|
20.4.2009 YARSAV ile ilgili bazı haberler nedeniyle kamuoyuna açıklama
Bir kısım basın yayın organlarında, YARSAV?a ve ?ahsıma yönelik tek yanlı ve amaçlı haberler yer almaktadır. Anılan konular 17.4.2009 tarihli basın açıklamasında izah edilmi? ise de, bu açıklamalar görmezden gelinmektedir.
YARSAV, yapmı? oldu?u açıklamalarını TBMM?nde grubu olan siyasi partilere iletmektedir. Telekulak konusu ile ilgili oldukça fazla basın açıklaması yapılmı? olup, bu açıklamalar da kamuoyuna, siyasi partilere, basına ve ilgili yerlere iletilmi?tir.
Telekulak konusunda en kapsamlı çalı?mayı yapan örgüt YARSAV olup, bu ba?lamda YARSAV?ın ilk günden itibaren telekulak konusunda yapmı? oldu?u çalı?malar bir dosya haline getirilerek, konu ile ilgili yasa hakkında Anayasa Mahkemesine tek ba?vuruyu yapan olması nedeniyle Ana Muhalefet Partisi Genel Ba?kanı?na, bir sivil örgüt ba?kanı olarak tarafımdan iletilmi?tir. Bundan çe?itli çevrelerde rahatsızlık duyulması söz konusu ise, bu rahatsızlık ancak telekulak konusunun açıklı?a çıkma rahatsızlı?ı olabilir.
YARSAV, kuruldu?undan itibaren hukuksal konularda kamuoyunu aydınlatma noktasında açıklamalar yapmakta ve faaliyette bulunmaktadır. YARSAV?ın gerçekle?tirdi?i uluslararası sempozyumlarda yurtdı?ından katılanlar, YARSAV faaliyetlerinin, hukuk devleti ba?lamında sadece yargıç ve savcılarla sınırlı kalmadı?ını görmü?ler ve bu durum AB mensupları tarafından, yine Avrupa Yargıçlar Birli?i (MEDEL) tarafından övgüyle kar?ılanmı? ve yeni örgütlenmekte olan Orta Asya ülkelerine YARSAV?ın çalı?ma ve faaliyetleri ve YARSAV modeli önerilmi?tir.
YARSAV kurulduktan hemen sonra, bir emekli askerin ?hiza bombaları attırarak yargıçları hizaya getirdi?ini? açıklaması üzerine, YARSAV kurulduktan sonra ilk açıklamasını bu konuda yaparak, durumu kınamı?, soru?turularak açıklı?a kavu?turulmasını belirtmi?, dönemin Yargıtay Birinci Ba?kanı?nın ?susuyorum? dedi?i yerde ilk ve tek yazılı açıklamayı YARSAV yapmı?tır. Bugün gelinen noktada bazı üniversite ve basın mensuplarına yönelik soru?turmaların, ki?isellikten ve lekelenmeme hakkından çıkarak, bilimsel özgürlük ve basın özgürlü?ünü hedef alır niteli?e bürünmesi kar?ısında, bu ba?lamda durumun bilim ve basın özgürlü?üne hiza bombaları niteli?ine bürünmemesi için, en kararlı tepkiyi yine YARSAV göstermi?tir. Bilim ve basın özgürlü?ü, hukuk devleti için olmazsa olmazlar arasındadır.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Ba?savcısı Sayın Sabih Kanado?lu?nun Yargıtay?a suikast planları yapanlarla irtibat içinde olması iddiası ileri sürülerek bu gerekçeye de dayanılarak, bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından yürütülmesi gereken bir soru?turmada, polis kaynaklı çalı?madan hareketle hakkında arama kararı verilmesi nedeniyle, yine en sert tepkiyi YARSAV göstermi?, iki ay sonra Mart 2009 tarihinde düzenlenen iddianamede, bu konunun hazırlık hareketleri a?amasında kaldı?ı belirtilmi?tir ki, açıklanan iddianame YARSAV?ın tepkisinin haklılı?ını herkese göstermi?tir. Yargı yargıya bırakılmalıdır. Yargıya hiçbir tarz hiza bombaları atılmamalıdır. Hazırlık hareketleri, suç öncesi a?ama olup, adli aramanın söz konusu edilemeyece?i bir a?amadır. Yargı yargıya bırakılmalı, yargıya bırakılan bir yargı da her olayı hiçbir ayrıcalık söz konusu olmaksızın kim olursa ve konusu ne olursa olsun sonuna kadar soru?turmalıdır.
2008 ?ubat ayında üstelikte HSYK izni ve görevlendirmesiyle İtalya?ya gidilmi?, Sicilya?da benzeri bir soru?turmaya muhatap olan bir ki?i, hukuk bilinci ve hukuk devleti kural ve ilkelerine sahip çıkılması amacıyla Avrupa?daki yargı örgütleri ba?kanları olarak ziyaret edilmi?tir. YARSAV?ın yarattı?ı açılımlar, Türkiye?de de zamanla kanıksanacaktır.
Bizzat Cumhuriyet savcısı tarafından yapılacak bir soru?turmada, polise ifade verilmemesi, aç susuz, yorgun alınan ifadelerin kötü muamele niteli?inde oldu?u, gibi bir çok açıklamalar yapılmı?tır. Benzeri açıklamalar ve çok daha fazlası Avrupa?daki yargı örgütleri tarafından yapılmaktadır. Türkiye?de özgürlüklerden bahsedenler ve ezber bozulmasından söz edenler, YARSAV?ın bozdu?u ezberler konusunda, hala geçmi?teki saplantılardan kurtulamamaktadırlar. YARSAV söylediklerinin farkındadır ve faaliyetlerinde kararlıdır. Hukuk bilincinin yerle?mesi yolundaki çalı?malar rahatsızlık nedeni olmamalıdır.
Yargı ilk kez örgütlü olarak özgürlü?ünün farkına varmı? ve bu özgürlü?ünü örgütlü olarak kullanır olmu?tur. Yargı reformundan bahsedenler, yargıdaki özgürlüklerin önüne her türlü engeli çıkarmı?lardır. Mussolini iktidara gelir gelmez ilk i?i yargıdaki sivil örgütlenmeyi ortadan kaldırmak olmu?, benzeri Almanya?da Hitler?den hemen sonra ya?anmı?, Sırbistan?da Miloseviç döneminde aynı örnek tekrarlanmı?tır. Bugün YARSAV ya?adıklarıyla Avrupa?daki dördüncü örnek olmu?tur ki, di?er üç ülke ve o ülkedeki dönemler gözetildi?inde, Türkiye?nin sürüklendi?i kulvar Türkiye yönünden kabul edilebilir de?ildir.
YARSAV kurulduktan sonra, 501 kurucu üyesinden 493 ü veto edilmi?, Avrupa Birli?i ile ilgili birimlerin kar?ı görü?üne ra?men, hakkında iki kez kapatma yasa tasarısı hazırlanmı?tır. Ergenekon olarak nitelendirilen örgütle irtibatlandırmak için gerçek dı?ı polis de?erlendirme raporları düzenlenmi?, bu durumun gerçekdı?ılı?ı ortaya konulmu?tur. Son olarak YARSAV bünyesindeki eylemler, ancak ki?isel suç olarak nitelenebilecekken, görev suçu nitelemesine sokularak, daha disiplin incelemesi a?amasında telefonlarım hakkında dinleme kararı alınarak, hakkımda inceleme ve soru?turma ba?latılmı?tır. Bu örneklerin hepsinin bir arada ya?andı?ı dünyada bir ba?ka örnek söz konusu olmayıp, Türkiye?de benzerlerinin 12 Eylül döneminde ya?anmı? olması gözetildi?inde durum son derece manidardır.
İ?in ilginci onca ele?tiri getirenler, YARSAV?a yapılanlar konusunda her nedense tepkisiz kalmaktadırlar.
YARSAV; Adalet Bakanlı?ı, HSYK, Yargıtay, Yargıtay Cumhuriyet Ba?savcılı?ı, Danı?tay, Türkiye Adalet Akademisi?ne pek çok ba?vuru yapmı?, sonuçsuz kalan noktalarda davalar açmı? olup, sorunların çözümü için adım atmayanlar, YARSAV?ı hukuk için mücadele eden bir örgüt de?il, kendilerinin kar?ıtı bir örgüt olarak gösterme yolunu seçmi?lerdir. Bu ba?lamda Yargıtay ve Danı?tay kararlarının tamamının herkesin eri?imine sunulması, İHAM kararlarının sadece Türkiye hakkında olanlar de?il tüm ülkeler hakkında verilen kararlarının tamamının Anayasa 90/son maddesinden hareketle Türkçe?ye çevrilmesi gerekti?i yolunda açmı? oldu?u davaları YARSAV kazanmasına ra?men, AB?ne bu konularda vaatte bulunanların, söz konusu davaların ?reddi gerekti?i gerekçesiyle? bu kararları temyiz etmelerini YARSAV manidar bulmakta ve mücadele etmeden yargıdaki sorunların çözümünün olanaklı olmadı?ını tekrar etmektedir. Sorunlar gerekirse İHAM?ne kadar ta?ınacak ve çözüm için denenmedik hukuksal yollar bırakılmayacaktır.
YARSAV, yasalarda açık hüküm olmayan konularda, yargıda ya?anan sorunların çözümü için, on ayrı konuda ilke kararı alması için (yirmisekiz yıldır kendi içyönetmeli?ini bile de?i?tirememi? olmasına ra?men) ilk kez HSYK?ya ba?vurmu?; görü?ülen bu ilke kararlarının akibetine göre, yargıdaki sorunların çözümü için, hukuksal verilerden hareketle ilke kararları alarak sorunların çözümü noktasında sorumluluk üstlenmesi için HSYK?ya ba?vurularını devam ettirecektir.
Bu ba?lamda, Adalet Bakanlı?ından tek bir üyesi olmayan YARSAV?ın, Adalet Bakanlı?ında çalı?an yargıç ve savcıların, 2802 sayılı Yasa?nın 38 nci maddesi uyarınca Adalet Bakanı?nın talebinin ba?layıcılı?ı kar?ısında, HSYK tarafından haklı ve ikna edici olmayan, hukuksal yönden gerekçesiz olan görevden alma taleplerinin yerine getirilmemesi için, 2009 Ocak ayında, bir Danı?tay kararından hareketle, bu konuda ilke kararı alınması için HSYK?ya ba?vuran yine YARSAV olmu?, YARSAV herhangi bir kurum ya da ki?iyi hedef olarak görmemi?, çözüm yolunda her türlü u?ra?ı vermekten geri durmamı?tır. Yargıç sınavları ve mülakatları da YARSAV ile birlikte ülke gündemine oturmu?, Danı?tay?ın bir kararından hareketle ve YARSAV?a intikal eden ?teyid edilemeyen ancak alınan duyuma göre ö?rencilik sırasında örgütsel eylemlere karı?mı? olabilir? biçimindeki gerçekte do?um yerinden kaynaklanan bir fi?leme niteli?indeki ar?iv ara?tırması yazısı da gözetilerek, mülakatlara kamera konulması için Adalet Bakanlı?ına ba?vuru yapmı? olup, bu konudaki ba?vurularını sürdürecektir. Söz konusu aday adayı, girdi?i her sınavda ve son sınavda üst sıralarda yer almasına ra?men, ba?vuruya ra?men kameranın konulmadı?ı son sınavda yine mülakatta elenmi?tir. Mülakatların objektifli?i için atılması gereken tüm adımlar atılacaktır.
Bu süreçte, hiçbir biçimde kayna?ından sorulmadan ve do?rulanmadan, hakkımda her türlü ve her boyutta gerçek dı?ı haberler üretilmi?, bu haberler yapılırken tek bir kez gerçe?in ne oldu?u tarafımdan sorulmamı?tır. Medya kampanyası ve medya linci niteli?ine dönü?en haberlerin hepsine tek tek yanıt verme olana?ı olmadı?ından, anılan haberleri yapanlar yarattıkları bilgi kirlili?inden medet umar duruma gelmi?lerdir.
YARSAV tüm çözümleri, hukukta ve hukuk içinde görmektedir. Hukuk dı?ı tüm adımları reddetmekte ve kar?ısında durmaktadır. Konusu veya ki?isi ne olursa olsun her olayda hukuksal kural ve ilkelerin mutlaka gözetilmesi gerekti?ini savunmakta, yine konusu ne olursa olsun, hiçbir zaman hukuksal olmayan adımlardan sonuç alınma dü?üncesinin yerle?memesi için kararlılıkla faaliyetlerini sürdürmektedir.
Bu ba?lamda, ifade için kural olarak gözaltıların, uzun süreli tutuklulukların, tek bir noktadan tüm ülkeyi soru?turmanın (md 13/son), ancak ve ancak Sıkıyönetim Yasası?na göre olanaklı oldu?unu, yürürlükte bulunan bu yasanın uygulanmasının ilan ko?uluna ba?lı oldu?unu; oysa bugün yürürlükteki CMK hükümleri dururken Sıkıyönetim Yasası?ndaki hükümlerin benzerlerinin uygulanmakta oldu?unu, savcılıkların sıkıyönetim savcılıklarına fiilen de dönü?memesi gerekti?ini, Cumhuriyet Ba?savcılıkları olarak faaliyette bulunmalarını var gücüyle savunmaya devam etmektedir. Darbe te?ebbüsü soru?turmalarının, hükümete ba?lı güvencesiz polislerle yürüten hiçbir ça?da? hukuk devleti bulunmadı?ını, bu durumun demokrasinin ço?ulcu niteli?ini ortadan kaldıran bir sonucu ortaya çıkarabilece?ini, benzeri örneklerin her ülkede aynı sonucu yarattı?ını YARSAV kararlılıkla kamuoyuna yansıtmaktadır. Sıkıyönetimde, ileti?imleri engellemek için soka?a çıkma yasaklarının uygulandı?ını, yargıç imzası bulunan telekulak kararlarıyla 70 milyonun izlenmesi kar?ısında, ülkedeki herkesin telefon ileti?iminden uzak durması nedeniyle, herkesin özgürlüklerini serbesti içinde ya?ayamaz hale geldi?ini, bunların sıkıyönetimi andıran uygulamalar gibi olmaması gerekti?ini, özgürlüklerden korkulmaması, ancak her ?eyin hukuk kuralları içerisinde çözülmesi gerekti?ini yine YARSAV savunmaktadır. Tutukluların temel insan haklarının kısıtlandı?ı ve ihlal edildi?i dönemlerin sıkıyönetim dönemleri oldu?unu, bugün sa?lık ve cezaevi mensupları üzerinde kararlılıkla sürdürülen disiplin i?lemleri ile, kamu görevlilerinin belirli tutuklular hakkında i?lem yapmakta duraksama gösterdiklerini, bu durumun temel insan haklarından yararlanma konusunda sıkıntılı durumlar yaratmakta oldu?unu, her ?eyin kurallar gözetilerek yapılması gerekti?ini YARSAV ısrarla savunmaktadır.
Tutuklamaların kural haline gelmemesini, tutuklamalar konusunda kanıtları karartma veya kaçma ?üphesinin gerekti?ini, her ?eye el konulan bir durumda kanıtları karartma olasılı?ın söz konusu olmayaca?ını, üniversitelerde veya ba?ka birimlerde sabit görevleri bulunan ve kamuoyuna yansıyan soru?turmalar ortaya çıktıktan sonra bile hiçbir yere kaçmayan ki?iler hakkında tutuklama kararları veriliyor ise, bu durumun ya sıkıyönetim uygulaması ya da altmı? yıl önce Almanya?dan kaçmak/ayrılmak zorunda bırakılan profesörlerin ya?adı?ı ortamı akla getirdi?ini, adli kontrol vb gibi kuralların bulundu?unun unutulmamasını, insan haklarının her ?eyin üzerinde oldu?unu YARSAV savunmaya devam edecektir.
Hiçbir ülkede e?i ve benzerine rastlanmamı? iken, 2007 yılından bu tarafa yargıç ve savcıların ileti?imlerinin her olayda dinlenmesinin adeta kural haline geldi?ini, bu konudaki Yönetmelik iptali için tek dava açanın YARSAV oldu?u, süreçte suç hanesi bo? ileti?im tesbit kararlarının ortaya çıktı?ını, Bakanlı?ın bu konuda ısrarla sessiz kaldı?ını, disiplin incelemesi a?amasında ileti?imleri tesbit edilen tek meslek grubunun yargıç ve savcılar oldu?unu, tüm bu durumları ortaya çıkartan ve bu konuda mücadele veren YARSAV iken, bu konuda yüksek yargı organları, HSYK ve özellikle i?lemleri tesis eden Adalet Bakanlı?ı ısrarla sessizli?ini korurken, yargıç güvencesini ortadan kaldıran uygulamaların sonucu bu tür kararlar ortaya çıkmı? ve çıkmakta ise, burada meslekta?larını de?il, meslekta?lara bu tabloyu yaratanları ve bu tablo için çözüm üretmeyenleri göreve davet etmeye YARSAV her zaman oldu?u gibi yine devam edecektir.
YARSAV, demokratik ülkelerde yeni yönelim olarak, yargı reformunun, ancak bir yargı reformu yasası ile gerçekle?ece?i dü?üncesinin Türkiye?den saklanmasını ele?tirmektedir. ?lkemiz içinde yargı reformu gereklidir. Bunun için yargı reformu yasası çıkartılmalı, bu yasada yeniden düzenlenecek veya de?i?tirilecek yasalar gösterilmeli, yargının kendi içinden yargı reformu komisyonu kurması gerekti?ini ve bu komisyona siyasi iradenin etkisi olmaksızın yargı ve hukuk çevrelerinden e?it temsilci alınması gerekti?ini, hazırlanacak metinlerin tasarı olarak TBMM?ne sunulması ve TBMM tarafından onaylanması gerekti?ini, erkler ayrılı?ı ve yargı ba?ımsızlı?ının gere?inin ancak bu ?ekilde yerine getirilebilece?ini, bu yasalar kapsamına, meslekle ilgili yasalar yanında tüm temel yasaların ve usul yasalarının dahil oldu?unu ısrarla vurgulamakta; bunun dı?ında siyasi irade tarafından atılacak adımların, hangi dönemde olursa olsun mevcut siyasi iradenin bakı? açısına göre yargıyı biçimlendirme sonucunu yarataca?ını kararlılıkla vurgulamaktadır.
YARSAV, hukukun üstünlü?ü, etkinli?i ve egemenli?i için, temel hak ve özgürlükler için, yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıç güvencesinin evrensel ölçütlere çıkartılması için ?imdiye kadar oldu?u gibi bundan sonrada ne tür engel yaratılmaya çalı?ılırsa çalı?ılsın var gücüyle faaliyetlerine devam edecektir.
YARSAV, geçmi?te ya?anan hukuksuzlukların, bugün için ya da ya?anacaklar için örnek gösterilmesini ve aynı hukuksuzluklara sessiz kalınmasını ?iddetle ele?tirmektedir.
YARSAV, kendisine üye olsun ya da olmasın tüm meslekta?ların veya konu ve sorunlara duyarlı olanların iletecekleri her türlü çalı?maların sonuna kadar takipçisi olacaktır.
YARSAV?ın sloganı ?hukuk herkes içindir? sözüdür. Birlikten kuvvet do?ar. YARSAV?a üyelik ba?vurularının, yaratılan her türlü sıkıntı ve bilgi kirlili?ine ra?men, özellikle bu tür tablonun ortaya çıktı?ı dönemlerde olmak üzere artarak devam etmesi sevindiricidir.
Türk yargısı, tarihinde ilk kez özgürlüklerini ya?amaya ba?lamı?tır. Yargının özgürle?mesi konusunun korku unsuru olarak gösterilmesi, endi?e vericidir. Ola?anüstü dönemleri Türkiye hukukla a?amamı? ise, ola?anüstü dönemler hep akıllarda ihlal edilen insan haklarıyla, kısıtlanan özgürlüklerle, yapılan soru?turma ve yargılamalarla akıllarda kalmı? ise, yargının o dönemlerde özgürlüklerini kullanamaması, devlet yönetimine hakim olan güç kar?ısında, devletle olan ba?ının yargıyı sınırlandırması nedeniyle olmu?tur.
YARSAV, mücadelesinde öncelikler olarak hukukun üstünlü?ünü, etkinli?ini, egemenli?ini, temel insan haklarını esas almakta, yargının çalı?aca?ı alt yapı ortamının sa?lanması gerekti?ini savunmakta, yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıç güvencesi konusunda sistemden kaynaklanan sorunların üzerine gitmektedir. Haklı bireysel sorunların çözümü, YARSAV?ın ikinci a?amada el attı?ı konulardır.
Yargı ve hukuk alanındaki sorunlar, artık belirli kurum veya organların yakla?ımına göre de?il, YARSAV?ın kararlı çalı?malarıyla, çözüm yolunda do?ru adımlar atılması için, sürekli ülke gündeminde tutulacak ve karar odaklarının bu konuda hareketsiz kalmaması için sürekli öneriler, ele?tiriler ve çözüm yolları geli?tirilerek sunulacaktır. ?zgürlüklerinin farkına varan ve bu özgürlükleri kullanan yargı, di?er ülkelerde oldu?u gibi hukuk devletinin en önemli sigortası olacaktır.
YARSAV ile dönü?ü olmayan hukukun üstünlü?ünün yok edilemeyece?i bir yola girilmi?tir. ?alı?malar aynı kararlılıkla devam edecektir.
Saygılarımla. 20.4.2009
?mer Faruk EMİNA?AO?LU
YARSAV Ba?kanı
|
|