2009-2010 adli Yılı ra verme mesajı

2009-2010 adli yılı da sona ermiş ancak önceki yıllarda olduğu gibi yargının sorunları çözümlenememiş hatta bu sorunlar artarak devam etmiştir. bu sorunlarla boğuşan yargı çalışanları büyük bir özveriyle adaleti gerçekleştirme adına çalışmaya, emek sarfetmeye devam etmişlerdir.ağır işyükü sadece yargıç ve cumhuriyet savcılarını etkilememiş, halkın adalete erişimini de güçleştirmeye ve adaleti geciktirmeye devam etmiştir.siyasal iktidar yargıdaki sorunları çözüme kavuşturmak için 8 yıldır olduğu gibi bu yıl da herhangi bir çaba sarf etmemiştir. aksine bu sorunlardan beslenerek ve bunu kendi politik yargısını oluşturmak için bir fırsat olarak görmüş, bunun için sistemli bir çaba içerisine girmiştir. krizlerden beslenme geleneği uyarınca bir gece yarısı anayasaya açıkça aykırı yasalar çıkarılmış bu yasaların iptaline karar veren anayasa mahkemesine,hukuka aykırı idari işlemlerin iptaline karar veren danıştaya ve adli yargının temyiz mercii yargıtaya karşı iktidar odaklı saldırılar yapılmıştır.

bugün ülkemizde herkesin düşüncelerini açıkça ifade edebileceği şeffaf toplumdan uzaklaşılmış, kendisi gibi düşünmeyenlerin düşman ilan edildiği ve cezalandırılacağı, şantaja ve saldırıya maruz kalacağı gibi korkular üzerine kurulu bir düzen yaratılmıştır. gerektiğinde kullanılmak üzere yasa dışı dinleme ve izleme yöntemleriyle oluşturulan bilgi bankaları ile herkes şantaj tehdidi altında bırakılmış kimin hangi konuşma veya görüşmesinin ne zaman internet sitelerinde yayınlanacağı beklenir hale gelmiştir. yargıtay, danıştay,anayasa mahkemesi ve adliye binaları yasadışı örgüt karargahıymış gibi dinlenmiş bunları yapanların tespiti ve haklarında gereğinin yapılması için etkin bir tepki ve mücadele ortaya konulmamıştır.görevlerini yapmaya çalışan çok sayıda yargıç ve savcı yasadışı olarak dinlenmiş ve izlenmiştir. yasa dışı örgüt soruşturmaları yapan cumhuriyet başsavcıları soruşturdukları örgütün üyesi oldukları iddiasıyla dinlenilmiş, haklarında soruşturma yapılan birçok kişinin bu yöntemle elde edilen konuşma ve görüşmeleri tefrika halinde kamu oyuna sunulduğu halde, bunları yayınlayanlar hakkında hiçbir işlem yapılmadığı gibi adeta onaylanmışlardır.

kişi lerin en temel haklarından haberleşme ve özel hayatın gizliliği özgürlükleri yok edilmiş,toplumda korku egemen olmuştur. bu korkunun sadece yargıyı ya da medya organlarını değil, artık sokaktaki insanı da etki altına aldığı, kişileren hassas konuları artık telefonda konuşmaktan çekindiği bir döneme girilmiştir. yarsav olarak yapılan bu hukuk dışılıkla ilk günden beri olduğu gibi bu adli yılda hertürlü mücadele yapılmış bu yasa dışılıkların önlenmesi adına bazı kazanımlar sağlanmıştır.

olumsuz fiziki koşullar ve işyükü altında sağlıklarını kaybetme pahasına ve adaleti gerçekleştirme adına büyük bir özveriyle çalışan yargıç ve savcıların üzerine baskıcı yöntemlerle gidilmiş ve gidilmektedir. yurdun her bölgesindeki adliyelerden akan haberler bize mutad dışı yaklaşımlarla müfettişlerin yarsav üyesi yargıç ve cumhuriyet savcılarını hedef aldıkları haberleri gelmektedir. başbakan hakkında verilen takipsizlik kararını ve cumhurbaşkanı hakkında evrakta sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından yapılan soruşturma sonucu verilen takipsizlik kararlarının kaldırılmasına karar veren yarsav üyesi ve sincan ağır ceza mahkemesi başkanı osman kaçmaz hakkında, yine başbakanın belediye başkanı olduğu dönemde işlediği suçlara ilişkin yürüttüğü soruşturmalar ve yarsav başkanı olduğu dönemde hukukun üstünlüğünün sağlanmasına yönelik yaptığı çalışmalar nedeniyle yarsav kurucu başkanı ömer faruk eminağaoğlu hakkında adalet bakanının bizzat verdiği emirle tetiklenen adalet müfettişleri tarafından soruşturmalar yürütülmüş, davalar açılmış, yargılamalar sonucu beraat etmişlerdir. ancak disiplin soruşturmalarına ilişkin dosyalar uzun süredir yüksek kurula gönderilmeyerek adalet bakanlığında bekletilmektedir. bunun nedeni de anayasa değişiklik paketi ile hsyk’nın yapısının değişeceği varsayımı ile mevcut kuruldan bu dosyaların kaçırılmasıdır..

hsyk çalışmaları bu adli yıl da adalet bakanı ve müsteşarının kasıtlı eylemleriyle engellenmiş, hatta 26.03.2010 tarihinde aynı askeri darbe dönemlerine özgü bir tavırla ve neredeyse ikinci bir emre kadar anayasal bir kurul olan hsyk’nın tatil edildiği duyurulmuştur. bu eyleme karşı yaptığımız suç duyurusunun hemen ardından ise bu karardan dönülerek kurul çalışmalarına düşük yoğunlukta devam edilmiştir.çok sayıda meslektaşımız bu düşük yoğunluktaki, neredeyse ağır çekim harekete zorlanan yüksek kurul çalışmalarından olumsuz şekilde etkilenmiş tayin, terfi, birinci sınıfa ayrılma gibi işlemleri gecikmiş hatta yapılamamıştır.

erzincan başsavcısı ilhan cihaner’in yasadışı cemaat yapılanmalarının devlet ve siyaset ilişkisi ve parasal boyutlarını soruşturması ise yargıç güvencesine ülkemizde daha önce örneği görülmemiş bir saldırı ile karşı karşıya gelmemize neden olmuştur. yarsav’ın bu yetki gaspı ve politik yargı yaratma girişimine karşı duruşu ve bu konudaki onurlu mücadelesi aslında bu ülkede artık herkesin karşılaşma olasılığı bulunan bir anlayışla mücadeledir.

siyasal iktidar elinde bulunan tüm olanakları kendi politik yargısını yaratmak için kullanmaktan çekinmemiş bu bağlamda iktidarın önemsediği bazı suç soruşturmaları yapan cumhuriyet başsavcı vekilleriyle adalet bakanlığı müsteşarının kapalı kapılar ardında görüşmeler yaptığı, yargıçların idari açıdan bağlı olduğu adalet bakanının tıkanan her hsyk toplantısından sonra başbakana gidip bilgi verdiği,, son olarak da bazı yakalama kararlarının ardından başbakanın çağrısı ile bu kararları görüşmesi basına yansımıştır. siyasal iktidar yargıdan elini bir türlü çekmemekte, özellikle de bazı davalarda, davanın hem mağduru , hem savcısı, hem de yargıcı olmaktan vazgeçmemektedir.

deniz feneri davası yayın yasağı konularak koruma altına alınmış,buna karşın, silahlı bölücü terör örgütü mensuplarını soruşturmaya sınır kapılarına yargıç gönderilmiştir.

bazı davalarda ise kişiler neyle suçlandıklarını dahi bilmeden yıllardır tutukludurlar, cezaevlerinde kurulan mahkemelerle yargılamalar birer infaza dönüştürülmüş, masumiyet karinesi, doğal yargıç ilkesi ve adil yargılanma hakkı sadece ahim kararlarında geçen içi boş kavramlara dönüşmüştür. bütün bu gelişmelerin ardından kendilerine engel gördükleri, meri hukuk sistemine ve bağımsız yargıya alternatif bir yapı yaratma özlemi ve kararlılığı ile hareket edenlerin hareket alanlarını açmak ve kendi politik yargısını yaratmanın son aşaması olan anayasa değişikliği sürecine girilmiştir.

yarsav olarak türk yargısının canına kast eden bu süreçle mücadele etme kararı almış bulunuyoruz. ağır iş yükü, yetkilendirmeler, kararnemeler, eş birleştirmeleri, askerlik sorunları, yıllardır hiçbir oransal artıştan etkilenmeyen ,artmayan ancak sürekli azalan maaşlar, gibi gerçek meslek sorunlarına eğilmemizi engelleyen ve bağımsız yargıya kastedenlerin; enerjimizin büyük bölümünü böyle bir anlayışla mücadeleye harcamak zorunda bırakanların utanması gerektiğini değerlendiriyoruz.

bu adli yıl içerisinde uluslararası yargıçlar birliği (iaj) ve demokrasi ve özgürlükler için Avrupa yargıçlar ve savcılar birliği (medel) üyesi olan Yarsav ülkemizdeki ve uluslararası alandaki saygın konumuna uygun olarak yargı bağımsızlığına ve demokrasiye yönelik tüm tehditlerin karşısında durmakta kararlıdır.

Kendisi gibi düşünmeyenlerle her alanda savaşı ve yok etmeyi ilke edinmiş anlayışın bağımsız yargı ile çelişkisini biz anlayabiliyoruz, ancak yargı ile bu kadar oynamak, hukuku bu derece zorlamak ülkemizdeki kutuplaşmaya, kamplaşmaya hizmet eder, hatta bunu teşvik eder. Haksızlık algısını derinleştirir ve sonuçta toplumumuzdaki barış ve kardeşlik duygusunu zedeler.  

2009-2010 adli yılı yargıç ve cumhuriyet savcıları adına hayırlı bir yıl olmamıştır. Umut ediyoruz ki yeni adli yıl hayırla başlar ve sorunlarımızın çözümü demokrasi içinde mümkün olur. bu konuda Yarsav üzerine düşeni yapacak inandığını söylemeye devam edecek, sonuç ne olursa olsun yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesine katkı sağlayacak, hukuk içinde çözümler önerecektir.

Bu düşüncelerle tüm yargıç ve cumhuriyet savcılarına iyi tatiller dileriz.

Saygılarımızla

YARSAV YÖNETİM KURULU