelerin güçlenmesine ve korunmasına katkıda bulunacaksınız. Politik gücün yapay ve geçici yetkileri, Yarsav’a üye olma hak ve özgürlüğünüzü kullanmada duraksama yaratmamalı. Erdemli yargıç ve savcılara bu yakışır.

Cumhuriyet Gazetesi- Bilim ve Teknoloji Eki- 03 Kasım 2006, s.16