Yasayla Darbe Olur Mu?

“Türkiye Hâkimler ve Savcılar Birliği Kanun Tasarısı” Başbakanlık tarafından TBMM’ye gönderildi. Anayasanın 135. maddesine göre kurulacak olan yargıç ve savcılara ilişkin meslek kuruluşuyla, tüm yargıç ve savcıların tek çatı altında toplanması amaçlanıyor. Ancak, aynı Tasarı’nın geçici 3. maddesiyle, anayasanın 33. maddesine ve özgür iradeye dayanılarak kurulan yargıç ve savcılara ilişkin derneklerin tüzelkişiliklerinin, söz konusu yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kendiliğinden sona ermesi öngörülüyor. Böylece, yargıç ve savcıların ilk ve tek kurulu derneği olan “Yargıçlar ve Savcılar Birliği” nin (YARSAV) yasayla kapatılması yoluna gidiliyor.

Geçici 3. maddede bununla da yetinilmiyor. Yargıç ve savcıların dernek kurucusu ve üyesi olamayacakları, ancak müzik, resim ve heykel ile spor alanlarında kurulmuş derneklerin üyesi olabilecekleri kuralı getiriliyor.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda (13.12.1985 günlü, 40/146 sayılı kararla) onaylanan “Birleşmiş Milletler Yargı Bağımsızlığı Temel İlkeleri” nde, yargıçların da diğer vatandaşlar gibi düşünce ve ifade özgülüğü ile toplanma ve dernek kurma özgürlüğüne sahip oldukları kabul edilmişken, 59. Hükümet döneminde çıkarılan 5253 sayılı Dernekler Kanunu’nun gerekçesinde, Avrupa Birliği’ne aday ülke olarak dernek kurma ve üyelik konusundaki kısıtlamaların azaltılmasının, dernek faaliyetlerine serbestlik sağlanmasının, yargı mensuplarının derneklere üye olmasındaki izin esasının kaldırılmasının amaçlandığı belirtilmişken, AB’ye yazılan yazılarda yargıç ve savcıların örgütlenmelerinin önündeki engeller kaldırıldı denilmişken, 2006 Yılı AB İlerleme Raporu’nda YARSAV’ın kuruluşu olumlu bir gelişme olarak gösterilmişken YARSAV kapatılma yoluna gidiliyor. Hem de anayasada yer almayan bir kapatma yöntemiyle ve Anayasa Mahkemesi’nin yasayla dernek kurma özgürlüğünün engellenemeyeceğine; derneklerin, “özgür iradeleri dışında, ancak mahkeme kararı ile kapatılabileceklerine” ilişkin kararlarına karşın.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın 27.2.2007 günlü AKP Grubu toplantısında belirttiği gibi Türkiye “korku krallığı değil” ise dernek kurma özgürlüğünden, yargıç ve savcıların özgür iradelerinden korkmak niye? Evrensel yargı bağımsızlığının ve tarafsızlığının gerçekleşmesini, yargıç ve savcı güvencesinin sağlanmasını, yargılama görevinin her türlü baskıdan uzak olarak yerine getirilmesini, insan hak ve özgürlüklerinden yararlanmayı, hukukun üstün ve egemen olmasını amaç edinen bir dernekten korkmak niye? Yargıç ve savcıların meslekleriyle ilgili bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirecek bir ortaklaşa hareketten korkmak niye? Aralarında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun seçilmiş üyelerinin, Danıştay ve Yargıtay üyelerinin de bulunduğu, 501 kurucu üye ile kurulan ve kısa sürede üye sayısı 800’ü aşan, Dünya Yargıçlar Birliği’ne üyeliği kabul aşamasında olan YARSAV’ın yasayla kapatılması niye?

“Türkiye Hâkimler ve Savcılar Birliği Yasa Tasarısı” nın geçici 3. maddesi yasalaşmamalıdır. “Demokratik toplum düzenini” sağlamak ve korumakla yükümlü Yasama Organı bu konudaki iradesini kullanmalı, “Anayasanın ve Anayasa Mahkemesi kararlarının üstünlüğü ve bağlayıcılığını” gözeterek, bir derneği kapatmamalı, dernek kurma özgürlüğünü ortadan kaldırmamalıdır. “Demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti” yerine, münferit de olsa, “yasa gücü” yeğlenirse, yasaların demokratik toplum düzeni aleyhine kullanılmasının ve yasayla darbenin yolu açılmış olur.
Özgür iradesini kullanma gücü elinden alınan bir yargıç ya da savcı bağımsız olabilir mi?
__________________

*Cumhuriyet Gazetesi- 02.3.2007; sayfa 17 de yayınlanmıştır.