![]() |
||
3
Dernek Kurma ?zgürlü?ü ve Anayasa* GİRİ? Dernekler Kanunu ve Türk Medeni Kanunu?nunda derneklerin tüzük incelemeleri ve denetimleriyle ilgili kimi de?i?ikliklerin gündeme gelmesiyle birlikte, Adalet Bakanlı?ı tarafından hazırlanarak Ba?bakanlı?a gönderildi?i ö?renilen ?Türkiye Hâkimler ve Savcılar Birli?i Kanun Tasarısı?nın, bu meslek kurulu?uyla aynı ve benzer amacı gerçekle?tirmek amacıyla kurulmu? bulunan derneklerin tüzelki?iliklerinin kendili?inden sona erece?ine ili?kin geçici 3. maddesi de göz önünde bulunduruldu?unda, dernek kurma özgürlü?ünün anayasal yönüne dikkat çekilmesi gere?i ortaya çıkmı?tır. Yargıç ve savcıların, Anayasa?nın 33. maddesine ve 4.11.2004 günlü, 5253 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerine dayanılarak 26.6.2006 günü kurulup tüzel ki?ilik kazanan tek derne?i, kısa adı ?YARSAV? olan ?Yargıçlar ve Savcılar Birli?i?dir.[1] YARSAV Tüzü?ü, Derne?in amacını, ilkelerini ve Yasa?da gösterilen di?er tüm konuları içerir ?ekilde, 5253 sayılı Yasa?nın 4. maddesi gere?ince hazırlanmı?, 26.11.2006 günü ilk Ola?an Genel Kurulu?nu yapan YARSAV?ın yönetim ve denetim kurullarından olu?an zorunlu organları seçilerek göreve ba?lamı?lardır. Dernek kurma özgürlü?ünün kayna?ı, ba?ta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, İnsan Hakları Avrupa Sözle?mesi olmak üzere, evrensel ?insan hakları? belgeleri ile ?Anayasa?dır. Dernek kurma özgürlü?ünün anlam ve kapsamının, bu belgelere dayanılarak anlatılması gerekmektedir. Bu ba?lamda, Anayasa?nın 90. maddesinin son fıkrasının, 5170 sayılı Yasa ile eklenen son tümcesi, temel hak ve özgürlükler konusunda, uluslararası andla?malar ile yasaların aynı konuda farklı hükümler içermesi durumunda, uluslararası andla?ma hükümlerinin esas alınması gerekti?ini belirtmekle birlikte, dernek kurma özgürlü?ü Anayasa?nın 33. maddesinde evrensel hukuk kurallarına ko?ut olarak düzenlenmi? ve Dernekler Kanunu da buna ko?ut olarak yeniden düzenlenerek yürürlü?e girmi? olup konu iç hukuk kuralları yönünden çözülebilecek niteliktedir.
DERNEK KURMA ?ZG?RL???N?N ANLAM VE KAPSAMI Dernek kurma özgürlü?ü, 1982 Anayasası?nın ?Temel Haklar ve ?devler? ba?lıklı ikinci kısmının, ?Ki?inin Hakları ve ?devleri? ba?lıklı ikinci bölümünde, ?Dernek kurma hürriyeti? ba?lıklı 33. maddesinde yer almı?tır. 1995 yılında 4121 sayılı Yasa ile de?i?ikli?e u?rayan 33. madde, 2001 yılında 4709 sayılı Yasa ile yeniden düzenlenmi?tir. 4709 sayılı Yasa ile Anayasa?nın otuz yedi maddesinde yapılan de?i?iklik, ?Genel Gerekçe?de; ?1982 tarihli Türkiye Cumhuriyeti Anayasası?nın; uygulamada oldu?u dönem içinde ortaya çıkan ihtiyaçlar; kamuoyunun beklentileri ve yeni siyasi açılımlar do?rultusunda yenilenmesi gere?i do?mu?tur. Ayrıca Avrupa Birli?ine tam üyelik sürecinde, ekonomik ve siyasi kriterlerin kar?ılanmasının, bu alanda gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının ön ?artı olarak Anayasada bazı de?i?ikliklerin yapılması da kaçınılmazdır. Bu teklif toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilecek ça?da? demokratik standartlara ve evrensel normlara uygun, insan hakları ve hukukun üstünlü?ünü ön plana çıkaran bir Anayasa de?i?ikli?ini hedeflemektedir? ?eklinde açıklanmı?tır. Anayasa?nın 33. maddesine göre, ?herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma hürriyetine sahiptir?. Ayrıca, ?hiç kimse bir derne?e üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz?. Anayasa gere?i, vakıflarla ilgili olarak da uygulanan bu anayasal hükmün niteli?i, açık olarak ki?inin hak ve iradesi üzerine kurulmu?tur. 33. maddenin dördüncü fıkrasında ?dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak ?ekil, ?art ve usuller?in yasaya bırakılmı? olması bu hak ve iradeyi de?i?tiremez. Burada yasaya bırakılan usul sorunları olup, dernekler kurucularının, tüzü?ünün ve organlarının iradesiyle kurulup tüzel ki?ilik kazanacaklardır. Dernekler yasayla kurulamayacak, ya da ba?ka bir deyi?le kamu tüzelki?ilikleri dı?ında yasayla kurulan di?er tüzelki?ilikler dernek statüsünde olamayacaktır. Nitekim bunların en tipik örne?i olan ?kamu kurumu niteli?indeki meslek kurulu?ları? Anayasa?da, 135. maddede ayrıca düzenlenmi?tir. Dernekler, Anayasa?nın 135. maddesine dayanarak kurulan ?meslek kurulu?u? olamayacakları gibi, bu tür meslek kurulu?ları da Anayasa?nın 33. maddesine dayanılarak kurulan ?dernek? olamazlar. Kimi meslek kurulu?larıyla derneklerin amaçlarındaki benzerlikler dahi bu iki örgütlenme modelinin çakı?masına neden olmaz. ?ünkü iradeleri, tüzel ki?ilik kazanma ve kaybetme ko?ulları, nitelikleri ve anayasal dayanakları birbirinden tamamıyla farklı, iki ayrı hukuksal statü söz konusudur. Dernekler tüzükleri ve organlarıyla olu?an ?özel tüzelki?iler?, meslek kurulu?ları ise yasayla olu?an ?kamu tüzelki?ileri?dir. ?te yandan, ?dernek? kurma, bir hak ve özgürlük olup kullanılması serbest iradeye dayanır ve zorunlu de?ildir. ?Kamu kurumu niteli?indeki meslek kurulu?ları? ise mesle?i sürdürme yönünden serbest ve özel kesimde çalı?anlar için zorunlu, kamuda asli ve sürekli görevlerde çalı?anlar için iste?e ba?lı bir örgütlenmedir. Anayasa?nın 33. maddesinin üçüncü fıkrasında, dernek kurma özgürlü?ünün ?ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç i?lenmesinin önlenmesi, genel sa?lık ve genel ahlak ile ba?kalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla? sınırlanabilece?i belirtilerek, bu hakkın özüne donulamayaca?ı, ancak yasayla ve Anayasa?da belirtilen nedenlerle sınırlandırılabilece?i hüküm altına alınmı?tır. Ku?kusuz, bu sınırlamalar dahi, Anayasa?nın 13. maddesi gere?ince, Anayasa?nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamayacaktır. 13. madde, yasayla da olsa temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunulmasını yasaklamı?tır. Nitekim 33. maddenin altıncı fıkrasında sayılan ?Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdi?i ölçüde Devlet memurlarına?, yasayla sınırlamalar getirilebilmesinin Anayasa?da öngörülmesi de bunun Anayasa?da yerini bulan göstergesidir.[2] Kaldı ki, yargıç ve savcılar söz konusu altıncı fıkrada sayılanlar arasında da bulunmamaktadır. Derneklerin kapatılabilmesi ya da faaliyetten alıkonulabilmesi de, kurulmalarındaki özgür iradeye ko?ut olarak, anayasal güvence altına alınmı?tır. 33. maddenin be?inci fıkrasında, kapatılabilme veya faaliyetten alıkonulabilme i?lemi, ?kanunun öngördü?ü hallerde hâkim kararı?na ba?lanmı?tır. Ancak, millî güvenli?in, kamu düzeninin, suç i?lenmesini veya suçun devamını önlemenin yahut yakalamanın gerektirdi?i hallerde gecikmede sakınca varsa, kanunla bir merci, derne?i faaliyetten men ile yetkilendirilebilecektir ki, bu durumda da söz konusu merciin kararı yirmidört saat içinde görevli yargıcın onayına sunulacak ve yargıcın kırksekiz saat içinde kararını açıklaması gerekecektir. Aksi halde, söz konusu idari karar kendili?inden yürürlükten kalkacaktır. Burada, her durumda temel unsur ?hâkim kararı?dır. Anayasa, bu unsuru zorunlu ko?ul olarak koymu?tur. Bu durumda, derneklerin genel kurullarının kararına ba?lı olarak, kendi iradeleriyle fesihleri dı?ında, ?hâkim kararı? olmadan kapatılmaları Anayasa uyarınca olanaklı de?ildir; organlarının iradeleri dı?ında ancak mahkeme kararıyla kapatılabilirler.Dernekler yasayla kapatılamayaca?ı gibi, yasayla dernek organlarının görevlerine dahi son verilemez. 5253 sayılı Dernekler Kanunu da Anayasa?nın 33. maddesinin 4121 ve 4709 sayılı Yasalarla yapılan de?i?ik hükmü do?rultusunda hazırlanmı?, ?Avrupa Birli?ine aday ülke olarak dernek kurma ve üyelik konusundaki kısıtlamaların azaltılması?nın ve ?dernek faaliyetlerine serbestlik sa?lanması?nın amaçlandı?ı, Yasa?nın ?Genel Gerekçesi?nde belirtilmi?tir. Dernek kurma özgürlü?ünün kapsamı, dernek tüzelki?ili?inin kurucu unsurlarında kendisini gösterir. Kurulu? sözle?mesi niteli?indeki ?dernek tüzü?ü? ve ?dernek organları? derneklerin kurucu unsurlarıdır ve her iki unsuru da dernekler özgür iradeleriyle kendileri belirler, kendileri de?i?tirirler. Bu durum, Anayasa Mahkemesi tarafından ?Dernek tüzelki?ili?inin kurucu unsurlarının derne?in tüzük ve organları oldu?u, derneklerin, kurulu? sözle?mesi niteli?indeki tüzüklerini kendilerinin olu?turabilece?i, de?i?tirebilecekleri, organlarını belirleyebilecekleri, organlarının iradeleri dı?ında ancak mahkeme kararı ile kapatılabilecekleri, dernek kurma özgürlü?ünün kapsamı içinde bulunmaktadır? ?eklinde açıklanmı?tır.[3] Buna göre, ?dernek kurma özgürlü?ü, derne?in kurulu? sözle?mesi niteli?indeki tüzü?ünü kendisinin olu?turması, de?i?tirmesi, organlarını belirleyebilmesi, organlarının iradeleri dı?ında ancak mahkeme kararıyla kapatılabilmesi gibi güvenceleri kapsamaktadır?.[4] Dernekler, organlarının iradeleri dı?ında, ancak mahkeme kararı ile kapatılabilirler. Dernek organlarında görev alanların herhangi bir nedenle görevlerinden ayrılmaları halinde, yerlerine hangi usulle seçim yapılaca?ının, her derne?in kendi tüzü?ünde belirlenmesi, dernek kurma özgürlü?ünün do?al sonucudur. Derneklerin yasa koyucunun iradesiyle kapatılması, ?dernek kurma özgürlü?üne Anayasa?nın 33. maddesinde öngörülmeyen bir müdahale?[5] olu?turur. ?te yandan, 33. maddede 2001 yılında 4709 sayılı Yasa ile yapılan de?i?iklikten önce yer alan ?Dernek kurabilmek için kanunun gösterdi?i bilgi ve belgelerin kanunda belirtilen yetkili mercie verilmesi yeterlidir. Bu bilgi ve belgelerin kanuna aykırılı?ının tespiti halinde yetkili mercii, derne?in faaliyetinin durdurulması veya kapatılması için mahkemeye ba?vurabilir? hükmü, 4709 sayılı Yasa ile madde metninden çıkarılmı?, böylece idareye Anayasa ile verilen ön denetim yetkisi kaldırılmı?tır. 5253 sayılı Dernekler Kanunu da bu Anayasa de?i?ikli?ine ko?ut olarak düzenlenmi? ve ön denetime yer verilmemi?tir. Ancak, Anayasa?da ve Dernekler Kanunu?nda yer almayan ön denetim yetkisinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu?nun 60. maddesiyle idareye tanınmaya devam etmesi, yasa hükmünün ve ön denetim uygulamasının Anayasa kar?ısındaki durumunu tartı?malı hale getirmi?, Anayasa ile özgürlükler lehine getirilen düzenlemeler, yasayla engellenmi?tir. Bu sorun, yasal düzenlemeyle çözümlenmeyi beklemektedir; ancak, gündemdeki yasa de?i?ikli?i çalı?maları bunun aksini göstermektedir. Bu çarpık durum düzeltilmez ise kesin çözümün, son zamanlarda yaygın olarak ba?vurulan anayasal denetim yoluyla bulunaca?ı ku?kusuzdur.
SONU? Tüm derneklerde oldu?u gibi, YARSAV Tüzü?ü?nün, organlarının, çalı?ma ilkelerinin ve hedeflerinin olu?masında da etkileyici unsurlar söz konusudur. Bu unsurların temel belirleyicisi Anayasa?dır; Anayasa?ya uygun olarak çıkarılması gereken yasalar ve di?er mevzuattır. Buna ba?lı olarak, bu hukuku yaratan toplumsal, kültürel, ekonomik, sosyolojik ve hatta psikolojik ko?ullar da belirleyicidir. Bir ba?ka belirleyici ise evrensel yargı ba?ımsızlı?ı ilkeleri, evrensel yargıç ve savcı güvencesi ilkeleridir. YARSAV?ın kurulu? ilkeleri ve Tüzü?ü?ne bakıldı?ında temel hedefinin, evrensel yargı ba?ımsızlı?ı, yargı eti?i, evrensel yargıç ve savcı güvencesi oldu?u, yargıç ve savcıların bu hedef do?rultusundaki bilgi ve çalı?malarını sürekli olarak birle?tirmeleri amacıyla, yasayla de?il, özgür iradelerine dayanarak örgütlendikleri görülmektedir. Bu örgütlenme, hem evrensel hem de Anayasa?da belirlenen temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasından ibaret olup niteli?i itibariyle resmi ya da özel bir i?te çalı?ma, resmi ya da özel görev alma de?ildir. Dernek tüzelki?ili?inin kurucu unsurları arasında bulunması zorunlu olan Dernek Tüzü?ü de, kurucu üyeler ve zorunlu olarak kurulması gereken dernek organları da (Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu) dernek kurma özgürlü?ünün kapsamı içindedirler. ?Gönüllü bir toplumsal kurulu? olan dernek, serbestçe varlık kazanma ve örgütlenme ilkeleri ile faaliyet güvencesi ö?elerini kapsar. Dernek özgürlü?ü anılan ö?elerin bir arada bulunmasıyla sa?lanabilir. Kendine özgü varlık olarak örgüt yanında, dernek üyeleri de hakkın öznesidir. Bir derne?in kurulu?una katılma, bir derne?e üye olma ve üyelik hakları, örgütün varlık ko?uludur.?[6] Bu varlık ko?ulu, ya kurulu?taki gibi serbest iradeyle, ya da Anayasa gere?i mahkeme kararıyla sona erdirilebilir. Bu nedenle, dernek tüzelki?ili?inin kurucu unsurlarının bir bölümünün serbest, bir bölümün yasaklama altında oldu?u, dernek tüzü?üne müdahale edildi?i bir ortamda dernek kurma özgürlü?ünden söz edilemeyece?i gibi, organlarının iradeleri ve mahkeme kararı dı?ında yasayla kapatılmaları halinde de dernek kurma özgürlü?ünden söz edilemez, hakkın özüne dokunulmu? olunur. Bir hak ve özgürlü?ün varlı?ı, sadece serbest iradeyle kullanılması ile de?il, onun ortadan kaldırılmaması ile mümkündür. Hak kullanma özgürlü?ü ve güvencesi, kullanmayı ortadan kaldırmama, özüne dokunmama güvencesiyle bir bütündür. ?te yandan, özgür irade ile kurulan ve tüzel ki?ilik kazanarak bütün sonuçlarıyla fiilen elde edilen bir hakkı elde eden derneklerin, Anayasa?nın 33. maddesine kar?ın yasayla kapatılmaları yönünde getirilecek bir düzenleme, temel hak ve özgürlüklerin kullanılmasını ortadan kaldıraca?ı gibi hukuk güvenli?ini de ihlal eder. ?Hukuk devletinde yasaların ilke olarak genel, soyut ve nesnel olmaları gerekti?inden? bir statüyü tüzel ki?ilik olarak kazanmı? olan derneklerin, bu statülerinde bir de?i?iklik olmaksızın hukuk güvenliklerini ihlal edecek biçimde yasa çıkarılarak yasama tasarrufunda bulunulması ?hukuk devleti? ilkesiyle de ba?da?maz. Ayrıca, derneklerin tüzel ki?iliklerine yasayla son verilmesi, söz konusu derneklerin ?yasama tasarrufuna kar?ı dava açma hakları bulunmadı?ından hak arama özgürlüklerini ortadan kaldırmak suretiyle yargı denetimi?ni[7] de engeller, ?hak arama özgürlü?ü?nü ortadan kaldırır. Anayasa ile özel güvence altına alınan yargıç ve savcıların, yine Anayasa?nın ve evrensel hukukun güvencesi altında olan ve tüm insanlara uygulanan temel hak ve özgürlüklerden yararlanmaları en do?al haklarıdır. ?Ba?ımsız yargı, insan haklarının ve özgürlüklerinin ba?lıca güvencesi?[8] oldu?una göre, bu hak ve özgürlüklerden herkes gibi yargıç ve savcıların da yararlanması, hukuk devletinin özünü olu?turan yargı ba?ımsızlı?ının gerçekle?tirilmesi için gereklidir, kaçınılmazdır. Yasayla kurulması öngörülen, Anayasa?nın 135 maddesi gere?i kamu tüzelki?ili?i niteli?inde olan ve üzerinde Devletin idarî ve malî denetimi bulunan, serbest çalı?anların zorunlu üye oldu?u, kamuda asli ve sürekli görevde çalı?anların ise girme mecburiyetinin bulunmadı?ı bir meslek kurulu?unun, serbest olarak yürütülmesi olana?ı bulunmayan yargıçlık ve savcılık mesle?inin ortak gereksinimlerini kar?ılaması, mesle?in geli?mesini sa?laması dü?ünülemeyece?i gibi ?yargı ba?ımsızlı?ı? ?yargıç ve savcı güvencesi? ilkeleriyle ba?da?ması da olanaklı de?ildir. Aksine, yargı ba?ımsızlı?ının, yargıç ve savcı güvencesinin özü, özgür iradeyle kurulan örgüt ile uyumludur. ?Temel hak ve özgürlüklerin kullanılması?nın serbest iradeye dayanması, her yönüyle ba?ımsızlı?ı ve her türlü baskından uzak olmayı içeren yargı ba?ımsızlı?ını tamamlar, yargıçlık güvencesinin en önemli unsuru olan ?ki?isel ba?ımsızlı?ı ve özgürlü?ü?, ?görevin tam bir güven ve tarafsızlık içinde yapılabilmesini? sa?lar.
?ZET
Dernek kurma özgürlü?ünün kayna?ı, ba?ta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, İnsan Hakları Avrupa Sözle?mesi olmak üzere, evrensel ?insan hakları? belgeleri ile ?Anayasa?dır. Dernekler, Anayasa?nın 135. maddesine dayanarak kurulan ?meslek kurulu?u? olamayacakları gibi, bu tür meslek kurulu?ları da Anayasa?nın 33. maddesine dayanılarak kurulan ?dernek? olamazlar. Dernek kurma özgürlü?ü, derne?in kurulu? sözle?mesi niteli?indeki tüzü?ünü kendisinin olu?turması, de?i?tirmesi, organlarını belirleyebilmesi, organlarının iradeleri dı?ında ancak mahkeme kararıyla kapatılabilmesi gibi güvenceleri kapsar. ?zgür iradeye dayanılarak kurulan dernekler yasama tasarrufuyla kapatılamazlar.
Anahtar Kelimeler Dernek kurma özgürlü?ü, Yargıçlar ve Savcılar Birli?i, yargı ba?ımsızlı?ı, Dernekler Kanunu, kamu kurumu niteli?indeki meslek kurulu?ları, derneklerin kapatılması, hukuk güvenli?i, hak arama özgürlü?ü, hâkim kararı. * TERAZİ AYLIK HUKUK DERGİSİ, Yıl 2, Sayı 5, Ocak 2007, s.157-163?de yayımlanmı?tır. ** Anayasa Mahkemesi Raportörü, YARSAV Genel Sekreteri. [1] YARSAV üzerine bir çalı?ma için bkz. AYDIN, Ali Rıza, ?Yargıç ve Savcılar Birli?i ?zerine Bir De?erlendirme?, TERAZİ Aylık Hukuk Dergisi, Yıl 1, Sayı 1, Eylül 2006, s.69. [2] Anayasa?nın 33. maddesinin özgün halinde, söz konusu hükmü içeren yedinci fıkra, ?Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve kolluk kuvvetleri mensupları ile kamu hizmeti görevlilerinin dernek kurma haklarına ba?kaca sınırlamalar getirilmesine veya bu hürriyeti kullanmalarının yasaklanmasına engel de?ildir? ?eklindeyken, bu kural 1995 yılında 4121 sayılı Yasa?yla de?i?tirilerek ?yasaklama? fıkra metninden çıkarılmı?tır. [3] AYMK., 5.1.2006 günlü, E.2005/8, K.2006/2, RG.25.7.2006/26239. [4] AYMK., 13.7.2004 günlü, E.2004/52, K.2004/94, AYMKD., 40-2/848; AYMK., 24.12.2003 günlü, E.2002/43, K.2003/103, AYMKD. 40-1/289. [5] AYMK., Dipnot:3. [6] KABO?LU, İbrahim ?., ?zgürlükler Hukuku, İmge Kitabevi, Ankara, 6. Baskı: Kasım 2002, s.386. [7] AYMK., 6.4.2006 günlü, E.2003/112,K.2006/49, RG.29.11.2006/26361. [8] AYMK., 27.4.1993 günlü, E.1992/37, K.1993/18, AYMKD.31-1/97. |