![]() |
||
4
19.3.2008 Erkler Ayrılı?ı İlkesi Açısından Yargı Ba?ımsızlı?ı ile Yargıçlık ve Savcılık Güvencesi 19.3.2008 ERKLER AYRILI?I İLKESİ A?ISINDAN YARGI BA?IMSIZLI?I İLE YARGI?LIK VE SAVCILIK G?VENCESİ (Doç Dr Ali Rıza ?ınar makalesi) ERKLER AYRILI?I İLKESİ A?ISINDAN YARGI BA?IMSIZLI?I İLE YARGI?LIK VE SAVCILIK G?VENCESİ(Doç Dr Ali Rıza ?ınar makalesi)* Sayın konuklar, de?erli katılımcılar, hepinizi saygıyla selamlıyorum. ?Erkler Ayrılı?ı İlkesi Açısından Yargı Ba?ımsızlı?ı ile Yargıçlık ve Savcılık Güvencesi? adlı tebli?imi size sunaca?ım. De?erli katılımcılar, önce anlatım planımı açıklamak istiyorum. Tebli? üç ana bölümden olu?maktadır. Konunun iyi anla?ılması için birinci bölümde, yargıç ba?ımsızlı?ı ile yargıçlık/savcılık güvencesi kavramları üzerinde durarak erklerin ayrılı?ı ilkesi açısından yargının durumunu belirtece?im. İkinci bölümde, yargı ba?ımsızlı?ı açısından yargıç ve savcıların e?itimi ile örgütlenmesinin önemini, kar?ıla?ılan sorunlar nelerdir, bunları açıklayaca?ım. ?çüncü bölüm olan son bölümde ise yargının ba?ımsız, güvenceli ve yansız olması için yapılması gerekenleri özetle belirtece?im. I- YARGI? BA?IMSIZLI?I VE YARGI?LIK/SAVCILIK G?VENCESİ 1- Yargıç Ba?ımsızlı?ı Yargıç ba?ımsızlı?ı; yargıcın görevini yaparken, hiçbir baskı ve etki altında bulunmaması, herhangi bir ki?i ya da kurumdan emir almaması, her türlü kaygıdan (endi?eden) uzak ve özgür olmasıdır. Bu ilke, önemi nedeniyle Anayasa?da yer almaktadır. Yargıç ba?ımsızlı?ı kavramı, 1961 Anayasası?nda[1] oldu?u gibi 1982 Anayasası?nda da[2] ?Hâkimler görevlerinde ba?ımsızdırlar? biçiminde yer almı?tır. Anayasa?nın 138. maddesinin 1. fıkrasında ?yargıç ba?ımsızlı?ı? ilkesine yer verildi?i gibi ba?ımsızlı?ın sınırı da gösterilmi?tir. Buna göre yargıçlar, Anayasa?ya, kanuna, hukuka ve vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Anayasamızın 138. maddesinin ba?lı?ı her ne kadar ?mahkemelerin ba?ımsızlı?ı? ise de maddenin içeri?inde, yargıç ve mahkeme/yargı ba?ımsızlı?ının temel ilkelerinin gösterildi?i açıkça anla?ılmaktadır. Mahkemelerde her zaman tek yargıç bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkeme kurulunda yer alan tüm yargıçların ba?ımsızlı?ını anlatmak üzere, Anayasa?da ?mahkemelerin ba?ımsızlı?ı? kavramına da yer verildi?i ö?retide ileri sürülmü?tür[3]. Anayasa?nın 9. maddesinde genel ilke olarak yargı yetkisinin Türk ulusu adına ba?ımsız mahkemelerce kullanılaca?ı belirtilmi?tir. Yargılama makamı olarak yargının/mahkemelerin, hukuka ba?lı olarak karar verebilmeleri, yargı erkinin temsilcileri durumundaki yargıçların ba?ımsızlıklarının sa?lanmasına ba?lıdır[4]. Yargı ba?ımsızlı?ı için, yargıcın ba?ımsız ve adil olması yetmez. Yargıcın ba?ımsız ve adil oldu?undan ku?ku (?üphe) dahi duyulmamalıdır[5]. Anayasa?ya göre yargı/mahkemeler, Türk ulusu adına egemenlik hakkını kullanmaktadır ve ba?ımsızdır (Anayasa, md. 9, 138, 140/3). Bu nedenle Anayasamızda yargı ba?ımsızlı?ı (mahkemelerin ba?ımsızlı?ı) nedeniyle yargıç ve savcıların bütün özlük i?leri, yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık güvencesi ilkelerine göre yasayla düzenlenece?i belirtilmi?tir (Anayasa md. 140). 2- Yargıçlık ve Savcılık Güvencesi Yargıçlık/Savcılık güvencesi, yargıç ve savcıların ki?isel ba?ımsızlı?ıdır. Yargıç ve savcıların, her türlü maddi ve manevi etkiden (baskıdan) ve kaygıdan uzak olarak görev yapabilmeleri için güvence içinde bulunmaları gerekir. Güvencenin temel nedeni, yargıç ve savcının siyasal iktidar/yürütme erki kar?ısında kendilerini tam bir güvencede bulması ve görevlerini her türlü korku ve kaygıdan (endi?eden) uzak olarak yerine getirebilmeleri içindir[6]. 1961 Anayasası yargıçlık ve savcılık mesleklerini ayrı ayrı düzenleyip adli yargıçlar için Yüksek Hâkimler Kurulu?nu, savcılar için de Yüksek Savcılar Kurulu?nu olu?turdu?u halde (1961 Anayasa md.134, 137, 143, 144), 1982 Anayasası 140. maddesinde yargıçlık ve savcılık mesle?ini bir tuttuktan ba?ka yönetsel yargı yargıçlarını da bu düzenlemelerin içine almı?tır (Anayasa md.159/3). Ayrıca 1982 Anayasası 1961 Anayasası?ndan farklı olarak, yargıçları da savcılar gibi yönetsel görevleri yönünden Adalet Bakanlı?ı?na ba?lamı?tır (Anayasa md.140/6). Bunlardan ba?ka Yüksek Hâkimler Kurulu ile Yüksek Savcılar Kurulu kaldırılarak, yerlerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu getirilmi?tir (Anayasa md.159). Anayasa?da yargıçların ba?ımsızlı?ından söz edildi?i için, yargıçlara tanınan güvenceler ile ba?ımsız olmayan savcılara tanınan güvencelerin aynı olması ö?retide ele?tirilmektedir[7]. Yargıç güvencesinden söz edilirken, Cumhuriyet Savcılarını yargıçtan ayırmadı?ımızı belirtmek isterim. Anayasa?da, yargıçlık ve savcılık güvencesi ba?lı?ı altında 139. maddede tanınan güvenceler tek tek sayılmı?tır. Yargıçlık güvencesi nedeniyle yargıçlar ve savcılar azledilemezler, Anayasa?da gösterilen ya? sınırı dolmadan, istekleri dı?ında asla emekli edilemezler. Hiçbir suretle (bir mahkemenin ya da kadronun kaldırılması nedeniyle de olsa) aylık, ödenek ve di?er özlük haklarından yoksun bırakılamazlar, görevlerinden ve yerlerinden alınamazlar[8]. Mahkemeler yasayla kurulurlar (Anayasa md. 142). Do?al yargıç ilkesi gere?i, yargıçların görevleri önceden belirlenir. Tayvan?da (Taipei?de) 17 Kasım 1999?da toplanan Hâkimler/Savcılar Uluslararası Birli?i Merkez Kurulu?nca onaylanan ?yargıcın evrensel konumu?yla ilgili kararın 13. maddesinde, yargıç ve savcıların maddi/sosyal güvencelerinin, maa?larının, ödenek ve emekliliklerinin yürütme gücünün eline bırakılamayaca?ı açıkça vurgulanmı?tır[9]. 3- Erklerin Ayrılı?ı İlkesi Açısından Yargının Durumu Erklerin ayrılı?ı ilkesi açısından yargı ba?ımsızlı?ı, yasama ve yürütme erklerine kar?ı yargının korunması anlamındadır. Bunun da iki sonucu vardır. Birincisi yargının, yasama ve yürütmeden ba?ımsızlı?ıdır. İkincisi ise erkler arasında e?itliktir. Yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık/savcılık güvencesi yalnız yasama ve yürütme erklerine kar?ı yargının/yargıç ve savcının korunması ile sa?lanamaz. Ayrıca yargıçlar arasında yargısal üstlük-altlık olmadı?ından, yargılama organlarına, dı? dünyaya kar?ı da yargının/yargıcın ve savcının korunması gerekir. Yargı, yasama[10] ve yürütme organı kar?ısında ba?ımsızdır. Ayrıca yargı, medyaya, soka?a kar?ı da ba?ımsızdır (5187 sayılı Basın Yasası, md.19; 5237 sayılı Türk Ceza Yasası, md.277, 286, 288). Yargıcın da bir canlı/insan oldu?u gözetilerek, görülmekte olan davalarla ilgili olarak, vicdani kanı/yargısının sa?lıklı olu?ması için hiçbir görü? sergilenmemelidir. Anayasamızda[11], Basın Yasası?nda[12] ve Ceza Yasası?nda[13] dı? dünyaya kar?ı yargıç ve savcıları korumak için düzenlemeler bulunmaktadır. Buna kar?ın ülkemizde duru?ma öncesi yargıcın önündeki davalarla ilgili olarak kanıtlar ve eylemler üzerinde yorum yapılmakta, hatta hükümler kurulmaktadır. Böylece, adil yargılanma ve suçsuzluk karinesi ilkeleriyle yargıçlık hakları, zaman zaman çi?nenmektedir. Ki?ilerin önyargılarla hüküm giymelerine neden olan bu tür yayınlar, adil/dürüst yargılanma haklarını çi?nedi?i için hukuka aykırıdır[14]. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), yargı ba?ımsızlı?ını ve saygınlı?ını örseleyen, yargıya güveni sarsan dü?ünce açıklamalarının anlatım özgürlü?ü kapsamına girmeyece?ini kararında açıkça belirtmi?tir[15]. Yargıçlar da bu konuda duyarlı olmak ve yargının önüne gelmi? ya da gelme olasılı?ı bulunan i?lerle ilgili olarak dü?ünce açıklamaktan kaçınmak zorundadırlar. ?zellikle kamuoyunun duyarlı oldu?u davalarda, hukuk güvenli?i ve yargı ba?ımsızlı?ı açısından yargıçlar yoruma yol açacak açıklamalarda bulunmamak için çok özen göstermelidir. Yargı ba?ımsızlı?ı ilkesi, yargıcın yansız olmasını da gerektirir. Yansızlık, yargıcın yanların dı?ında ve üstünde olması demektir. Bir hukuk devletinde, yasama organı yasaları yapar. Yasama, yasa yorumu yapamaz. Yasaların ba?layıcı olarak yorumunu yapma yetkisi, ba?ımsızlı?ı anayasal olarak güvenceye alınan yargıya tanınmı?tır. Yasayı yorumlama yetkisi bir ki?i olarak de?il, bir kurum olarak yargıcın tekelindedir. Yargıç yasayı yorumlarken her türlü ilgili kar?ısında üçüncü ki?idir, yanlar üstüdür, nesnel (görevsel, kurumsal, maddi) yansızlık ilkesi içinde yasal metne ba?lı kalarak yorumlar. Bu herkesin yasa önünde e?itli?ini sa?lar. Ancak nesnel yansızlık yetmez. Yargıç ve savcı, kendi inançlarına, görü?lerine, hatta duygularına kar?ı kayıtsız ve ba?ımsız olmalı. Dı? ve iç dünyanın dayatmalarına kar?ı direnmelidir. Yargıç, yargılama yaparken yan tutmamalı, yanlara kar?ı objektif olmalı, inanç, görü? ve duygularından sıyrılabilmelidir[16]. Bunun için de, yargıç ve savcının, bilimsel dü?ünme ve ayırt etme yetisine sahip, bilge, dürüst, güvenilir, a?ırba?lı olması ve kendine özgüveni bulunmalıdır. Görüldü?ü gibi yansızlı?ın öznel (bireysel, ki?isel) ve nesnel (kurumsal, maddi) olmak üzere iki boyutu vardır. Yargıcın yansızlı?ının öznel boyutu, ki?ili?ine ili?kin niteliklerdir. Heyecan, duyarlılık, huy, birinin yerine geçebilme, kendine egemenlik, yanlar ve dava kar?ısında ruhsal duru?, yanlara kar?ı tutum ve davranı?lar gibi[17]. AİHM, bir mahkemenin ba?ımsızlı?ını ara?tırırken, üyelerinin atanma ve görevden alınma yöntemine, görev süresince üyelere emir verme yetkisine sahip bir makamın bulunup bulunmadı?ına, üyelerin her türlü etkiden korunmasını sa?layacak önlemlerin alınıp alınmadı?ına ve mahkemenin genel olarak ba?ımsız bir görünüm verip vermedi?ine bakmaktadır[18]. AİHM?ne göre yansızlık ise mahkemenin ya da mahkeme üyelerinin bazısının yanlar düzeyinde onların leh ve aleyhine bir duygu ya da çıkara sahip olmaması demektir. Daha do?rusu önyargı sahibi olmamaktır. Mahkemeye göre, yansızlık, nesnel (objektif) ve öznel (sübjektif) olmak üzere iki yönü bulunmaktadır. Nesnel (objektif) yansızlık, kurum olarak mahkemenin, ki?ide bıraktı?ı izlenimin yani yanlara güven veren yansız bir görünüme sahip olmasıdır[19]. Bunun de?erlendirilmesi, organik (mahkemenin) kurulu? ?ekli ve görevin yerine getirilme biçimi (fonksiyonel) yönlerden yapılmaktadır[20]. ?znel yansızlık ise mahkeme üyesi yargıcın ki?isel olarak yansızlı?ıdır. Ki?isel yansızlık yani öznel yansızlık aksi sabit oluncaya kadar varsayılmaktadır. ?znel yansızlı?ın bulunup bulunmadı?ını nesnel bir ölçütle açıklayan AİHM?ne göre, mahkemeler güven vermelidir. Bunun için de ba?ımsız izlenim bırakmaları gerekir. Dı?arıdan ve yansız bir gözlemci, yargıcın bir yana yakla?madan davayı çözemeyece?i inancında ise nesnel olarak yansızlık yoktur. İsterse yargıç öznel olarak yansız olsun[21]. Yürütme organı, yetkisine giren konularda yasaları uygular. Bu uygulamada bireyler arasında ya da bireyle devlet arasında bir uyu?mazlık çıktı?ında ne olacaktır? Bunun çözümü önemlidir. ?ünkü toplum içinde barı? ve düzeni korumak için bu uyu?mazlı?ı ?çeli?mez? ve ?emredici? olarak çözmek gerekir[22]. Yargı, devletin her türlü i?lemlerini, bireylerin uyu?mazlı?ını çözen, böylece sistemi hukuksalla?tıran erktir. Bu nedenle yargı, durumun hukuksallı?ını açıklamak ve gerekiyorsa yaptırımını belirtmek konusunda hukuk adına en son sözü söyleyen bir erktir. Yargı görevi de yasama ve yürütme gibi devlete aittir. Yargı görevi kural olarak devletin tekelindedir. Yargı görevi ba?ta ?ba?ımsız mahkemeler? olmak üzere devletin resmi ?yargılama makamları?nca yerine getirilir. Bu nedenle mahkemeler dı?ında hiçbir otorite adalet da?ıtamaz. Bu ba?lamda yargı ne kadar güçlü olursa devlet de o kadar saygın ve güçlü olur. Yargı ?hukuk devleti?nin temel ko?uludur. Bu nedenle yargı; ba?ımsız, güvenceli ve yansız de?ilse hukukun üstünlü?ü sa?lanamaz. Demokrasinin esenli?i de yargıya ba?lıdır. ?ünkü yargının ba?ımsız, güvenceli ve yansız olmadı?ı durumlarda sistem kirlenir[23]. Ba?ımsız yargı temel insan hak ve özgürlüklerinin de güvencesidir. Bu nedenle, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi?nde (m.10) Avrupa İnsan Hakları Sözle?mesi?nde (m.6), Avrupa Birli?i Temel Haklar Antla?ması?nda (m.47/2) ve benzeri birçok bildiri ve antla?malarda, ba?ımsız ve yansız bir yargıda hak arayabilme, temel bir insan hakkı olarak kabul edilmi?tir. Birle?mi? Milletler?in 2003/43 sayılı Bangalor Yargı Eti?i İlkelerinde, yargı ba?ımsızlı?ının ?hukuk devletinin önko?ulu ve adil yargılamanın temel güvencesi? oldu?u açıkça belirtilmi?tir[24]. Yargı ba?ımsızlı?ının ve yargıçlık güvencesinin korunmasında en büyük güçlük, yargının yürütme organına kar?ı korunmasında görülmektedir. ?ünkü en büyük tehdit daima yürütme organından gelmektedir[25]. Yürütme organına kar?ı yargıçların ba?ımsızlı?ını sa?lamak ve korumak gerekir. Anayasa?da, yargı ba?ımsızlı?ı nedeniyle, yargıç ve savcıların bütün özlük i?lerinin, yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık güvencesi ilkelerine göre özel yasayla düzenlenece?i öngörülmü?tür (md.140). Ayrıca yargıç ve savcıların özlük i?lerini, ba?ımsız bir kurul olarak Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nun yerine getirece?i Anayasa?da belirtilmi?tir (md.159). Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nun, mahkemelerin ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık güvencesi ilkelerine göre kurulaca?ı ve görev yapaca?ı da Anayasamızda yer almaktadır (Anayasa md. 159/1). Kurulun Ba?kanı Adalet Bakanı?dır. Adalet Bakanlı?ı Müste?arı, Kurulun do?al (tabii) üyesidir. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulu?nun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danı?tay Genel Kurulu?nun kendi üyeleri arasından her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurba?kanı?nca, dört yıl için seçilir. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından ba?kanvekili seçer (Anayasa md. 159/2). Bu yönetsel kurulun görü?meleri (i?lemleri) gizlidir. Kararlarına kar?ı da yargı yolu kapalıdır (Anayasa md. 159/4). Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası?nın 3. maddesi uyarınca da ?Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ba?ımsızdır.? Kurul ba?ımsız mı? Yürütme organının içinde yer alan hem bakan hem de müste?arın yer aldı?ı kurulun kurumsal olarak ba?ımsız oldu?u söylenemez. Kurulda, yönetimde giri?im gücü bakanlıktadır. Adalet Bakanı, kurulun ba?kanıdır. Adalet Bakanı?nın yoklu?unda, yüksek kurul, ba?kanvekilinin daveti üzerine toplanır[26]. Ancak Adalet Bakanlı?ı müste?arı kendisine vekalet edecek birini göndermez ve kurula katılmazsa, kurulun toplanma olana?ı yoktur. Adalet Bakanı, yargıçların ve savcıların görevlerini ve yerlerini geçici yetkiyle de?i?tirebilir ve isterse onları bakanlıkta çalı?tırabilir[27]. Anayasa?ya göre, adli ve idari yargı yargıç ve savcılarını mesle?e kabul etme, yüksek kurulun görevindedir. Ancak, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası?na göre, adaylı?a kabul Adalet Bakanlı?ı tarafından yapılmaktadır. Yargıçlar ve savcılar idari görevleri yönünden Adalet Bakanlı?ı?na ba?lıdırlar[28]. Yargıç ve Cumhuriyet Savcılarının haklarındaki inceleme ve soru?turma Adalet Bakanlı?ı?nın izniyle adalet müfetti?leri tarafından yapılır. Adalet müfetti?leri, Adalet Bakanı tarafından göreve atanırlar ve yine onun iradesiyle ba?ka bir göreve gönderilirler[29]. Yargıç ve Cumhuriyet Savcılarının bakanlık müfetti?lerince denetlenmesi, yönetsel nitelikteki kurulun i?lemlerine kar?ı yargı yolunun kapalı olması da kurulun ba?ımsız olmadı?ını göstermektedir. Ayrıca, kurulun bakanlık binasında görev yapması ve kendisine ait sekretaryasının ve özerk bir bütçesinin bulunmaması yargı ba?ımsızlı?ına ve yargıç güvencesine gölge dü?üren olumsuz yanlardır. Anayasa?ya kar?ın yürütme erki, kararnamelerle yargıç ve savcıların maa?larını düzenlemek suretiyle akçalı gücü elinde tutmaktadır. Anayasa?ya, yargı ba?ımsızlı?ı ile yargıçlık ve savcılık güvencesini koymak yeterli de?ildir. Yargı ba?ımsızlı?ını gerçekle?tirecek ve koruyacak hükümlere de gereksinim bulunmaktadır[30]. Yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık/savcılık güvencesi, yargı görevini yerine getirenler (yargıçlar/savcılar) için onların ki?iliklerine ili?kin bir ayrıcalık de?ildir[31]. Görevlerini yargı ba?ımsızlı?ı ilkelerine uygun bir biçimde, hukukun nesnelli?ini ve yargının yansızlı?ı amacını gerçekle?tirebilmeleri için tanınmı? de?erdir (araçtır)[32]. Daha do?rusu yargıç ve savcılara verilen güvenceler, bulundukları makam dolayısıyla ve yerine getirdikleri görev nedeniyledir[33]. Böylece, burada söz konusu olan yargıcın ki?isel yararı de?il, kamunun yararıdır[34]. Anayasa?ya göre, yargı yetkisi Türk ulusu adına ba?ımsız mahkemelerce kullanılır (md.9). Yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık/savcılık güvencesi, yargı etkinli?ini yürütenler için bir keyfilik de?ildir. Burada temel amaç, yargı görevini yerine getirenlerin, Anayasa?ya, yasalara ve hukuka uygun olarak bir vicdani kanıya göre hüküm verebilmeleridir (Anayasa md.138/1). II- YARGI BA?IMSIZLI?I A?ISINDAN YARGI? VE SAVCILARIN E?İTİMİ İLE ?RG?TLENMELERİNİN ?NEMİ 1- E?itimin ve Hukuk ??retiminin ?nemi Bertrand Russel, e?itimin önemini ?öyle açıklıyor: ?Yeni dünyanın anahtarı e?itimdir. Barı?a, özgürlü?e, mutlulu?a ancak e?itim yoluyla varılır.? E?itim, bugün her ?eyin temel ta?ı ve özellikle alınan e?itimin öncelikle ça?da? bir e?itim olması önemli, çünkü alınan e?itim yapılan göreve de etki etmektedir. ?lkemizdeki e?itim ve ö?retimin, Atatürk ilke ve devrimleriyle anayasal esaslar do?rultusunda, ça?da? bilim ve e?itim ölçütlerini temel alan yapısı korunmalı. Ayrıca ö?retim birli?i ilkesine ba?lı kılınarak e?itim ve ö?retimin devletin denetimi altında yapılmasına da önem verilmelidir[35]. E?er e?itim, ça?da?, akıl ve bilime dayanan bir e?itim de?ilse böyle bir e?itim almamı? bir ki?iden de bilimsel bir ara?tırma ve etkili bir görev bekleyemezsiniz. Bunun nedenle, özellikle yargının etkin bir ?ekilde görev yapması için Cumhuriyet Savcılarının, yargıçların ve avukatların ba?ta ça?da? bir e?itimden geçmi? olması gerekiyor. İkincisi, meslekle ilgili e?itimin iyi bir ?ekilde verilmi? olması önemli. Yargıç ve savcıların göreviyle ilgili bilgilerle donatılmı? olması gerekli. Böyle bir bilgiyle donatılmamı? bir savcı, etkili bir soru?turma ne yazık ki yapamıyor, yapması da kendisinden beklenemez. Bugün otopsi raporlarında, di?er soru?turulması gereken konularda etkili bir soru?turmanın yerine getirilmedi?ini açıkça görüyoruz[36]. Daha önceden yeteri kadar bilgi sahibi olmadı?ı için soru?turma evresinde görevini gere?i gibi yerine getiremiyor[37]. Bilgi sahibi olunabilmesi için neler yapılmalıdır? ?Hukuk ve yargı reformu? adı altında yalnızca yasaların de?i?tirilmesi belirli sancılı konuların çözümünde etkili olur. Sorunların tümünü etkilemez. Yasaların kendilerinden beklenen sonuçları do?urması, onu uygulayanların dü?ünce biçimine ve kültür yapısına ba?lıdır. Uygulayıcılar, özellikle yargıç, savcı ve avukatlar bir kuralı yorumlayarak içindeki anlamı ortaya çıkarmak suretiyle hukuk yaratmaktadırlar. Bundan dolayı, de?erli bilim adamı, Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet VELİDEDEO?LU?nun özlü bir biçimde belirtti?i gibi, yargı ?hukukun do?umevi?dir[38]. Yorum, ço?u zaman, sa?lam bir hukuk bilgisini ve ince bir hukuk dü?üncesini gerektirir. Bu, ö?retimin niteli?iyle ilgilidir. Hukuk fakültelerinde yeti?tirilen hukukçuların, ara?tırma yetenekleri, sorgulama ve tartı?ma alı?kanlıkları geli?tirilmelidir. Hukukçunun yalnızca hukuk kurallarını ve temel hukuk bilgisi olarak da kavramları bilmesi yeterli de?il. Ayrıca hukuku sindirme yetene?ini geli?tiren yan sosyal bilim bran?larını da ö?renmelidir. Hukukçular, özellikle de uygulayıcı durumunda bulunan yargıç, savcı ve avukatlar dünyanın her yerinde saygın ki?ilerdir. Saygın olmaları ise yaptıkları i?in niteli?iyle ba?lantılıdır. Nitelikli yargı kararlarının ortaya çıkması için; uygulayıcı durumunda bulunan yargıç, savcı ve avukatların, yalnız hukuk ö?retimi görmeleri yeterli de?ildir. Yan sosyal bran?ları, hukuk felsefesi, sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi, siyaset tarihi, ekonomi, uygarlık tarihi ve kriminoloji de ö?renmesi gerekir[39]. Böyle bir e?itim almı? hukukçu, dü?ünmeyi, sorgulamayı, tartı?mayı, hukuk kurallarının nedenlerini, geçmi?lerini sosyal kökenlerini ö?renmektedir. Hukuk ö?renimi için Goethe?nin ?u sözü çok önemli: ?Tartı?ılmayan ?ey dü?ünülemez?[40]. Hukuk, ya?ayan bir bilim dalıdır. ?zellikle pozitif hukuk her zaman gereksinimlere (ihtiyaçlara) göre de?i?ir. Bu nedenle pozitif hukuka a?ırlık verilirken, hukukçuya kendini geli?tirebilecek altyapı da verilmelidir. Avrupa Birli?i?yle bütünle?meye çalı?ıyoruz. Geli?mi? Avrupa ülkelerinin hukukçuları en az bir ya da iki yabancı dil bilmektedirler. Aldıkları hukuk ö?retimlerinin altyapısı da sa?lam. ?ünkü, hukuk bilimini ve sosyal bilimleri iyice ö?renerek sindirmi? durumdalar. Bundan dolayı da kendine güveni olan ki?ilerdir. Yargıç, savcı ve avukatların hukuk ö?retimi yoluyla kendine özgüveni olan ki?iler olarak yeti?tirilmeleri, ?yargı ba?ımsızlı?ı?, ?yargıçlık ve savcılık güvencesi? ile ?savunma dokunulmazlı?ı? bakımından da çok önemlidir. ?zgüven de ancak bilgiyle, sosyal geli?meyle, yabancı dil bilgisiyle edinilmektedir. Günümüzde, hukuk, ortak uluslararası bir kimlik kazanmı?tır. Bu nedenle hukuk fakültelerinde, Avrupa ülkelerinde de çalı?abilecek nitelikte hukukçular yeti?tirilmelidir. ?zellikle bizim hukukumuz Batı kökenli oldu?u için bu kaçınılmaz bir gereksinimdir. 2- Yargıç ve Savcıların Mesleki E?itimi Anayasamızın 140. maddesinin 3. fıkrasında, yargıç ve savcıların meslek içi e?itimlerinin yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık/savcılık güvencesi ilkelerine göre yasayla düzenlenece?i öngörülmü?tür. Bugün yargıç ve cumhuriyet savcılarına, meslek öncesi ve meslek içi e?itim, Türkiye Adalet Akademisi tarafından verilmektedir[41]. Ayrıca Adalet Akademisi?nin, Cumhuriyet Savcıları ve yargıçların geli?mesi için kurslar açmak; belli alanlarda uzmanlık programları, seminer, sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikler düzenlemek; sertifika ile de?erlendirilecek e?itim ve ö?retim programlarını uygulamak görevi de bulunmaktadır (m.5/1). Yıllardır böyle bir akademinin bir an önce kurulmasını özlemle bekliyorduk. Ancak üzülerek belirtiyorum, Türkiye Adalet Akademisi, Anayasa?da belirtilen yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık/savcılık ilkelerine uygun bir biçimde, kurumsal anlamda ba?ımsız bir yapıda olu?madı. Türkiye Adalet Akademisi 23.7.2003 tarihli 4954 sayılı yasayla kuruldu. Yasanın 4. maddesinde ?tüzel ki?ili?e sahip, bilimsel, idari ve mali özerkli?i olan Türkiye Adalet Akademisi kurulmu?tur? denilmektedir. Bu maddenin ikinci fıkrasında ise Akademi?nin ilgili oldu?u bakanlı?ın, Adalet Bakanlı?ı oldu?u açıkça belirtilmi?tir. Ayrıca yasada, Adalet Bakanı, Bakanlık Müste?arı, Ceza İ?leri Genel Müdürü, Hukuk İ?leri Genel Müdürü, Kanunlar Genel Müdürü, Avrupa Birli?i Genel Müdürü, Personel Genel Müdürü ve E?itim Dairesi Ba?kanı?nın ise Akademi?nin en önemli kurullarından olan Genel Kurulun do?al üyesi oldu?u öngörülmektedir (m.12). Türkiye Adalet Akademisi?nin genel kurulu, yönetim kurulu üyeleri ile denetim kurulu üyelerini seçmektedir (m.14). Bakanlık Personel Genel Müdürü, yönetim kurulunun do?al üyesidir (m.15/a). Yönetim kurulu, ba?kan ve ba?kan yardımcılıklarının her biri için üçer aday göstermektedir. Bakanlar Kurulu ise her biri için gösterilen üçer aday arasından Türkiye Adalet Akademisi?nin ba?kan ve ba?kan yardımcılarını seçerek görevlendirmekte ya da atamalarını yapmaktadır (m.9). Yargıç ve savcılara, hizmet öncesi ve hizmet içi e?itim veren Türkiye Adalet Akademisi?nin kurulu?unda, ba?kan ve yardımcılarının atanmasında yürütme erkinin etkinli?i, yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık/savcılık güvencesi ile ba?da?mamaktadır. Anayasanın 140. maddesinin üçüncü fıkrasında yargıç ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri ile di?er özlük i?lerinin mahkemelerin ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık güvencesi esaslarına göre yasa ile düzenlenece?i öngörülmü?tür. 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası?nın 7. maddesinde, adaylık dönemini geçirip 8. maddedeki ko?ullara uygun olarak yeterlik kazanmı? olmadıkça, hiç kimsenin yargıçlık ve savcılı?a atanamayaca?ı belirtilmektedir. Nitelik saptanmadan atama i?lemi yapılamayaca?ına göre, yargıç ve savcıların nitelikleri, do?al olarak, atamadan önceki dönemde yani, adaylı?a atanma ve adaylık süresi içinde belirlenebilecektir. Bu durumda, yargıç ve savcıların di?er özlük haklarının yanı sıra niteliklerinin de mahkemelerin ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık güvencesi esaslarına göre yasa ile düzenlenece?ini öngören Anayasa?nın 140. maddesinin adaylık dönemini de kapsadı?ının kabulü zorunludur. Böylece, Anayasa, yargıçlık ve savcılık mesle?ine verdi?i özel önemin sonucu olarak bu mesle?e girecekleri adaylık döneminden ba?layarak güvenceye kavu?turmak istemektedir. ?yleyse, yargıç ve savcı adaylarına ileride üstlenecekleri görevi doyurucu biçimde yerine getirebilmeleri için adaylık dönemi içinde de yeterli güvence sa?lanmalıdır. Yargıcın adalet da?ıtma görevini noksansız yerine getirebilmesi için adaylık dönemi dahil mesle?inin her a?amasında güven duyaca?ı bir ortam içerisinde bulunması zorunludur[42]. Bu ba?lamda, yargıçların ve savcıların ileride üstlenecekleri görevin gerektirdi?i, her türlü etkiden uzak karar verebilme yetene?ine sahip ki?iler olarak yeti?melerini sa?layacak, e?itim ve ö?retim verecek kurumun da ba?ımsız olması gerekti?i durumu gözetilmelidir. Türkiye Adalet Akademisi?nin kurulu? yasasında gerekli düzenlemelerin yapılarak, yürütme erkine kurulda yer verilmemesi ve özerk bir yapıya kavu?turulması gerekir. Aksi halde yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıç güvencesi zedelenir[43]. 3- Yargıç ve Savcıların ?rgütlenmelerinin ?nemi Yargıç ve savcıların örgütlenmeleri de yargı ba?ımsızlı?ının temel ilkelerindendir. Birle?mi? Milletler Genel Kurulu?nda 13 Aralık 1985 günlü, 40/146 sayılı kararla onaylanan ?Birle?mi? Milletler Yargı Ba?ımsızlı?ı Temel İlkeleri?nde açıkça yargıçların örgütlenme hakkına sahip oldukları belirtilmi?tir. 1990 yılında Havana?da kabul edilen ?Savcıların Rolüne Dair Birle?mi? Milletler İlkeleri?nin 9. maddesinde de savcıların, çıkarlarını korumak mesleki e?itimlerini yükseltmek, kendi konumlarını korumak için mesleki örgütler (dernekler) kurabilecekleri ya da bunlara üye olabilecekleri öngörülmektedir. Bu nedenle yargıç ve savcıların örgütlenmesi, uluslararası düzeyde kabul gören bir durumdur. Merkezi Roma?da bulunan Dünya (Uluslararası) Yargıçlar Birli?i 1953 yılında kurulmu?tur. Birli?in bölgesel organı durumunda ise Avrupa Yargıçlar Birli?i bulunmaktadır. ?lkemizde, 26.6.2006 günü, yargıç ve savcıların mesleki örgütü olarak 501 kurucu üyenin katılımıyla Yargıç ve Savcılar Birli?i (YARSAV) kuruldu. Böylece yargıçlar ve savcılar, yargı ba?ımsızlı?ı ile yargıç ve savcı güvencesinin gerçekle?mesi için çaba gösterecek ba?ımsız bir örgüte kavu?tular. Yargıç ve Savcılar Birli?i?nin yargıç ve savcıların güvencesi oldu?u bilinmelidir. Nitekim, YARSAV 9 Ekim 2006 tarihinde Yargıç ve Savcı Adayları Yazılı Sınav, Sözlü (Mülakat) ve Atama Yönetmeli?i?nin iptali için Danı?tay?a ba?vurdu. Danı?tay On İkinci Dairesi?nce verilen, yargıç adayı alımına yönelik olarak yazılı sınav ile bu sınav sonucunda yapılacak olan sözlü sınavın ve bu sınavların dayana?ı olan ?Adli ve İdari Yargıda Hâkim ve Savcı Adaylı?ı Yazılı Sınav Mülakat ve Atama Yönetmeli?i?nin yürütülmesinin durdurulmasına ili?kin karara[44] davalı Adalet Bakanlı?ı itiraz etmi?tir. İtiraz üzerine Danı?tay İdari Dava Daireleri Kurulu?nca, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası?nın 9. maddesinin (5435 sayılı Yasa ile de?i?ik) son fıkrasındaki ?? yazılı yarı?ma sınavı ve mülakatı ile ?? ibaresinin Anayasa?nın 2., 138., 138., 140. ve 159. maddelerine aykırı oldu?u kanısına ula?ılması nedeniyle Anayasa Mahkemesi?ne ba?vurulmasına, bu kuralın Anayasa?ya aykırılı?ı ve uygulanması durumunda giderilmesi güç ve olanaksız zararlar do?urabilece?i gözetilerek esas hakkında karar verilinceye kadar yürürlü?ünün durdurulmasının istenilmesine, dosyada bulunan belgelerin onaylı bir örne?inin Anayasa Mahkemesi Ba?kanlı?ı?na gönderilmesine karar verildi[45]. III- YARGININ BA?IMSIZ, G?VENCELİ VE YANSIZ OLMASI İ?İN YAPILMASI GEREKENLER 1982 yılından beri her adli yıl açı? konu?malarında, yüksek yargının ba?kanları ile Türkiye Barolar Birli?i Ba?kanları yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık/savcılık güvencesi için yapılması gerekenleri dile getirmektedirler. Ayrıca bilim adamları da sık sık bu konuda dü?üncelerini açıklamaktadırlar. Avrupa Birli?i de yargı ile ilgili 2004-2005 ve 2006 yıllarına ait raporlarında yargı ba?ımsızlı?ı için önerileri sıralamaktadır. Kurumsal olarak, yargının gerçekten ba?ımsız olması ve yargıçlık/savcılık güvencesi için gerçekle?tirilmesi gerekenler ?unlardır: 1- Anayasa?nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk ulusu adına ba?ımsız mahkemelerce kullanılaca?ı öngörülmektedir. Yine Anayasa?nın 138., 139. maddeleri ve 140. maddesi yargı ba?ımsızlı?ı, yargıç ve savcı güvencesine ili?kin ayrıntılı hükümler içermektedir. Ancak, Anayasa?nın 140. maddesinin 6. fıkrasında ?yargıç ve savcıların idari görevleri yönünden Adalet Bakanlı?ı?na ba?lı? oldukları belirtilmektedir. Yargıçların görevlerinin, yargılama ve idari görevleri diye ikiye ayrılması ve idari görevleri bakımından Adalet Bakanlı?ı?na ba?lı tutulmaları yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık güvencesi ile ba?da?maz[46]. Yargıç, idari görevleri yönünden Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?na ba?lı olmalıdır[47]. 2- Yargıçlar ve savcı adaylarının seçiminin, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nca yapılması gerekir. ?ünkü yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıç güvencesi, yargıç ve savcı adaylarının mesle?e alınmalarında da gözetilmelidir. Bugün yargıç ve savcı adaylarının yazılı sınavı ?SYM tarafından yapılmaktadır. Yazılı sınavı kazananların sözlü sınavlarını, Adalet Bakanlı?ı müste?arının ba?kanlı?ında Adalet Bakanlı?ı üst bürokratlarından olu?an (Tefti? Kurulu Ba?kanı, Personel Genel Müdürü, Ceza İ?leri Genel Müdürü ve Hukuk İ?leri Genel Müdürü) katılımıyla olu?an bir kurul yapmaktadır. Yürütmenin, etkin oldu?u bu sınav yakınmalara neden olmaktadır[48]. Nitekim, Danı?tay?ın kurulu?unun 137. yıldönümü nedeniyle, 10 Mayıs 2005 tarihinde yapılan törende konu?an Türkiye Barolar Birli?i Ba?kanı ?zdemir ?zok, 2005 yılı Bütçe Yasası ile alınan dört bin yargıç ve savcı kadrosunun, hangi ölçütlere göre doldurulaca?ının endi?e yarattı?ını belirterek; ?Kadrola?ma uyarılar kar?ısında, önümüzdeki 25-30 yılın yargıç ve savcılarının seçilece?i bu atamaların, sa?lıklı ve objektif olamayaca?ı ku?kusu bulunmaktadır? demektedir. Bu yakınmalar gözetilerek yargıç ve savcı adaylarının seçimi, bundan böyle Anayasa?da de?i?iklik yapılarak, Adalet Bakanı ve müste?arın bulunmadı?ı bir HSYK yapılanmasına gidilinceye kadar ertelenmelidir. Yahut bugünkü HSYK tarafından yapılmalıdır. Avrupa Birli?i Komisyonu tarafından yargı sisteminin i?leyi?i raporunda da açıkça, Birle?mi? Milletler Yargı Ba?ımsızlı?ı Temel İlkeleri?nin 10. maddesine ve Yargı Ba?ımsızlı?ı Hakkındaki Avrupa Konseyi Tavsiye Kararı?nın 1 (2) (c) ilkelerine uygun olarak, yargıç adaylarının seçiminin sürecine, Adalet Bakanlı?ı?nın etkisinin kaldırılması gerekti?i vurgulanmı?tır[49]. Danı?tay İdari Dava Daireler Kurulu?nca, yargıç ve savcı adaylı?ına atanabilmek için Adalet Bakanlı?ı?na yönetmelik düzenleme yetkisi tanıyarak, sözlü sınavın Adalet Bakanlı?ı personelince yapılmasına olanak tanıyan, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası?nın 8 ve 9. maddelerinin, Anayasa?nın 2, 10, 138 ve 140. maddelerine aykırı oldu?u kanısına varılmı?tır. Bu nedenle, konuyla ilgili olarak 31.3.2005 tarihinde Danı?tay İdari Dava Daireleri Kurulu, itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi?ne ba?vurulmasına karar vermi?tir[50]. Danı?tay İdari Dava Daireleri Kurulu 30.11.2006 tarihinde ise yürürlü?ünün durdurulması iste?iyle, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası?nın 9. maddesinin (5435 sayılı Yasa ile de?i?ik) son fıkrasındaki ?? yazılı yarı?ma sınavı ve mülakatı ile ?? ibaresinin Anayasa?nın 2., 238., 140 ve 159. maddelerine aykırı oldu?u gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesi?ne ba?vurulmasına karar vermi?tir. Anayasa Mahkemesi bu ba?vurular hakkında henüz karar vermedi. Daha önce, Anayasa Mahkemesi?nce verilen 14.12.1995 günlü, 1995/64 sayılı kararda; ?? Nitelik saptamadan mesle?e kabul kararı verilemeyece?ine göre, hâkim ve savcıların nitelikleri, mesle?e kabulden önceki dönemde yani, adaylı?a atanma ve adaylık süresi içinde belirlenecektir. Bu nedenle, hâkim ve savcıların di?er özlük haklarının yanı sıra niteliklerinin de mahkemelerin ba?ımsızlı?ı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre yasa ile düzenlenece?ini öngören Anayasa?nın 140. maddesinde belirtilen ?hâkim ve savcıların nitelikleri, atanmaları? ile 159. maddesindeki ?adli ve idari yargı hâkim ve savcılarının mesle?e kabulü ve atanması?nın ?mahkemelerin ba?ımsızlı?ı? ve ?hâkimlik teminatı? esaslarına göre yürütülece?i yolundaki kuralın adaylı?a kabul dönemini de kapsadı?ının kabulü gerekir. Anayasa, hâkimlik ve savcılık mesle?ine verdi?i özel önemin gere?i olarak bu mesle?e girecekleri adaylı?a almı? ve adaylık döneminden ba?layarak güvenceye kavu?turmak istemektedir. Bu da hâkimlik ve savcılık mesle?ine girmek isteyenlerin (ister adaylıktan, isterse avukatlıktan geçi? yoluyla olsun) yeterlik sınavlarının yürütmenin etkili olamayaca?ı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nca belirlenecek bir sınav kurulu tarafından objektif ölçme ve de?erlendirme esaslarına göre yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Yasada belirlenen biçimde bakanlıkça yapılacak bir yeterlik sınavı öncelikle hâkimlik ve savcılık mesle?ine alınacakların yürütme organına kar?ı ba?ımsızlı?ını gölgelemektedir. Ayrıca, mensubu oldu?u partinin siyasal görü?ünü gerçekle?tirmek zorunda olan bir bakana hiyerar?ik olarak ba?lı olan bakanlık yöneticilerinin yaptıkları sınavı sonucu mesle?e alınacak avukatların, kendilerini her türlü maddi ve manevi etkilerden uzak ve özgür hissetmeleri zorla?acaktır. Onlar hâkimli?in gerektirdi?i her türlü yüksek nitelikleri ta?ısalar bile kamu vicdanında daima tarafsızlıkları konusunda ku?ku duyulacaktır. Bu durum ise, mahkemelerin ba?ımsızlı?ı ve hâkimlik teminatını düzenleyen Anayasa?nın 138., 139., 140. ve 159. maddelerine aykırılık olu?turur?? denilerek ?Bakanlıkça yapılacak yazılı yeterlilik sınavı? sözcüklerinin iptaline hükmedilmi?tir. Anayasa Mahkemesi?nin bu kararı, yargıç ve savcı adaylı?ına ba?vuranlara uygulanacak yazılı ve sözlü yarı?ma sınavının Adalet Bakanlı?ı?nca yapılaca?ı yolundaki kuralların hukuksal durumlarına da açıklık getirmektedir. Bu karar, kayna?ı ne olursa olsun, yargıç ve savcı adaylı?ına ba?vuranların adaylı?a atanmaları için, yazılı ve sözlü yarı?ma sınavının Adalet Bakanlı?ı?nca yapılmasının, Anayasa?nın mahkemelerin ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık güvencesi ile ilgili hükümlerine aykırı olaca?ını hiçbir duraksamaya yer bırakmayacak biçimde açıkça ortaya koymaktadır. 3- Yargıç ve savcılara hizmet öncesi ve hizmet içi e?itimin Adalet Bakanlı?ı?nca verilmesine son verilmelidir. Türkiye Adalet Akademisi, yürütme organının etkisinden kurtarılıp, özerk bir yapıya kavu?turulduktan sonra, e?itim bu akademi tarafından verilmelidir. 4- Siyasal otorite/yürütme erki, yargının yönetimine karı?mamalıdır. Bu ba?lamda, yürütmenin temsilcisi Adalet Bakanı ile ona ba?lı biçimde görev yapan bakanlık müste?arının kurulda görev almaları yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık güvencesi ilkeleri ile en azından biçimsel anlamda ba?da?ır nitelikte de?ildir. Aynı zamanda sakıncalıdır. ?ünkü, bu durum siyasal erkin yargıçlar ve savcılar üzerinde etkili olması sonucunu do?urur ki yargıç ve savcı kendisini ve mesleki gelece?ini güvencede görmez, yurtta?ların yargının ba?ımsızlı?ına olan güveni ve inancı da sarsılır. Bu nedenle, Adalet Bakanı ve müste?arının kurulda yer almaması gerekir[51]. Anayasa?nın 159. maddesinde buna göre düzenleme yapılmalıdır. 5- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nun kendisine ait bir binası, bütçesi ve sekretaryası olmalıdır[52]. 6- Kurulun yönetsel nitelikte bulunan kararlarına kar?ı yargı yolu açık olmalıdır[53]. 7- Yasaların yorumu ile ilgili olarak Adalet Bakanlı?ı?nca Cumhuriyet Savcılarına genelge gönderilmemelidir[54]. 8- Yargıç ve savcıların denetimi Adalet Bakanlı?ı?nın izni ile Adalet Bakanlı?ı müfetti?lerince yapılmaktadır. Adalet Bakanlı?ı?nın buyru?unda çalı?an adalet müfetti?lerince, yargıç ve savcıların denetimi, yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıçlık/savcılık güvencesine aykırıdır. Müfetti?ler, Yüksek Kurul?a ba?lı olmalıdır[55]. 9- Yargının ayrı ve özgürce kullandı?ı bir bütçesi olmalıdır[56]. Yargı, bütçesini kendisi yaparak do?rudan yasama organına sunabilmelidir[57]. 10- Yargıç ve savcı sayısı i? yükü gözetilerek artırılmalıdır. 11- Yargıç ve savcılar, erkler ayrılı?ına uygun biçimde orantılı olarak, uygun bir ücret almalıdırlar[58]. 12- Yargıçların ve savcıların atanmaları, yükselmeleri, yer de?i?tirmeleri, denetlenmeleri, yürütme erkinden kesinkes ayrı olmalıdır. Anayasa ve yasalarda gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. 13- Yargıç ve savcılar yardımcı personelini kendisi atamalı ve yeti?mesini kendisi sa?lamalıdır. 14- Yargıç ve savcılar kendisini kendi giri?imiyle ekonomik yönden parasal bir yükümlülü?e girmeksizin sürekli yeti?tirebilme olana?ına kavu?turulmalıdır. 15- Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nun yönetsel nitelikteki i?lemlerine kar?ı yargı yolu açık olmalıdır. 16- Yargıç ve savcıların devlet protokolündeki yeri, erkler e?itli?i ilkesine göre düzenlenmelidir. Yargı ba?ımsız, güvenceli ve yansız de?ilse, hukukun üstünlü?ü sa?lanamaz; hak ve özgürlükler tehlikeye dü?er. Bu nedenle, yargıyı ba?ımsız, güvenceli ve yansız kılacak yukarıda açıkladı?ımız düzenlemelerin bir an önce gerçekle?mesini yürekten diliyoruz.
* Türk Ceza Hukuku Derne?i tarafından 10 ?ubat 2007 tarihinde Galatasaray ?niversitesi?nde, Ord. Prof. Dr. Sulhi D?NMEZER?i anma günü amacıyla düzenlenen ?Hâkim ve Savcı Ba?ımsızlı?ı ve Güvencesi? konulu panelde sunulan tebli?. (Türk Ceza Hukuku Derne?i (TCHD) tarafından yayımlanan SU? VE CEZA adlı derginin Ocak-?ubat-Mart 2008 sayı 1, s.8-28?de yayımlanmı?tır.) Ali Rıza ?ınar; Doç Dr; Yargıtay 2 nci Ceza Dairesi ?yesi [1] Bkz. 1961 Anayasası, md.132/1 [2] Bkz. 1982 Anayasası, md.138/1 [3] CENTEL, Nur., ?Yargı Ba?ımsızlı?ı? Türkiye Barolar Birli?i?nin Anayasa ve Uyum Yasaları adlı kitabı, 13-14 Aralık 2002 Ankara, s.105 (105-125) [4] ?NAL, ?eref., Anayasa Hukuku Açısından Mahkemelerin Ba?ımsızlı?ı ve Hâkimlik Teminatı, Adalet Bakanlı?ı Yayınları, 1982 Ankara, s.16-17 [5] KUNTER, Nurullah/YENİSEY, Feridun/NUHO?LU, Ay?e., Muhakeme Hukuku Dalı Olarak Ceza Muhakemesi Hukuku, On Be?inci Bası, Kasım 2006 İstanbul, No: 20.3, s.299 [6] KAPANİ, Münci., İcra Organı Kar?ısında Hâkimlerin İstiklali, Ankara 1956, s.85 [7] KESKİN, Serap., ?Yargıç Ba?ımsızlı?ı? Prof. Dr. Nurullah KUNTER?e Arma?an, İstanbul 1998, (s.129-154) s.141 [8] Bkz. 23 Mayıs 1949 tarihli halen yürürlükte bulunan Federal Almanya Cumhuriyeti Anayasası (Grundgesetz für die Bundesrepublik Deutschland) 97. maddesinin birinci fıkrasında; ?yargıçlar ba?ımsız olup ancak yasaya ba?lıdırlar? denildikten sonra, ikinci fıkrasında ise; yargıçlık güvencesi nedeniyle yargıçların azledilemeyecekleri, yasal ya? sınırı dolmadan, istekleri dı?ında emekli edilemeyecekleri, hiçbir suretle aylıklarından yoksun bırakılamayacakları, görevlerinden ve yerlerinden alınamayacakları belirtilmi?tir. [9] Bu konuda uluslararası toplantılarda alınan kararlar ve ayrıntılı bilgi için bkz. SEL?UK, Sami., 2001-2002 Adli Yıl Açı? Konu?ması, s.110-111, Dip not. 226 [10] Anayasa md. 138: yasama yargıya telkinde bulunamaz [11] Md. 138 [12] 5187 sayılı Basın Yasası md. 19 [13] 5237 sayılı TCY.md.277, 286, 288 [14] YARSUVAT, Duygun., Kitle İleti?im Araçlarının Ceza Adaletine Etkisi, İ?SBFD., n.10, Ocak 1995, s.100 [15] Barford-Danimarka., 22.2.1989 (İleten, SEL?UK., 2001-2002 Adli Yıl Açı? Konu?ması, ayrı bası, s.116, dipnot 246) [16] CENTEL., s.105 [17] SEL?UK., 2001-2002 Adli Yıl Açılı? Konu?ması, s.113, dipnot 235 [18] TEZCAN, Durmu?/ERDEM, Mustafa Ruhan/SANCAKDAR, O?uz., Türkiye?nin İnsan Hakları Sorunu, Ankara 2002, s.254 [19] Bak. İncal-Türkiye, 9.6.1998, DO?RU, Osman., İnsan Hakları Kararlar Derlemesi I, İstanbul 1998, 413 vd; Piersack/BEL?İKA, 1.10.1982, 7/1981/46/74, EuGRZ XII, 11 (18.6.1985), 301 vd. Ayrıca CENTEL., Yargı Ba?ımsızlı?ı, s.107, TEZCAN/ERDEM/SANCAKDAR., s.254 [20] Bu konuda geni? bilgi ve kararlardan örnekler için bkz. G?LC?KL?, Feyyaz., Avrupa İnsan Hakları Sözle?mesi?ne Göre Do?ru Yargılama, A?SBF İnsan Hakları Merkezi, Yayın No:11, Ankara 1995, s.18 vd. [21] Piersack-Belçika., 1.10.1982 (İleten, SEL?UK., 2001-2002 Adli Yıl Açılı? Konu?ması, s.113, dipnot 235) [22] TANİLLİ, Servet., Devlet ve Demokrasi Anayasa Hukukuna Giri?, 2. Bası, İstanbul 1981, s.557 [23] SEL?UK., Adli Yıl Açı? Konu?ması (2001-2002), Yargıtay Ba?kanlı?ı Yayını ayrı basım, 6 Eylül 2001, s.108 [24] Birle?mi? Milletler?in 2003/43 sayılı ?Bangalor Yargı Eti?i İlkeleri? için bkz. Adalet Bakanlı?ı Avrupa Genel Müdürlü?ü tarafından 18 Kasım 2003 tarihinde tercüme edilmi? Türkçe metnine (www.adalet.gov.tr) [25] KESKİN., s.137 [26] Bkz. 2461 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Yasası md.10 [27] Bkz. Anayasa, md. 159/6, 7 ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yasası, md. 37, 47. [28] Bkz. Anayasa, md. 140/6 [29] Bkz. Anayasa, md.144 [30] TOSUN, ?ztekin., Türk Suç Muhakemesi Hukuku Dersleri, c.I, Genel Kısım, İstanbul 1984, s.432; CENTEL, Nur., Ceza Muhakemesi Hukukunda Hâkimin Tarafsızlı?ı, İstanbul 1996, s.14 vd; KESKİN., s.132 [31] ?ZEK, ?etin., ?Yargının İdari Denetimi? İHFM. (Atatürk?e Arma?an) c.45-47, s.917 [32] SEL?UK., Adli Yıl Açılı? Konu?ması (2001-2002), s.111; ?NAL, s.16 [33] KESKİN., s.130; DEMİRKOL, Ferman., Yargı Ba?ımsızlı?ı, İstanbul 1991, s.134 [34] TANİLLİ., s. 593 [35] Bkz. Cumhurba?kanı Ahmet Necdet SEZER?in Türk E?itim Vakfı?nın (TEV) 40. Kurulu? Yıldönümü nedeniyle İstanbul Conrad Oteli?nde düzenlenen toplantıda yaptı?ı konu?ma [36] Bİ?KİN ? Türkiye davası, Ba?vuru No: 45403/99, 10 Ocak 2006 tarihli AİHM?nin kararına göre özetle: Dı? otopsi muayenesi sözkonusu dönemde yürürlükte olan (1412 sayılı) CYY.nın 79. maddesi hükümlerine aykırı olarak yalnızca bir adli tıp doktoru tarafından yapıldı?ı belirtilmi?tir. Ayrıca soru?turmanın etkili yapılmadı?ı hızlı, hareket edilmedi?i, kaçırılma olayına tanıklık eden ba?vuranın geç dinlenmesi, ölen ki?ilerin cesedini gören tanıkların hepsinin dinlenmemi? oldu?u saptanmı?tır. Sorgulamalar derinle?tirilmeli ve tarafsız ve dikkatli yapılmalıdır (?akıcı, § 86 ve Mc Conn ve di?erleri, s.49, § 161-163). Bu nedenle AİHS.nin 2. maddesinin usulen ihlal edildi?ine karar verilmi?tir. [37] AİHM?nin İkinci Dairesi?nin, ?eker-Türkiye (Ba?vuru No. 52390/99), 21 ?ubat 2006 tarihli kararının § 67-77?de soru?turmanın yetersiz oldu?u bu nedenle devletin 2. madde uyarınca ya?am hakkını gerekti?i gibi korumadı?ı belirtilmi?tir. Ayrıca DO?ANAY-Türkiye davası, Ba?vuru No: 50125/99, 21 ?ubat 2006 tarihli AİHM?nin kararında da; Cumhuriyet Savcısı daha derinlemesine tamamlayıcı soru?turmaların yürütülmesini gerekli görmedi?i için AİHS?nin 13. maddesinin bu bakımdan ihlal edildi?i belirtilmi?tir. [38] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. ?INAR, Ali Rıza, Türk Ceza Hukukunda Cezalar (Yeni Türk Ceza Yasasında Cezalar, ?zgürlü?ü Ba?layıcı Cezanın Para ya da ?nlemlere ?evrilmesi Erteleme ve Adli Para Cezası (TCY. 45-52), Ankara 2005, s.103-106 [39] Bkz. ?ELİKEL, Aysel., Hukuk ??retimi E?itimi Sistemi ile ilgili olarak Leyla TAV?ANO?LU ile yaptı?ı ?söyle?i?, Cumhuriyet Gazetesi, 24 Eylül 2006, s.12 [40] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. ?K?ESİZ, Hayrettin, ?Nasıl Bir Hukuk ??renimi?? Cumhuriyet Bilim Teknoloji (CBT) 1040/16, 23 ?ubat 2007 [41] Bkz. 4954 sayılı Türkiye Adalet Akademisi Kanunu?nun 5. maddesine (4954 sayılı Türkiye Adalet Akademisi Kanunu TBMM?de 23.7.2003 tarihinde kabul edilerek 31.7.2003 tarihli 25195 sayılı Resmi Gazete?de yayımlanarak yayımını izleyen tarihten üç ay sonra yürürlü?e girmi?tir) [42] Bkz. Anayasa Mahkemesi?nin 20.11.1990 gün ve 1990/13 esas ve 1990/30 sayılı kararı. [43] Aynı dü?ünce için bkz. AB. Yargı Raporu, s.26, 27 [44] Bkz. Danı?tay 12. Dairesi?nin 13.11.2006 gün ve 2006/478 esas sayılı kararı. [45] Bkz. Danı?tay İdari Dava Daireleri Kurulu?nun 30.11.2006 gün ve 2006/1333 esas sayılı kararı [46] ?ZKAYA, Eraslan., Adli Yıl Açı? Konu?ması (2003-2004) Yargıtay Ba?kanlı?ı Yayınları Ayrı Basım, Ankara 2003, s.15 [47] Avrupa Birli?i (AB) Komisyonu tarafından hazırlanan ve Adalet Bakanlı?ı Avrupa Birli?i Genel Müdürlü?ü?nce Türkçe?ye çevirisi yapılan ?Türkiye Cumhuriyeti?nde Yargı Sisteminin İ?leyi?i? konulu 11-19 Temmuz 2004 tarihli rapor, Ankara Barosu Avrupa Birli?i Merkezi Yayını, s.17 [48] Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz. GERME?, Mahir., ??lkemizde Yargı Ba?ımsız mı?? Cumhuriyet Gazetesi, 17 Aralık 2005 [49] AB Yargı Raporu, s.21 [50] Bkz. Danı?tay İdari Dava Daireleri Kurulu?nun 31.03.2005 günlü, YD.İtiraz No: 2005/117 sayılı kararı ile 30.11.2006 günlü YD. İtiraz No: 2006/1333 sayılı kararı [51] Aynı dü?ünce için bkz. GERME?, Mahir., ??lkemizde Yargı Ba?ımsız mı?? Cumhuriyet Gazetesi 18 Aralık 2005; CO?AR, Ahmet., 1987-1988 Adalet Yılı Açı? Konu?ması, Adalet Dergisi, 1987, 5. sayıya ek, s.16; AB. Yargı Raporu, s.31; ERALP ?zgen., 1996/1997 Adli Yılın Açılı?ında Yaptı?ı Konu?ma, Yargıtay Dergisi, s.417 vd. [52] SEL?UK., 2001-2002 Adli Yıl Açı? Konu?ması, s.117; ?O?AR., 1987-1988 Adli Yıl Açı? Konu?ması, s.16 [53] ZEYNELO?LU, Ahmet., ?Yargıç ve Mahkemelerin Ba?ımsızlı?ı?, Milliyet 10.6.1981; KARAHASAN, Mustafa Re?it., ?Yargıç Ba?ımsızlı?ı?, Cumhuriyet 28.05.1981; GERME?., Cumhuriyet 17 Aralık 2005 [54] Bkz. AB Yargı Raporu, s.42 vd. [55] Aynı dü?ünce için bkz. Yargıtay Ba?kanlar Kurulu?nun 30.5.2005 günlü basın açıklaması; ARSLAN, Osman., 2005-2006 Adli Yıl Açı? Konu?ması, Yargıtay Ba?kanlı?ı Ayrı Basım, Ankara 6 Eylül 2005, s.19; GERME?., Cumhuriyet 18 Aralık 2005; UTKU, Müfit., 1996/1997 Adli Yıl Açı? Konu?ması, Yargıtay Dergisi, s.407 [56] SEL?UK., 2001-2002 Adli Yılı Açı? Konu?ması, s.117; CO?AR., 1987-1988 Adli Yıl Açı? Konu?ması, s.16 vd. [57] AB. Yargı Raporu, s.38, 39 [58] GERME?., Cumhuriyet 18 Aralık 2005; SEL?UK., 2001-2002 Adli Yıl Açı? Konu?ması, s.117 |