Yargıyı tamamen ele geçiremeyeceksiniz!
05.04.2016’da ulusal düzeyde yayın yapan bir televizyon kanalında konuşan iktidar partisine mensup bir milletvekili, devletin nasıl parti devleti haline getirildiğini, daha doğrusu getirilmeye çalışıldığını bir kez daha gözler önüne sermiş, başkanlık sistemi özlemi içerisinde, devletin tüm kurum ve kurallarıyla iflas ettiğini, devlet aygıtının işlemez hale getirildiğini itiraf etmiştir.
Söz konusu milletvekili açıklamasında, yasamanın yürütmeyi denetleyemediğini, yargı, yürütme ve yasamanın kendi ellerinde olduğunu belirterek, anayasayı askıya aldıklarını, güçler birliğine geçtiklerini açıkça dile getirme cesaretini göstermiştir.
Yasama ve yürütmenin anayasadaki düzenleme nedeni ile mecliste çoğunluğa sahip partinin elinde olması bilinen bir durumdur. Ancak anayasa gereği bağımsız ve tarafsız olması gereken yargının da siyasi iktidar sahibi partinin elinde olduğunu söylemek başka bir niyet ve beklentiye işaret etmektedir.
HSYK açısından, sözün bittiği ve çoklukla vurguladıkları anayasal bir kuruma yakışan dik duruşun ortaya konulup konulmayacağının sınanacağı bir kavşaktayız. Ancak söz konusu milletvekilinin, yargının ellerinde olduğuna ilişkin beyanına ilk ve en sert şekilde tepki göstermesi gereken HSYK´dan şu ana kadar hiçbir açıklama gelmemiştir. HSYK üyelerinin, kendilerine yönelik her muhalif eleştiri karşısında bürokratik ya da insani nezaketle bağdaşmayacak şekilde, adeta bir hiddet ve öfke patlamasına dönüşen duyarlılıkları, yargının kurumsal onurunun korunmasında nedense devreye girmemektedir.
´Bağımsız ve tarafsız yargının teminatı´ olduğunu beyan eden HSYK´yı, yargının ele geçirildiğine ilişkin bu beyanlara karşı; yargının ne şekilde ele geçirildiğini, ele geçirilen yargının ne şekilde tarafsız ve bağımsız hale getirileceğini, paralel devlet yapılanmasına yönelik olarak yapılan inceleme, araştırma ve ihraç benzeri tasarrufların, parti yargısı oluşturmaya çalışan ve varsa parti tarafından ele geçirilen kişiler ile ilgili olarak da yürütülüp yürütülmeyeceğini kamuoyuna açıklamaya, böyle bir durum yoksa açıklama sahibine gerekli cevabı vermeye davet ediyoruz.
Tüm yargıç örgütlerini ve yargının diğer paydaşı olan avukatların meslek örgütleri, Baroları ve Barolar Birliğini de bu konuda tepki göstermeye davet ediyoruz.
Diğer yandan, yargı sistemimizde genel anlamda temyiz mercii olan ve “yüksek”liği bu niteliğine vurgu yapan Yargıtay ve Danıştay´ın karar mekanizmasında bulunan başkan ve üyeleri, son inceleme mercii oldukları yargının ele geçirilmesini fark etmişler midir? Yargı bir siyasi parti tarafından ele geçirilmiş ise yargıyı yeniden bağımsız ve tarafsız hale getirmek için bir çabaları olacak mı? Yargıyı ele geçirdiklerini söyleyen sayın milletvekiline karşı bir cevap verilecek mi?
Bizim açımızdan, söylenilen sözler malumun ilamından ibarettir. Uzun zamandır zaten kimsenin mevcut yargı yönetiminden objektif hareket edebileceğine yönelik ne bir umudu ne de beklentisi bulunmaktadır. Her şeyin kontrolden çıktığı ya da birileri açısından tamamen kontrol altına alındığı bir kaos/düzen ikliminde soluklanıyoruz. Yargıda yaşananlar, yargının, oligarşik iktidarın korkutucu bir aracı olarak toplumu hizaya çekmekte kullanıldığının, iktidarın ve eklentilerinin ekseninde bir yandan toplumu dizayn ederken bir yandan da bindiği dalı kesmekte olduğunun en açık örnekleri olarak tarihimizde kara bir leke olarak çoktan yerini almıştır.
Ancak şunu da biliyoruz ki; siyasal iktidar koltuklarından, sofralarından, keselerinden saygınlık devşirilmesi mümkün değildir. Elde edilen kazanımlar, kısa süreli olacak ve silinmez kötü sicil ile utanca evrilecektir. Bilinmelidir ki, kimse ama kimse, toplumsal kesimleri barış ve huzur içinde bir arada tutan çimento olması gereken hukuku ve yargısal eylem ve etkinliği, iktidar hırsı ve hegemonyası için muhaliflere taş atılan mekanizmaya dönüştürmenin tarihsel sorumluluğundan kurtulamaz. Güç odaklı hareketler, ancak gücün ömrü süresince hukuksal sorumluluğu öteleyebilir, asla yok edemez.
Ve her şeye rağmen hâlâ özveri ile çalışan, baskı ve korkutmalara boyun eğmeyen, bir siyasi parti tarafından ele geçirilemeyeceğine inandığımız yargı mensupları adına sesleniyoruz:
Faşizan ve otoriter eğilimlere karşı örgütlü mücadeleden başka yol yoktur. Yargı sistemi üzerinde nasıl bir ele geçirme çalışması yapılırsa yapılsın, yargı mensupları ve yargının örgütlü gücü olan YARSAV bu çalışmalara karşı direnecek, gözünü budaktan, sözünü her türlü iktidardan sakınmayacak, baskılara boyun eğmeyecek ve hukuksal, ilkesel duruşunu her zaman gösterecektir.
Yargının asli sahibi olan toplumun tüm kesimlerinin de, sığınacağı son çatı olan yargı kurumunun elinden alınmasına rıza göstermeyeceği inancındayız. Bu konuda sessizlik ya da ikircikli bir tavrı affedilmez bir hata, karşı koyuşu ise tarihsel bir sorumluluk olarak görüyoruz.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz. 06.04.2016
YARSAV Yönetim Kurulu
YARSAV © 2011 Tüm Hakları Saklıdır. Sitede yayınlanan tüm içerik telif hakları ile korunmaktadır. Kopyalamak ve izinsiz paylaşmak yasaktır. Detaylı bilgi için gizlilik ilkesini inceleyebilirsiniz. Siteye üye olmadan önce kullanıcı sözleşmesini okumalısınız.