![]() |
||
23.12.2008 Zamana?ımları hakkında basın açıklaması
YARGI?LAR VE SAVCILAR BİRLİ?İ
YARSAV
BASIN A?IKLAMASI
Yargı organlarınca zamana?ımı ile ilgili kararlar verildi?i kamuoyuna yansıdıkça, kamuoyunda bu konuya yönelik tartı?malar artmakta, kamu vicdanında rahatsızlık yaratan bu durumun sorumlusu olarak, i?in kayna?ına inilmedi?i için yargı organları görülmektedir.
Yargı organlarının özellikle i? yükü ile ilgili sorunlarının çözümü konusunda gerçekçi adımların atılmaması, zamana?ımı konusunun gündemden dü?memesine neden olmaktadır. Ancak ya?anan bu süreçteki en önemli etkenin, yeniden yapılan temel yasalar ile bu temel yasalarda kısa süre içerisinde gidilen de?i?iklikler oldu?u bilinmelidir.
01.6.2005 tarihinde yürürlü?e giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasası nedeniyle, 01.6.2005 tarihinden önce kesinle?en davalar, yeni yasalar nedeniyle uyarlama yargılamasına konu edilmi?, bu kapsamda bulunan tüm dosyalar yeniden ele alınarak incelenmi?tir. Yargıdaki i?lere birde incelenen bu dosyalar ve temel yasaların yarattı?ı belirsizlikler de eklenince, geçmi?teki ve aynı olanaklarla çalı?an yargının i? yükü katlanarak artmı?, ancak konunun yasal düzenleme ile çözümüne yönelik hiçbir gerçekçi adım atılmamı?tır.
Yeni TCY 01.6.2005 tarihinde yürürlü?e girdi?inde Yargıtay?da inceleme a?amasında bulunan dosyalar, yeni temel yasaların gözetilmesi gere?i nedeniyle esasa girilmeden bozularak yerel mahkemelere gönderilmi?tir. Bu süreçte temel yasalarda tekrar yapılan de?i?iklikler belirsizlikleri artırmı?tır. Yine bu süreçte 23.01.2008 tarih ve 5728 sayılı Yasa?nın 562 nci maddesi ile yapılan de?i?iklikle, ?hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun kapsamı geni?letilerek, atılı suçun takibinin ?ikayete ba?lı olup olmadı?ına bakılmaksızın, iki yıl ve daha az süreli hapis cezaları ile adli para cezalarına mahkümiyet durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının? uygulanabilirli?i getirilmi?tir ki; bu de?i?iklik, yerel mahkemelerce verilen ve hatta daha önce temel yasalar gerekçe gösterilerek bozulan kararların, bu de?i?iklik nedeniyle tekrar bozulmasına neden olmu?, bu ?ekilde Yargıtay 2005 yılından itibaren ço?unlukla i?in esasına giremeyerek üstelik a?ırı i? yükü altında çalı?mak durumunda bırakılmı?, her seferinde yeni bir yasa de?i?ikli?i ile bozulan ve bu ?ekilde yerel mahkemelerle Yargıtay arasında postada mekik dokuyan dosyalar, akan zamana yenik dü?mü?, genel ceza (yargılama) hukukunun nadiren uygulanan bir kurumu olan zamana?ımı kurumu, adeta gündelik uygulamanın bir parçasına dönü?mü?tür.
Yeni temel yasaların söz konusu oldu?u dönemde Yargıtay?ın, yeni yasalar nedeniyle ya?anan sorunların çözümüne içtihatlarıyla katkı sa?laması beklenirken, bu durum tam tersine Yargıtay?ın ?i?in esasına girebildi?i? dosya sayısını azaltmı?, yeni temel yasaların yarattı?ı belirsizlikleri giderecek içtihatların yeterince ortaya çıkamamasına neden olmu?tur.
Yeni temel yasalarla zamana?ımı süreleri uzatılmı? ise de, 01.6.2005 tarihinden önce i?lenen suçlarla ilgili olarak devam eden davalarda, yürürlükten kalkan 765 sayılı TCY?nın zamana?ımı ile ilgili hükümleri, halen ?lehe yasa boyutuyla? uygulanmakta olup, 01.6.2005 tarihinde yürürlü?e giren 5237 sayılı TCY?nin zamana?ımı ile ilgili hükümleri bu davalarda uygulanamamaktadır.
İHAM, Belçika hakkında verdi?i ?Coeme ve di?erleri/Belçika? kararında, ?yasa de?i?ikli?i ile zamana?ımının uzatılması durumunda, ?uzayan zamana?ımı hükümlerinin? devam eden davalarda da uygulanabilmesini sa?layan hükümlerin, zamana?ımının maddi ceza de?il yargılama hukuku kurumu oldu?undan hareketle İHAS?ne aykırı olmadı?ına? hükmetmi?tir.
?lkemizde yeni temel yasalar yapılırken, İHAM kararlarına paralel düzenlemelerin yapıldı?ı belirtilmesine ra?men, aksi yönde hareket edilmesi önemli bir eksikliktir. Bu durum, yasa yapımında evrensel hukukun en azından ciddi biçimde izlenmedi?ini ve kalitenin azalmasını ortaya koymaktadır. Anayasa?nın 38/2 nci maddesindeki, ?zamana?ımı konusunda lehe yasanın uygulanaca?ı yolundaki düzenlemenin kaldırılmaması?, Anayasa?daki bu olumsuz düzenlemenin ?zbudun tasla?ı olarak bilinen Anayasa tasla?ında bile korunması; uzayan zamana?ımı hükümlerinin önceki olaylara uygulanması yolunda irade ta?ınmadı?ını göstermektedir. Bu sonuç zamana?ımına u?rayan dava sayısını artırmı?tır ki, bu durum kamu vicdanını yaralamakta, ?adı konulmamı? bir genel af benzeri? tabloyu ortaya çıkarmaktadır.
Sonuçta yargı organları, hukuksal sorunların adil bir çözüme kavu?turulmasını sa?layan ve toplumsal barı?a katkısı olan kurumlar olmaktan uzakla?tırılarak, toplumdaki hukuk ve adalet algısı erozyona u?ratılmı?, toplumda çözümlerin yargı dı?ında ya da yürütme merkezli aranmasına neden olunmu?tur.
?zetle;
Yeni TCY ile zamana?ımı uzatılmı? ise de, bu de?i?ikli?in 01.6.2005 tarihi itibarıyla devam eden davalara da uygulanabilmesini sa?layan hükümler getirilmeden, bu ba?lamda Anayasa de?i?ikli?ine gidilmeden, ?a?ırı yasama uygulamasıyla? hükmün esasına girilmesini engelleyen ve yeni yeni bozma nedenleri yaratan yasal de?i?ikliklerin üst üste yapılması, ?yargı organlarının etkili denetim olanaklarını? ortadan kaldırılmı?tır.
İ?te bu süreç 01.6.2005 ten önce i?lenen suçlarda zamana?ımının fazlasıyla söz konusu olmasına neden olmu?tur.
Yargı organlarının zamana?ımının dolması nedeniyle verdikleri dü?me kararları ele?tirilirken, konunun normatif boyutunun da gözetilmesi, hukuk literatüründe ?a?ırı yasama faaliyeti? olarak isimlendirilen duraksız, ele?tirisiz ve hızlı yasa de?i?ikliklerinin adil yargılanma hakkını zedeleyici sonuçlar yarattı?ının, yasaların kamuoyunca bilinirli?ini azalttı?ının, belirsizlikleri ve zamana?ımı uygulamalarını artırdı?ının bilinmesi; bu olumsuzlukları önleyici yasal düzenlemelere, sivil toplum nezdinde gerekli tartı?ma ve ara?tırma ko?ulları yaratılarak gidilmesi gerekti?inin görülmesi, yargı organları hakkında yaratılmak istenen birtakım önyargıları ve yanlı? anlamaları önleyecektir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur. 23.12.2008
YARSAV Y?NETİM KURULU
|