18.12.2008 YARSAV Ba?Ÿkanı'nın, TMMOB Mimarlar Odası Genel Merkezi'nce Düzenlenen Bilirki?Ÿilik Sempozyumu Açı?Ÿ Konu?Ÿması

YARGI?‡LAR VE SAVCILAR BİRLİ?žİ
YARSAV
 
 
 
Bilirki?Ÿilik Sempozyumu Açı?Ÿ Konu?Ÿması
 
 
 
Saygıde?Ÿer katılımcılar, de?Ÿerli konuklar,
Sizleri en içten duygularla, saygılarımla selamlıyorum.
 
Yargılama hukuku ve adil yargılanma hakkı yönünden son derece önem arzeden ve ancak üzerinde tartı?Ÿmaların eksik olmadı?Ÿı Bilirki?Ÿilik konusunun gündeme ta?Ÿınmasını ve çözüm önerilerinin toplanmasını sa?Ÿlayacak bu sempozyumu düzenleyen TMMOB Mimarlar Odası yetkililerine te?Ÿekkürlerimi sunuyorum.
 
Bilirki?Ÿilik kurumunun, adil yargılama hakkının kullanılabilmesi için gereklili?Ÿi tartı?Ÿmasız olup, adil yargılama boyutuyla da, kurumun hukuksal çerçevede i?Ÿlemesi önem ta?Ÿımaktadır. Bilirki?Ÿili?Ÿin yargılama sürecindeki bu etkin rolü ve önemi, bilirki?Ÿilik konusundaki tartı?Ÿmaların önemini de artırmaktadır.
 
Adil yargılanma hakkı evrensel kuralların gere?Ÿi olup, Anayasa?nın 36 ncı maddesinde temel bir hak olarak korunmaktadır. Ayrıca Anayasa?nın 140/son maddesi uyarınca, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması da yargının görevidir.
 
?‡a?Ÿın gere?Ÿi olarak tekni?Ÿin ilerlemesi ve bu ba?Ÿlamda yargılama konusu uyu?Ÿmazlıkların da giderek artması, yargılama alanında bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurulmasını gerekli kılan olay ve davaların da artmasına neden olmaktadır. Bu tabloda bilirki?Ÿilik kurumunun sa?Ÿlıklı i?Ÿlemesi, adaletin etkinli?Ÿini ve yargının verimlili?Ÿini peki?Ÿtirmektedir.
 
Bugün bilirki?Ÿilik konusunda gerek mevzuattan, gerekse uygulamadan kaynaklanan sorunlar bulunmaktadır.
 
Uygulama bakımından, bilirki?Ÿi seçiminde uzmanlık boyutunun yeterince öne çıkarılmaması, hukuksal gereklilik olmadı?Ÿı hallerde dahi bilirki?Ÿi incelemelerine gidilmesi, bilirki?Ÿi incelemesi sırasında sınırların a?Ÿılması, bilirki?Ÿili?Ÿin ba?Ÿlı ba?Ÿına bir meslekmi?Ÿ gibi algılanması ve bu algının kanıksanması, bilirki?Ÿi eti?Ÿinin her yönüyle yerle?Ÿmemesi, meslek içi e?Ÿitimlerin eksikli?Ÿi ve yetersizli?Ÿi, ilk anda akla gelen sorun ba?Ÿlıklarıdır. 
 
Uygulama boyutundaki sorunların ana kayna?Ÿının, bilirki?Ÿiyi görevlendiren yargıç ve savcılar ile bilirki?Ÿiler olarak görülmesi, sorunların yanlı?Ÿ te?Ÿhisi anlamındadır. Bu te?Ÿhis üzerinden yürütülecek tedavi ise ku?Ÿkusuz do?Ÿru sonuçlar vermeyecektir. O halde, sorunlara daha geni?Ÿ açıdan yakla?Ÿılarak sa?Ÿlıklı ve gerçekçi çözümler üretilmelidir.
 
AB yetkilileri tarafından düzenlenen 2003 Yargı İsti?Ÿari Ziyaret Raporunda da vurgulandı?Ÿı üzere (s.125), yargıcın bir konuda bilirki?Ÿi raporuna dayandı?Ÿında ele?Ÿtirilmemesi, ancak bilirki?Ÿi raporuna dayanmadan karar verdi?Ÿinde ve hatta gerekçesini bile gösterdi?Ÿinde ise, muhatap oldu?Ÿu soru?Ÿturma ve tefti?Ÿlerde, bilirki?Ÿi raporu alınmı?Ÿsa ba?Ÿka alınmamı?Ÿsa ba?Ÿka türlü hareket edilmesi, sonuçta yargıcın sorumlulu?Ÿu sırtında ta?Ÿımamak için hukuksal gereklilik olmayan durumlarda bile, bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurmasına neden olabilmektedir. Bu do?Ÿru bir saptamadır. Ancak, buradaki gerçek sorun; Adalet Bakanlı?Ÿı?nın Tefti?Ÿ Kurulu?nu kullanma yöntem ve içeri?Ÿindedir. Tefti?Ÿlerde, yargı yetkisine ili?Ÿkin alanlara da el atılabilmesinden; yargıç ve savcılarla ilgili soru?Ÿturmalarda baskıcı ve ön yargılı hareket edilebilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu yanlı?Ÿtan dönülmesi, bir zihin de?Ÿi?Ÿikli?Ÿi yanında, soru?Ÿturma ve tefti?Ÿlerde Adalet Bakanlı?Ÿı yetkilerinin kaldırılmasıyla mümkün olabilecektir.
 
Yargılama yasalarına göre, yargıçlık ve savcılık mesle?Ÿinin gerektirdi?Ÿi genel ve hukuksal konularda bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurulamaz. Yargıç, mesle?Ÿinin gerektirdi?Ÿi genel ve hukuksal bilgi ile çözümleyemeyece?Ÿi, çözümü uzmanlı?Ÿı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren konularda, bilirki?Ÿiye ba?Ÿvuracaktır. Bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurulurken, bilirki?Ÿinin yargılama için önem ta?Ÿıyan hangi soruları yanıtlaması gerekti?Ÿi mutlaka ve açıkça belirtilmelidir. Bilirki?Ÿi raporlarında hukuksal de?Ÿerlendirmelere girilmemelidir. Ancak uygulamada kar?Ÿıla?Ÿılabilen aksi yöndeki örnekler; kararı yargıcın de?Ÿil adeta bilirki?Ÿinin vermekte oldu?Ÿu tartı?Ÿmalarını yaratmakta, bu da bilirki?Ÿilik kurumunun, yargı yetkisinin devredildi?Ÿi bir kurum niteli?Ÿine büründü?Ÿü ele?Ÿtirilerine neden olmakta ve yıpratmaktadır. Bu noktada emekli yargıç ve savcıların, avukatların, kolluk görevlilerinin bilirki?Ÿi olarak görevlendirilmesi üzerinde durulması gereken bir konudur. Yargıç, bir anlamıyla hukuk bilirki?Ÿisidir. Bu nedenle bilirki?Ÿiye, çözümü hukuksal olan konularda de?Ÿil, özel ve/veya teknik bir bilgi isteyen, uzmanlık gerektiren konularda ba?Ÿvurulabilece?Ÿi kuralına özenle uyulmalıdır.
 
Hukuk davalarında tarafların, bilirki?Ÿi seçiminde anla?Ÿmaları olanaklı olup, bu durumda mahkeme yerine bilirki?Ÿiyi tarafların seçmeleri söz konusu oldu?Ÿundan, bilirki?Ÿilik kurumunun sa?Ÿlıklı i?Ÿleyebilmesi için, uygulamada ender i?Ÿletilen bu maddeden daha etkin yararlanılması yoluna mutlaka gidilmelidir.
 
Yargıç ve savcılar, meslekleri gere?Ÿi hukuk ve hukuk bilgisine sahip ki?Ÿilerdir. Bu nedenle hukukçu bilirki?Ÿi atanması ve uygulanması kabul edilemeyecek ya da çok ayrıksı durumlarda söz konusu olabilecek bir konu olması gerekirken, giderek bu uygulama geni?Ÿlemekte, bu da yargıdaki meslek içi e?Ÿitimlerin eksik ve yetersizli?Ÿini ortaya koymaktadır. Bu noktada Yüksek Mahkemelerin temyiz denetimleri önem kazanmakta olup, temyiz denetimlerin de bu sorunun da üzerinde etkin olarak durulmalı, bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurulması gerekli olmayan davalarda, karar sonucunu etkilesin ya da etkilemesin bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurulmu?Ÿ ise, bu husus Yüksek Mahkeme kararında irdelenerek vurgulanmalı, yargıcın içinden çıkmakta ve çözümünde zorlandı?Ÿı konu olsa bile bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurulmasını gerekli kılmayan konularda bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurulmasını gerektirecek bozma kararları verilmemelidir.
 
Sürekli geli?Ÿen ve de?Ÿi?Ÿen ko?Ÿullar ve hukuksal olgular, yargıda meslek içi e?Ÿitimleri zorunlu ve de sürekli kılmaktadır. Meslek içi e?Ÿitimlerle, yargıç sürekli olarak alanında yeni geli?Ÿmeleri ve uygulamaları izleyebilmelidir. ?‡ünkü böyle bir durumda bilirki?Ÿilere hukuksal yönden gerekmedikçe dosya gönderilmeyecek, hukuksal gereklilik ta?Ÿıyan durumlarda bilirki?Ÿiye ba?Ÿvurulacak ve sistem daha sa?Ÿlıklı i?Ÿleyerek, bilirki?Ÿilik konusundaki tartı?Ÿmalar önemli oranda giderilebilecektir. Uygulamada meslek içi e?Ÿitimler, bu konuda 2992 sayılı Adalet Bakanlı?Ÿı Te?Ÿkilat Yasası?na göre ve üstelikte görevli olmayan Adalet Bakanlı?Ÿı E?Ÿitim Dairesi Ba?Ÿkanlı?Ÿı'nca planlanmakta ve yürütülmekte, ancak bu amaçla kurulan ve Adalet Bakanlı?Ÿının vesayetine sokulan Türkiye Adalet Akademisi ise etkin olarak çalı?Ÿtırılmamaktadır. AB raporlarında kurulması gere?Ÿine de?Ÿinildi?Ÿi için ?Ÿeklen olu?Ÿturulan Türkiye Adalet Akademisi, AB normları da gözetilmeden, yürütmenin vesayetinde, Anayasa'nın 140 ncı maddesindeki ilkeler de dı?Ÿlanarak yapılandırılmı?Ÿtır. Oysa yürütme organının, yargıç ve savcıların meslek içi e?Ÿitimlerinden elini çekmesi yargı ba?Ÿımsızlı?Ÿının gere?Ÿidir. Yargıç ve savcıların çalı?Ÿtı?Ÿı birimler, ne Adalet Bakanlı?Ÿı ta?Ÿra te?Ÿkilatıdır, ne de yargıç ve savcılar Bakanlık memurudur. Bu nedenle yargıç ve savcıların meslek içi e?Ÿitimleri ile Adalet Bakanlı?Ÿı görevli de?Ÿildir. Ancak Adalet Bakanlı?Ÿı E?Ÿitim Dairesi Ba?Ÿkanlı?Ÿınca planlanan meslek içi e?Ÿitimlere katılacak ki?Ÿileri, sonuç kararla HSYK belirlemekte ise de, HSYK mevcut yapısıyla ve mevcut sistemle, bu listelere Adalet Bakanlı?Ÿınca alınan ki?Ÿileri etkin olarak denetleyememektedir. Bu tablo ise Adalet Bakanlı?Ÿının uygun gördü?Ÿü yargıç ve savcıların meslek içi e?Ÿitimlere katılmasına, uygun görmediklerinin ise katılamamasına neden olmakta; yargıç ve savcıların mesleklerinde ilerleyebilmeleri için fırsat e?Ÿitli?Ÿi zedelenmektedir. Bu nedenle Adalet Bakanlı?Ÿının yargıdaki belirleyicili?Ÿi gözden geçirilmelidir. 1982 Anayasasının geçici 15 nci maddesi uyarınca 12 Eylül döneminden kalan (2992 sayılı) bu yasa 2001 yılına kadar (Anayasal engel nedeniyle) Anayasa Mahkemesi?ne ta?Ÿınamadı?Ÿı için, Anayasa'ya aykırı uygulama 2001 yılına kadar devam etmi?Ÿ, bu süreçte yaratılan ezber nedeniyle kanıksanan (Adalet Bakanlı?Ÿının meslek içi e?Ÿitimlerinde görevli oldu?Ÿu yolundaki) uygulama ise 2001 den itibaren günümüze kadar da süregelmi?Ÿ, ancak YARSAV konuyu 2008 yılında Danı?Ÿtay'a ta?Ÿımı?Ÿtır. Yargıç ve savcıların meslek içi e?Ÿitimlerinin süreklilik içinde yapılması, bilirki?Ÿili?Ÿe, yasanın aradı?Ÿı durumlarda gidilmesine neden olacaktır. Bilirki?Ÿiye adeta yargı yetkisi devredilmeyecektir.
 
Yargı i?Ÿleyi?Ÿinde, uzmanla?Ÿmaya yeterince önem verilmemi?Ÿ ve mevzuatımız bu yönüyle eksik kalmı?Ÿtır. Gerekli alanlarda ve yeterli oranda uzmanlık mahkemeleri kurulmamı?Ÿ, avukatlar yönünden uzmanla?Ÿma ko?Ÿulu getirilmemi?Ÿ, yargıç ve savcılar için uzmanla?Ÿmayı sa?Ÿlamaya yönelik yeterli düzenlemeler yapılmamı?Ÿ, bu tabloya i?Ÿ yükü de eklenince, yargıç ve savcılar çıkı?Ÿ yolu olarak dosyaları uzman bilirki?Ÿiye ya da uzaman olarak gördükleri bilirki?Ÿiye sevketmeye yönelmi?Ÿlerdir. Bu sonuç, bilirki?Ÿilik kurumu üzerindeki tartı?Ÿmaları artırarak, bilirki?Ÿilik kurumunun yıpranmasına, bilirki?Ÿilerin yargı yetkisinin devredildi?Ÿi ki?Ÿiler olarak nitelendirilmesi tartı?Ÿmalarının canlılık kazanmasına neden olmu?Ÿtur. 
 
Yargıç ve savcıların, yeterli irdeleme yapmadan ve dosyayı sıklıkla bilirki?Ÿiye göndermelerinde ana neden olarak sunulan i?Ÿ yükü gerekçesi, bir maddi vakıa olmakla birlikte, ortaya çıkan sonucu kabullenmeyi gerektirecek nitelikte haklı bir gerekçe de?Ÿildir. Sorun i?Ÿ yükünün fazlalı?Ÿından kaynaklanmakta ise, çözüm ancak, yargının tüm sorunları masaya yatırılmadan, yargının sesine kulak verilmeden, her türlü siyasi dü?Ÿünceden uzak hareket edilmeden sa?Ÿlanamaz. Bu nedenle hukuksal temele oturan yasal düzenlemelerin gerçekle?Ÿtirilmesi üzerinde durulmalıdır. 
 
Bilirki?Ÿilik konusundaki, mevzuattan kaynaklanan ve sorun yaratan bir di?Ÿer konu ise, yeni CYY ile uygulanmasına geçilen ve HYYY tasarısında da benimsenen bilirki?Ÿilik listeleridir. Usul yasaları, yürütmenin keyfili?Ÿine kar?Ÿı ki?Ÿileri koruyan yasalardır. Usul yasaları, hak ve özgürlükleri koruyan yasalardır. Yine usul yasaları, mahkemelerin davranı?Ÿ kuralları niteli?Ÿindedir. Ancak Türkiye'de usul yasalarında, nedense son dönemde yönetmelik uygulamasına a?Ÿırlık verilmi?Ÿ, usul yasalarındaki maddelerin uygulanması konusunda oldukça fazla yönetmelikler çıkarılmı?Ÿtır. Bunlardan birisi de CYY?nın 64 ncü maddesi uyarınca çıkarılan Bilirki?Ÿilik Yönetmeli?Ÿi?dir. Oysa Adalet Bakanlı?Ÿı Te?Ÿkilat Yasası?nın 30 ncu maddesine göre ve Anayasa uyarınca, Adalet Bakanlı?Ÿı sadece ?kendi görev alanında? yönetmelik çıkarabilmektedir. Bilirki?Ÿilik ise, savcılık ve mahkemelerin görev alanında bir konu olup, Adalet Bakanlı?Ÿının görev alanı içindeki bir konu de?Ÿildir. Ancak temel yasalar hazırlanırken bu durum gözetilmemi?Ÿ, mahkeme ve savcılıklara Adalet Bakanlı?Ÿının bir te?Ÿkilatı gözüyle bakıldı?Ÿından, bu alanda Adalet Bakanlı?Ÿına yönetmelik çıkarma yetkisinin verilmesinde nedense bir sakınca görülmemi?Ÿtir. Bu konudaki Yönetmelik uygulamasından ve Adalet Komisyonlarınca bilirki?Ÿi listeleme uygulamasından dönülmeli, uzmanlık konularına göre bilirki?Ÿi listelerini mahkeme ve savcılıkları ba?Ÿlayıcı olmasa da, meslek odaları olu?Ÿturmalıdır. Bu listelerle, yargıç ve savcıların sadece belirli isimleri bilirki?Ÿi olarak seçmesi gibi bir yakınmanın önüne geçilmek isteniyorsa, bu isimler Adalet Komisyonları yoluyla da listeye sokularak söz konusu uygulamanın sürdürülmesi olanaklıdır. Bu nedenle anılan gerekçe gerçekçi de?Ÿildir. Adalet Komisyonlarınca yapılan listeleme yolundaki uygulamanın do?Ÿru olmadı?Ÿı ve do?Ÿru sonuçlar vermedi?Ÿi, bu yolla meslek kurallarının ve dolayısıyla meslek odalarının yeterince gözetilmedi?Ÿi, listeleme yoluyla listelere alınan ve alınmayan gibi ayrımcılı?Ÿa gidildi?Ÿi veya her ba?Ÿvuran listeye alınarak hak edilmeyen bir etiket olgusuna hizmet edildi?Ÿi ele?Ÿtirileri dayanaksız de?Ÿildir. Adalet Komisyonlarının bilirki?Ÿi listelerinin olu?Ÿturulması sırasındaki denetimlerinin de etkin bir denetim oldu?Ÿu tartı?Ÿmalıdır. Hatta bilirki?Ÿi listelerinin olu?Ÿturulması, ço?Ÿu kez ?Ÿekli bir gereklili?Ÿin yerine getirilmesi niteli?Ÿinde uygulanır olmu?Ÿtur. Bu nedenle bu konularda meslek disiplini yönünden yeterli denetimin yürütülebilmesi için Adalet Komisyonlarınca listeleme uygulamasından dönülerek, bunun yerine ?œniversiteler, meslek odaları ve uzman birimler etkin bir ?Ÿekilde devreye sokulmalıdır.
 
Bilirki?Ÿi, mesle?Ÿinde uzmanla?Ÿmı?Ÿ ki?Ÿidir. Bilirki?Ÿilik bir meslek de?Ÿildir. Bu nedenle meslek odaları dururken, bilirki?Ÿilerin Anayasa?nın 135 nci maddesi kapsamında ayrı bir birlik çatısı altında örgütlenmeleri yolunda geçmi?Ÿte gündeme getirilen yasa tasarısının, yerinde olmadı?Ÿını dü?Ÿünmekteyiz.
 
CYY nın 67/6 ncı maddesinde, yargılamada belirli ko?Ÿullarda "bilimsel mütalaa" sunulabilece?Ÿi de hükme ba?Ÿlanmı?Ÿ olup, bu konu da bilirki?Ÿilik kadar önem ta?Ÿımaktadır.
 
Bilirki?Ÿilik yönünden, meslek odalarının e?Ÿitim çalı?Ÿmaları ve etik kuralların takibini yapmaları oldukça önemlidir. En çok üzerinde durulması gereken konulardan birisi de bu olmalıdır.
 
Resmi bilirki?Ÿilik yapan Adli Tıp Kurumu konusuna da de?Ÿinmek gerekmektedir.Adli Tıp Kurumu konusunda bir reforma gereksinim oldu?Ÿunu, ilgili çevreler ve YARSAV bir çok kez ifade etmi?Ÿtir. Kamuoyuna yansıyan bazı olaylar bu dü?Ÿüncenin do?Ÿrulu?Ÿunu ayrıca kanıtlamı?Ÿtır.
 
Adli Tıp Kurumu'nun ba?Ÿımsız ve etki altında kalmadan çalı?Ÿabilmesi, 2003-2004-2005 yılları AB Yargı İsti?Ÿari Ziyaret raporlarında belirtilmi?Ÿ, 2006 yılı AB İlerleme Raporunda ise Adli Tıp Kurumu ile ilgili bir reforma gereksinim oldu?Ÿu açıkça ifade edilmi?Ÿtir. Ancak yargı organlarına resmi bilirki?Ÿilik yapan Adli Tıp Kurumu'nun çalı?Ÿma ko?Ÿullarında, İstanbul Protokolü de gözetilerek, etki altında kalınmadan görev yapılabilmesine yönelik düzenlemeler yapılmamı?Ÿtır. Yürütme organının Adli Tıp Kurumu konusundaki yakla?Ÿımına bakıldı?Ÿında, mevcut sorunların çözümüne yönelik somut giri?Ÿimlerden de ısrarla uzak durması kar?Ÿısında, yargı reformu söylemlerinin gerçekçi olmadı?Ÿı ve AB normlarının da içselle?Ÿtirilmedi?Ÿi ortadadır.
 
Bilirki?Ÿilik kurumunun yasal çerçevede i?Ÿlemesi; dava ve soru?Ÿturmalarda zaman kaybını önleyecek, bu yönüyle makul sürede yargılanma boyutu gözetilmi?Ÿ olacak, davaların en az giderle sonuçlanmasını sa?Ÿlayacak, kararlardaki isabeti artıracak, sonuçta adil yargılama hakkı zedelenmemi?Ÿ olacaktır.
 
Sözlerimi burada noktalarken, sempozyumu düzenleyenleri kutlar, bu duygu ve dü?Ÿüncelerle, sempozyumun bilirki?Ÿilik konusunda ya?Ÿanan sorunların çözümüne katkı sa?Ÿlamasını diler, siz saygıde?Ÿer katılımcılara te?Ÿekkür eder, saygılarımı sunarım. 18.12.2008
 
 
?–mer Faruk EMİNA?žAO?žLU
YARSAV Ba?Ÿkanı
 
http://www.mimarlarodasi.org.tr/index.cfm?sayfa=etkinlik&Sub=detail&RecID=834