Adli ve İdari Yargıdaki Yargıç ve Savcı Adaylığı Yazılı Sınav ve Mülakatları Hakkında Basın Açıklaması 17.11.2006

BASIN AÇIKLAMASI

Adalet Bakanlığının yapmış olduğu duyuru ile 100 idari yargı yargıç adayının alınacağı, yazılı sınavın 15.10.2006 tarihinde ÖSYM tarafından gerçekleştirileceği ve yazılı sınavı kazananların Bakanlıkça mülakata tabi tutulacağı belirtilmiştir.

Yine Adalet Bakanlığınca yapılan bir başka duyuruda 500 adli yargı yargıç adayı alınacağı, yazılı sınavın ÖSYM tarafından 25.11.2006 tarihinde gerçekleştirileceği ve yazılı sınavı kazananların mülakata tabi tutulacağı belirtilmiştir.

Tüm bu işlemlerin yanında, anılan işlemlerin de dayanağını oluşturan ““Adlî ve İdarî Yargıda Yargıç ve Savcı Adaylığı Yazılı Sınav, Mülakat ve Atama Yönetmeliği’nin” iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Adalet Bakanlığı ve ÖSYM Başkanlığı aleyhine, Danıştay 12 nci Dairesine tarafımızca açılan iki davada da, talebimizin tamamına yönelik olarak “yürütmenin durdurulması” kararları verilmiştir.

Davalılarca bu kararlara itiraz edilmiş ya da itiraz edilecek olsa bile, bu kararlar bir başka kararla kaldırılmadığı sürece geçerliliklerini koruduklarından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası uyarınca, anılan kararlara uyulması, yapılmakta olan ve yapılacak her türlü iş ve işlemlerin durdurulması hukuksal zorunluluktur. Davalılarca, bu kararların gereğinin gecikmeksizin ve derhal yerine getirilmesi, hukuka uygun tek hareket tarzıdır.

Yürütmenin durdurulması kararlarına idarece uyulması için öngörülen otuz günlük süre de, mutlak bir süre olmayıp, azami süredir. Örneğin ertesi gün yıkılacak bina için alınan yürütmenin durdurulması kararına, otuz gün sonuna kadar uyulacağını belirterek binanın yıkılmasının hukuka uygun bir yönü yoktur.

Adalet Bakanlığı 16.11.2006 tarihinde yapmış olduğu basın açıklamasında, hukuka uygun bir şekilde yargı kararlarını öne çıkarmak yerine, “yargı kararlarına uymayacağını ilan etmektedir”. Oysa yargı kararlarına Anayasa hükmü uyarınca; yasama, yürütme organları ve idare uymak zorundadır. Kaldı ki yazılı sınav organizasyonu da bütünüyle ÖSYM Başkanlığına aittir ve davanın tarafı olan ÖSYM adına Adalet Bakanlığının açıklama yapma yetkisi de bulunmamaktadır.

Henüz Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun kurulmadığı 1934 yılındaki mevzuatı bile kendine dayanak yapan ve adaylık konusunda tek yetkili olduğunu belirten, ileri sürdüğü iddialarla örtüşmeyen Anayasa Mahkemesi ve diğer yargı kararlarını görmezden gelen Adalet Bakanlığı, yazılı sınav ve mülakatların devam edeceğini, kazananların haklarının korunacağını da belirtmektedir ki, bu işlemler dava konusudur ve davada esas hakkında aleyhe bir karar verilmesi halinde, ilgili kişilerin bu konularda kazanılmış haklarından bahsedilemeyeceğinden, bu haklarının da korunması söz konusu olamaz.

Adalet Bakanlığından beklenilen, yapılacak sınavın iptali nedeniyle ödemekle yükümlü olduğu sınav ücretlerini düşünerek, hukuka aykırılığı sürdüreceğini ilan etmek değil; hukuk devleti olmanın gereklerini yerine getirip, yargı kararlarına uymaktır. Yargıç ve savcı sayısındaki yetersizliğin giderilmesi önemseniyorsa, öncelikle son yasal düzenlemeler karşısında 01.01.2007 tarihinden sonra emekli olacak yargıç ve savcıların emekli ikramiyelerinde ve emekli maaşlarında büyük bir oranda düşüş gerçekleşeceğinden, meslekte yirmi ve yirmibeş yıllarını doldurmuş büyük çoğunluktaki yargıç ve savcıların 01.01.2007 den önce emeklilik hazırlıkları yapmakta olduklarını gözetmeli, mesleki tecrübelerinin doruğundaki bu kişilerin, yaratılan mevzuat çelişkisi nedeniyle meslekte kalmalarını sağlamak yolunda, aynı cesaretle ve ivedilikle adım atmalı ve bu çelişkiyi de ortadan kaldırmalıdır.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Ömer Faruk EMİNAĞAOĞLU

Yargıçlar ve Savcılar Birliği

Geçici Yönetim Kurulu Başkanı

Not: Danıştay kararı 17.11.2006 günü, saat: 16.15’ de tebliğ alınmış, uygulanması için, Adalet Bakanlığı ve ÖSYM Başkanlığına aynı gün başvuruda bulunulmuştur.

Ankara – 17.11.2006