Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Yada Özel Hayata Müdahalenin Yasası 01.04.2011

Gelişen teknoloji ile birlikte kişi temel hak ve özgürlüklerine müdahalenin birçok yolu açılmıştır.

Kuşkusuz, bilişim sistemlerindeki gelişme ile birlikte  kişi hak ve özgürlükleri içerisinde en çok tehdit edilen özgürlük, özel hayatın mahremiyetidir.Ülkemizde meydana gelen hızlı değişimle birlikte özel hayata müdahaleler de hızla artmıştır. Yürürlükteki kanunlarla, özel hayatın gizliliğini sağlamak artık imkansız olmuştur.

Kamu oyunun baskısıyla siyasal iktidar, Türk Ceza Kanunun´daki özel hayatın gizliliği ve kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliği ile ilgili varolan cezaların alt ve üst sınırlarını yükselterek  bu hakka müdahaleyi engellemeye çalışmıştır. Aynı şekilde özel hayata dair haberleşmenin  içeriğine dair bilgilerin medya vasıtasıyla yayınlanmasının  önündeki engelleri kaldırarak kendi içinde çelişkiye düşmüştür.

Yeni Türk Ceza Kanunun ceza siyaseti açısından bir yetersizliğe ve sıkıntıya sahip olduğu açıktır. Cezanın caydırıcılığının sağlanması için  cezaların arttırılması bir yöntem olarak benimsenmiştir. Oysa ki caydırıcılığı sağlayan şey cezanın miktarı değil, suç işleyenin bunun yanına kar kalmayacağına dair inançtır.

Ülkemizde son yıllarda yaşananlar ve devam eden hukuksal süreçler göstermiştir ki haberleşme hürriyetini ve özel hayatın gizliliğini ihlal gibi suçlarla mücadele imkansızlaşmış, bu da toplumdaki adalet duygusunun kaybolmasına, suç işleyenin yanına kar kalmasına neden olmuş, hukuk devleti ilkesine ciddi zarar vermiştir.

Son getirilen düzenleme ile haberleşme içeriğini yayınlayan medya organlarına  sağlanan yargı bağışıklığı ve geçmişte işlenen suçlarla ilgili üstü kapalı sağlanan af, bundan sonra özel hayatın ve haberleşme içeriğinin gizliliği  kavramını ortadan kaldıracak , her ne kadar amaçlanan basın özgürlüğü ve kamu oyunun haber alma hakkını sağlamak olsa da, özel hayatların bir film gibi medyada yargısız bir infaza tabi tutulması, özel hayatı tamamen savunmasız bir hale getirecektir.

TCK m.132/4´deki düzenlemenin kaldırılması,haberleşme gizlliliğinin basın yoluyla ihlal edilmesini adeta özendirmiştir.

TCK m.132,133 ve 134´ de yapılan eklemelerden sonra, ´hukuka aykırı´ ifadesi ile genel kastla işlenen bu suçlar, özel kastla işlenebilir hale getirilmiş ve hukuka uygun elde edilen bu bilgilerin ifşaasını meşru kılarak cezanın konuluş amacından sapılmıştır.

TCK m.139/2 ile getirilen düzenlemeyle, haberleşme içeriklerinin ve özel hayata dair verilerin ifşa edildikten sonra haber verme sınırları aşılmaksızın haber yapılması ve suç olmaktan çıkarılması kişiyi tamamen korumasız yapmıştır.

TCK. m.277´de yapılan düzenlemeyle de ´yargı görevi yapanı etkileme´ suçuyla ilgili getirilen düzenlemenin alanı çok geniş tutularak her türlü haber ve eleştirinin suç oluşturacağı bir alan yaratılmıştır.  

Suçlulukla mücadele edemeyen , işlenen suçla ilgili etkin ve sonuç alıcı bir soruşturma yapamayan ve sonucunda ceza veremeyen bir hukuk sisteminin olduğu devlete  hukuk devleti denemez, getirilen bu düzenleme ile hukuk devleti ilkesi zarar görmüştür.

Kamuoyu tarafından öğrenilen özel hayata dair şeylerin medyada tefrika halinde yayınlandıktan sonra zaten amaçlanan suç işlenmiş olur.Bu suçlarda amaç kişiyi itibarsızlaştırmaksa amaç hasıl olduktan sonra yapılacak soruşturma ve kovuşturmanın bir değeri olmayacaktır.Getirilen düzenleme ile kaydedilen özel içerikleri youtube,facebook gibi paylaşım sitelerinde açıklandığı anda ülkemizde yayın yapan herhangi bir medya organı tarafından yayınlanabilecek ve yayınlayan    medya organı açısından hiçbir zaman suç oluşturmayacaktır.

İnsan Hakları Evrensel  Beyannamesi madde 12,Uluslararası Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi madde 17,Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 8, özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesini ,konutuna ve haberleşme hürriyetine saygı hakkını içerir .Bu haklara, ancak hukuka uygun olarak ve demokratik bir toplumda milli güvenliğin,kamu düzeninin gereği veya suçun önlenmesi için müdahale edilebilir, bunun dışında müdahale edilemez.Kısacası kamuoyunun haber alma hakkı basın özgürlüğü gibi gerekçelerle bu hakka müdahale edilemez.

Getirilen düzenleme açıkça Anayasanın 20,21,22 madelerinde düzenlenen özel hayatın gizliliği,konut dokunulmazlığı ve haberleşme hürriyetine aykırı düzenlemedir. 01.04.2011

YARSAV YÖNETİM KURULU