|
27.4.2009 yargı mensuplarının dinlenmesi, Adalet Bakanlı?ının suskunlu?u ve ya?anan geli?meler ile yeni dinleme kararları hakkında basın açıklaması
De?erli basın mensupları
Ya?anan olay ve geli?meler, kısa bir zaman dilimi içinde tekrar açıklama yapma gere?ini ortaya çıkarmı?tır.
Bildi?iniz gibi, telefon dinleme konularında infial yaratmakla suçlanmaktayız. Ancak gün geçmiyor ki yeni bir karar ortaya çıkmasın. Bu kararlar kar?ısında suskun kalmak olası de?il. Dolayısıyla bir infial varsa bunun nedeni, bizim konu?mamız de?il, hukuksuzlukların ortaya dökülmesidir.
Yargıç ve savcılar hakkındaki suç hanesi bo?, infaz kabiliyeti bulunmayan ileti?im tesbit kararları hakkında yapılan basın açıklamamıza, ayrıca konu hakkında Adalet Bakanlı?ının bir açıklama yapmasına yönelik beyanımıza, bugüne kadar hiçbir yanıt verilememi?, kayıtsızlı?ı da a?an kararlı bir suskunluk durumu ortaya çıkmı?tır. Telekomünikasyon İleti?im Ba?kanlı?ı da, infaz ölçütlerini ta?ımayan bu kararları niçin ve neden infaz etti?ini açıklama gere?i bile duymamı?tır.
De?erli basın mensupları
İ?te yeni bir örnek: Bir örgüt iddiası nedeniyle yapılan soru?turma ile ilgili olarak Emniyet birimlerinin talebi üzerine, Bakan onayını alan Adalet Müfetti?li?i, hemen ertesi günü Ankara Sincan Sulh Ceza Mahkemesinden, Adana?da görevli savcılar hakkında, dinleme, izleme, kayda alma, sinyal bilgilerinin de?erlendirilmesi, teknik araçla izleme, ses ve görüntü kaydı yapılması do?rultusunda ba?vurdu?u 04.7.2008 günü kararı da ?elden? alıyor. Bu mahkeme yetkili mi? Hayır. Karar kimler hakkında alınıyor? Sadece yargıç ve savcılar hakkında de?il, yargıç ve savcı olmayan ki?iler hakkında bile adalet müfetti?li?i karar alabiliyor. Adalet müfetti?li?i talep ediyor, yetkisiz yargıç karar veriyor. Bu yolla hem savcılar hem de tüm aileleri izleniyor. Sincan Sulh Ceza Mahkemesinin olayla ilgi ve yetkisi nedir? Bir yetkilinin bu hususu kamuoyuna açıklaması ?art. Her gün yeni bir karar yeni bir karar. Sayın Bakan yargı kararı diyerek sorumlulu?u üzerinden atmaya çalı?ıyor. Olay ve iddia ne olursa olsun, Sincan?ın bu olayla ilgisi nedir? Bu tablo yargıç güvencesinin, Bakanlık eliyle yok edildi?ini göstermektedir. Bakanlık kaynaklı talepler, kolaylıkla ve süratle talep gibi hukuka aykırı biçimde kararmatik niteli?inde sonuçlanabiliyorsa, bu tablonun yorumu nedir? Yargıç ve savcılar bu gibi kararlarla, gözaltında tutulmaktadır.
Yok edilen yargıç güvencesi sa?lanmalı; yargı mensupları, bu anlayı?a teslim olmamalı; Bakanlık, yargıç ve savcıları, kendi memurları gibi görme anlayı?ını terk etmelidir.
Benzer ba?ka kararlar da sivil meslek örgütü olan YARSAV?a ula?mı?tır. Tüm kararları açıklamak de?il, tablonun vehametini ortaya koymak için sadece bu örnek verilmi?tir. Gerekirse bize ula?an di?er kararlar da açıklanabilecektir, ancak hepsi Adalet Bakanlı?ının ve TİB?in elindedir. Meslekta?larımızın dü?ürüldü?ü durumun, dü?ünüldü?ünden de çok vahim oldu?unu belirtmek istiyorum. Amacımız bu kararları sergilemek de?il, ivedilikle sorunların çözümünü sa?lamaktır.
Yargıç ve savcılar, dokunulmaz insanlar de?ildir. Ancak haklarındaki tutanak ve yapay gerekçelerle, üstelik disiplin inceleme ve soru?turma a?amasında, üstelik te emniyetin bakı?ına göre takibata u?ratılacak ve Adalet Bakanlı?ının-emniyetle i?birli?i içinde, haklarında i?lem yapılacak ki?iler de?ildir, olamazlarda. Biz polis devleti de?il hukuk devletinin varlı?ını istiyoruz. Soru?turmaların sahibi polis de?il savcılardır. Savcılar polislerin bakı?ına göre etiketlenmemelidirler.
De?erli basın mensupları,
Bu ba?lamda 60 yargıç ve savcı hakkında soru?turma konusunda çıkan haberler de Adalet Bakanlı?ınca yalanlanmamı?tır. Tesadüfi i?lemler, yapay ve sanal kurgulardan hareketle, ?yargıç ve savcılar hakkındaki soru?turma kural ve ilkeleri de gözetilmeden?, hukuk dı?ı atılan adımlara son verilmesi için Adalet Bakanlı?ına ça?rıda bulunuyoruz. Herkesin hakkını tarafsız ve ba?ımsız yargı organlarında kolaylıkla arayabilmesi için, yargıç ve savcılar üzerindeki telekulak ve telegözlerin ortadan kaldırılmasını, yargıç güvencesinin sa?lanmasını istiyoruz.
De?erli basın mensupları
Adalet Bakanlı?ı onayıyla Tefti? Kurulu Yönetmeli?inin yürürlü?e girdi?i 2007 yılından itibaren, yargıç ve savcılar hakkında, hukuka ve usule aykırılık ta?ıyan, yasal ve anayasal güvencelere aykırı olarak adalet müfetti?li?ince talep edilen izleme, dinleme, kayda almaya yönelik kararlar nedeniyle Adalet Bakanlı?ı Tefti? Kurulu Ba?kanı, Ba?kan Yardımcıları, ?birinci sınıf? müfetti? ve ba?müfetti?leri hakkında görevi kötüye kullanmak suçundan adli ve idari yönden i?lem yapılması için Yargıtay Birinci Ba?kanlık Kurulu?na 24.4.2009 günü suç duyurusunda bulunulmu?tur.
Bu ba?lamda, birinci sınıf olmayan müfetti? ve ba?müfetti?ler ile Telekomünikasyon İleti?im Ba?kanı ve di?er ilgililer ve bu yolda karar veren yargıçlar hakkında ise Ankara Cumhuriyet Ba?savcılı?ına 24.4.2009 tarihinde suç duyurusunda bulunulmu?tur.
Yönetmelikle mahkemelere görev verilemeyece?inden ve verilmesi de hukuken sonuç do?urmayaca?ından, bu ba?vurular yapılmı?tır. Her iki suç duyurusunda, adalet müfetti?li?i yoluyla talep edilen dinleme, izleme ve kayda almaya yönelik kararların, Adalet Bakanlı?ı Tefti? Kurulu Ba?kanlı?ı ve Telekomünikasyon İleti?im Ba?kanlı?ından celbi ile usule ve hukuka aykırılık ta?ıyanlar hakkında, i?lemleri ve sorumlulukları olan anılan ki?iler hakkında soru?turma yapılması talep edilmi?tir. Dileriz ki bu soru?turmalar, evrensel ilkeler do?rultusunda etkili soru?turma ilkesine uygun yapılır ve telekulak soru?turmasındaki, ?kararı veren yargıca de?il, soru?turan savcıya müfetti? tayini? ve benzeri engellemeler gibi i?lemler ya?anmaz.
De?erli basın mensupları
Bu süreçte, Adalet Bakanlı?ı?nın bazı üst düzey bürokratları hakkında 70 milyonun izlenmesine yönelik telekulak kararlarıyla ilgili olarak Yargıtay Birinci Ba?kanlık Kuruluna yaptı?ımız suç duyurusu konusunda, Yargıtay?ın izin talebine ra?men, Adalet Bakanının yasal 60 günlük süreyi susarak geçirmesi nedeniyle, Ankara 3. İdare Mahkemesinde izin vermeme i?leminin iptali için 25.3.2009 tarihinde iptal dava açılmı?, yine açılan bu davadan sonra Adalet Bakanının eski tarihli izin vermeme yolunda yazılı bir i?lemde bulundu?unun Yargıtay?a gönderilmesi üzerine, ya?anan süreçteki her türlü olasılıklar da gözetilerek bu son i?lemin de iptali için ayrıca Ankara 8. İdare Mahkemesinde 24.4.2009 tarihinde iptal davası açılmı?tır. İleti?imin dinlenmesi ve izlenmesi farklı kavramlardır. MİT, EGM ve JGK kararları bu durumu ortaya çıkarmı? ve 70 milyonu kapsamına alan sadece JGK kararı, yargı yoluyla ortadan kaldırılmı?tır. Bilinmelidir ki ülkemizde kararlarla, 70 milyon izleme ve her istenen dinleme kapsamına alınmı?tır. Fiili sayıların farklı açıklanması bu durumu de?i?tirmemektedir. Türkiye?nin karakutusu TİB bu soru?turmalarla mutlaka açılacaktır. Bu konudaki hukuksal giri?imler sonuna kadar yürütülecektir.
Hakkımdaki soru?turmayla ilgili olarak ise savunma dilekçem, 24.4.2009 günü Adalet Bakanlı?ına iletilmi?tir. YARSAV bünyesindeki eylemlerimin ancak ki?isel suç kategorisinde nitelendirilebilmesi söz konusu iken: görev suçu kapsamında görülemeyecek bu adli konularda tefti? kurulunun hiçbir biçimde yetkisinin bulunmamasına, bunun idari vesayet anlamını ta?ıdı?ının bilinmesine, aksinin ancak otoriter ve totaliter rejimlerde ya?anmı? olmasına ve hiçbir ça?da? ülkede örne?ine rastlanmamasına ra?men, üç ba?müfetti? tarafından yapılan i?lemler ve üstelik bir de telefon dinleme kararı verilmi? olması nedeniyle, bu i?lemleri yapanlar hakkında Adalet Bakanlı?ına gönderilmek üzere HSYK?na 24.4.2009 tarihinde suç duyurusunda bulunulmu?tur. Disiplin soru?turmasına yönelik olarak ise, öncelikle sorulan sorulara ili?kin bilgi ve belgelerin tamamının ibrazının ve teamülen Yargıtay?dan bir muhakkik atanmasının gerekti?i, kapalı dosyadan soru sormanın savunma hakkının ihlali oldu?u belirtilerek, bu ibraz anına kadar, sürenin saklı tutulması 24.4.2009 tarihinde talep edilmi?tir.
Ergenekon olarak adlandırılan ilk iddianamede adıma 16, ikinci iddianamede ise 21 yerde yer verilmesi, ayrıca iktidar partisinin sicil ve soru?turma konularında görev yapmı? bir kamu görevlisi olarak, kapatma davası açılmasına yönelik i?lemlerin terör örgütünün faaliyetleriyle örtü?en eylem olarak gösterilmesi nedeniyle, bu nedenlere dayanarak ilk iddianameyi düzenleyen üç, ikinci iddianameyi düzenleyen altı savcı ile her iki iddianameyi UYAP kapsamında onaylayan Ba?savcı vekili hakkında 24.4.2009 tarihinde Adalet Bakanlı?ına gönderilmek üzere HSYK?na ?ahsen suç duyurusunda bulundum. Yargıtay bünyesindeki faaliyetlere, terör örgütünü ortaya koydu?u iddiasındaki iddianamede yer verilmesi ve tekrarlanması, hukukla izah edilemez. Hukukun üstünlü?ünü amaçlayan yargı organlarının, hukuk kullanılarak baskılanmak istenmesi, YARSAV?a yönelik engelleme faaliyetlerinin farklı görünümlerle ortaya çıkması, hiçbir demokratik kural ve de?erle açıklanamaz.
Kurulu?undan itibaren örgütlenme özgürlü?ünün etkin kullanımı konusunda her seferinde yeni bir engelle kar?ıla?an YARSAV, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu?na yaptı?ı ba?vuruda uzun süreden beri beklemede kaldı?ından ve giderek artan hukuksuz i? ve i?lemlerin tek çözüm yerinin, yine hukuk oldu?u inancıyla, İHAM?ne ba?vuru konusunu da de?erlendirmeye almak durumunda kalmı?tır.
De?erli basın mensupları
He sorunun çözüm yerini hukuk olarak gören, her türlü darbenin kar?ısında olan, hak arama özgürlü?ünün ve hukukun üstünlü?ü, etkinli?i ve egemenli?inin sa?lanması için var gücüyle çalı?an, hukuk herkes içindir söylemiyle hareket eden, toplumdaki hukuk bilincinin geli?mesini ve yargı ba?ımsızlı?ını evrensel düzeyde amaçlayan YARSAV, tüm faaliyetleriyle kamuoyunun önündedir. Ocak ayında yaptı?ımız açıklamanın benzerinin, Nisan ayında barolarca yapılması, YARSAV?ın faaliyetlerini ve hatta öncülü?ünü göstermektedir.
Di?er ülkelerde oldu?u gibi ?lkemizde de YARSAV, yargının ifade ve örgütlenme özgürlü?ünün, özgürle?mesinin yansımasıdır. YARSAV?a yönelik saldırı, baskı, engelleme ve kampanyalar ile bu olaylara gösterilen veya gösterilmeyen tepkiler ise, özgürlükler ve yargı ba?ımsızlı?ı konusundaki içtenlik ve içselle?tirme test sonuçlarını yansıtmaktadır.
YARSAV?a siyasi iradenin yakla?ımı, ?lkemizde belirli özgürlüklerin sadece (içeriye ve dı?arıya) göstermek için, göstermelik düzeyde tanındı?ını, siyasi iradenin beklentileriyle örtü?medi?i sürece etkin kullanımının amaçlanmadı?ını ortaya koymaktadır. Bakanlık YARSAV?ı sadece yok etmek amacıyla var kabul etmekte, bunun dı?ında YARSAV olarak dile getirdi?imiz hukuki do?ruları ve faaliyetlerimizi yok saymasını, önce vatanda?, sonra yargı mensupları olarak kabul edilemez bulmaktayız. Oysa tüm ça?da? ülkelerde ve de AB ülkelerinde, Adalet Bakanlı?ının i? ve i?lemleri yargıdaki sivil örgütlerle diyalog halinde gerçekle?tirilirken, AB normlarından söz eden ancak YARSAV?ı dı?layan Adalet Bakanlı?ının bir türlü bozamadı?ı bu resmi ezberini, tüm ilgililerin ve bu ba?lamda AB?nin de bilgisine sunuyoruz.
YARSAV?ın hukuksal söylemlerine yanıt veremeyen Adalet Bakanlı?ı ve siyasi irade, çözümü YARSAV?ı kendi kar?ıtları gibi gösterme noktasında bulmu?lardır. Ancak bilinmelidir ki hukuksal de?erleri ihlal eden, sürüncemede bırakan, görmezden gelen kim olursa olsun, YARSAV faaliyetleriyle kar?ılarındadır. Bakanlı?ın bu alınganlı?ı ve yakla?ımı hukuken anla?ılabilir de?ildir.
Bu süreçte, her geçen gün artan üyelikleri ile büyümeye devam eden YARSAV; kurulu? amaçları olan, hukuk devleti, hukukun üstünlü?ü, etkinli?i ve egemenli?i ile yargı ba?ımsızlı?ı için, her bir üyesi ile üzerine dü?en sorumluluk bilinciyle; hukuk adına, bedeli ne olursa olsun faaliyetlerine devam edecektir. Unutulmamalıdır ki; yargı ba?ımsızlı?ı, bireylerin temel hak ve özgürlüklerinin ayrımsız korunması, temel hak ve özgürlüklere güvence olunabilmesi içindir. Ba?ımsız bir yargı, onu ba?ımlı hale getirenlerin dahi sı?ınacakları bir yer olacaktır.
Saygılarımla. 27.4.2009
?mer Faruk EMİNA?AO?LU
YARSAV Ba?kanı
|
|