![]() |
||
14.12.2008 ESKİ DANI?TAY BA?SAVCISI ??LA?AN: Ba?ımsız yargıya kar?ılar
Cumhuriyet Gazetesi ? 14.12.2008 ? Leyla Tav?ano?lu Söyle?isi
AKP?nin yargı ba?ımsızlı?ına kar?ı oldu?unu söyleyen Tansel ?öla?an, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nun olu?umunda ve yüksek yargıçların seçiminde yürütmenin etkisinin fazla oldu?unu söyledi. ?öla?an, Ulusal Yargı A?ı Projesi?nin yürütmenin, yargının tüm bilgilerine ula?masını sa?ladı?ını, bunun kuvvetler ayrılı?ını zedeledi?ini belirtti.
Danı?tay emekli ba?savcısı Tansel ?öla?an AKP hükümetinin ?yargı reformu? giri?imlerine a?ır ele?tiri yöneltti:
Ba?ımsız yargıya kar?ılar
Kendisi be?ımsız olmayan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nun (HSYK) nasıl yargı ba?ımsızlı?ını sa?layaca?ını siz takdir edin. AB, kendisinin isteklerini yaptı?ı sürece AKP?ye kar?ı çıkmıyor. Kar?ılıklı bir alı?veri?.
S?YLE?İ
LEYLA TAV?ANO?LU
Emekli Danı?tay Ba?savcısı Tansel ?öla?an bu haftaki konu?um. Yargının hükümetin tam anlamıyla egemenli?i altına girmesini konu?uyoruz. Bir konumuz da AB?nin yargının bu derece Adalet Bakanlı?ı?nın etkisi altında kalmasına nasıl olup da göz yumdu?u. O zaman AB kriterleri nerede kalıyor? ?öla?an, bakanlı?ın, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nda (HSYK) gücünün gittikçe arttı?ına dikkat çekiyor. ?Hükümet AB?ye takıyye yapıyor? diyor. ?UYAP Projesi?yle yargının tüm i?lemlerinin yürütme tarafından izlenmesi sa?landı? diye çarpıcı bir ifade kullanıyor. Ergenekon davasıyla ilgili birtakım belgelerin ?bir kısım medyaya servis edilmesiyle? ilgili olarak da ?öla?an kesin bir dille ?unları söylüyor: ?Suç i?lendi.?
- Ba?bakan ve hükümet üyelerinin a?ızlarından dü?ürmedikleri yargı ba?ımsızlı?ı kavramı var. Yargı ba?ımsızlı?ı nedir?
T. ?. - Bu, yargıcın hiçbir ki?i, organ, makam ve merciin emri ve talimatı, yönlendirmesi, onayı olmadan anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatine göre hüküm vermesi ?eklinde tanımlanabilir. Yargı ba?ımsızlı?ı yargıca verilmi? bir ayrıcalık de?ildir. Aksine, adil yargılama hakkının sa?lanması için zorunluluktur. Adil yargılama için öncelikle yargıcın tarafsız olması gerekir. Yargı ba?ımsız olmazsa yargıç tarafsız olamaz; hak ve hürriyetleri koruma, kollama gücünü, saygınlı?ını kaybeder.
- Türkiye?de, yargı ba?ımsızdır, denilebilir mi?
- Anayasada yargı ba?ımsızlı?ını öngören kurallar var. Ama yasal düzenlemeler yetersiz. ?rnek vereyim. Mesle?in öncesinde iki adaylık süresi var. Bu süreçte etkin, adaylı?a giri? yazılı sınavında ba?arılı olanlar, bakanlık bünyesinde olu?turulan bir kurulca mülakata alınıyor. Kurulun yedi üyesinden be?i bakanlık bürokratı hâkimler. Yani bunlar yürütmenin emrindeki ki?iler. Mülakat, sözlü sınav gibi objektif kıstaslar ta?ımaz. Kıstas konsa da objektif verileri olmayaca?ından farklı de?erlendirmelere uygundur. Bu nedenle yürütmenin emrindeki bürokratların ço?unlu?u olu?turdu?u bir kurulca mülakatın yapılması daha i?in ba?ında yargı ba?ımsızlı?ına aykırıdır. Anayasa Mahkemesi 1995?te benzer bir davada verdi?i kararında Anayasa?da öngörülen yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıç teminatı kurallarının adaylı?a giri?te ve adaylık sürecinde de teminata dayandırılmasının gereklili?ini vurgulayarak mesle?e avukatlıktan geçenlerle ilgili olarak bakanlıkça yapılan yeterlik sınavını iptal etmi?ti.
Yargı Adalet Bakanlı?ı sultası altında
- Danı?tay da, mülakat sınavının bakanlıkça yapılmasının yargı ba?ımsızlı?ına aykırı oldu?u iddiasıyla açılan davada sınavın bakanlıkça yapılmasına dair yönetmelik hükmünü bu gerekçeyle durdurmamı? mıydı?
- Evet. 2007 yılı adli yargı adaylı?ı mülakat sınavıyla ilgili bu davada alınan kararı bakanlık uygulamadı. Hükmü yasaya ta?ıdı. Ne var ki Anayasa Mahkemesi bu defa önceki kararın tam tersine ?adaylık süresinin memur statüsünde geçti?inden? söz ederek daha önce yargı ba?ımsızlı?ı ilkesinin adaylık döneminde de gözetilmesinin önemini vurgulayan kendi kararıyla ters dü?tü. Danı?tay?ca yapılan itiraz reddedildi. Anayasa yargısı yönünden çok talihsiz bir karar. Bunun dı?ında adaylık e?itimini yapan akademinin yeterli özerkli?i yok. Burada da yine bakanlık etkili. Sonuçta, adaylık süresi yargı ba?ımsızlı?ına aykırı bir süreç.
- Mesle?e atandıktan sonra yargıç ve savcılar için yargı ba?ımsızlı?ı, yargıç teminatı ilkeleri sa?lanabiliyor mu?
- Hayır. ?ünkü yüksek yargıçları seçen, bunlar dı?ındaki tüm adli, idari yargı yargıç ve savcıların özlük i?lerini düzenleyen Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nun (HSYK) olu?umu ba?ımsız de?il. Yedi ki?iden olu?an kurulda Danı?tay ve Yargıtay genel kurullarından seçilenler arasından Cumhurba?kanınca atanan be? yüksek yargıç dı?ında Adalet Bakanı?yla Müste?ar, kurulun tabii üyeleri. Gündemi bakan belirliyor. Yüksek yargıç seçimlerinde bakan, kendi adayı kurulun öbür üyelerince kabul görene kadar seçimi kilitleyebiliyor. Bunun pek çok örne?i var. Kurulun idari, mali özerkli?i yok. Kendi sekretaryası da yok. Tüm i?lemleri bakanın atadı?ı bakanlıkta görevli bürokrat hâkimler yürütüyor. ?ok önemli sicil, disiplin dosyalarını bu bürokrat hâkimler hazırlayıp kurula sunuyor. Yargıç ve savcıları bakanlık tefti? kurulu ba?kanlı?ına ba?lı müfetti?ler denetliyor. Düzenledikleri hal kâ?ıtları bakanlıktaki gizli sicil dosyasında tutuluyor. Yargıç bunları inceleyemez. Mükemmel sicile sahip bir yargıç kasıtlı tutulmu? gizli hal kâ?ıdındaki bilgiler kar?ısında yükselmeyebilir. Ancak Bilgi Edinme Yasası gere?i istendi?inde gösterilmesi gerekti?ini dü?ünüyorum. Kendisi ba?ımsız olmayan bir kurulun nasıl yargı ba?ımsızlı?ını sa?layaca?ını siz takdir edin.
Cesur meslekta?larımla gurur duyuyorum
- Bu durumda mahkemelerde görev yapan yargıçlar ve savcıların ba?ımsız olduklarını nasıl söyleyebiliriz?
- Evet. Yargı tam ba?ımsız, diyemeyiz. Ancak her türlü olumsuzluklara kar?ın görevini özveriyle yapan bir yargı var. Her ?eye ra?men Türkiye?de yargı var. Cesur meslekta?larımla gurur duyuyorum. Tabii yüksek yargıçlık, yani Danı?tay, Yargıtay üyeli?i bu anlamda tam güvence. AB, Türkiye?yle üyelik görü?meleri kapsamında yargı ba?ımsızlı?ının güçlendirilmesini istiyor. Bir örnek vereyim. 2007 İlerleme Raporu?nda HSYK?yle ilgili olarak az önce belirtti?im, kurulun idari, mali özerkli?inin sa?lanması ve tüm yargıyı temsil edecek ?ekilde yeniden yapılandırılmasına yönelik çalı?maların acilen yapılması istendi.
- İstendi de ne oldu? Hükümet bu konuda bir ?ey yaptı mı?
- Yürütme bu yılın ba?ında kurumlar arası mutabakat sa?lanmadan bakanlık bünyesinde olu?turdu?u bir komiteyle bir taslak hazırladı. Do?rudan AB?ye sundu. Ne ilginçtir ki taslakta kurulun idari, mali özerkli?inin sa?lanması için önerilen konularda hiçbir açılım olmadı?ı gibi bakan ve müste?ar da yerlerini koruyor. Ama yürütmenin yanında yasama da kurula giriyor.
- Peki, ama nasıl?
- AB?ye takıyye yaparak. AB, kurulun tüm yargıyı temsil etmesini sa?layacak düzenlemeler yapılmalı, diyor. Yürütme bu öneriyi derhal kabul ediyor ve ?Kurulda birinci sınıf hâkimlerin temsilcileri de olmalı. Onları da yasama seçmeli? diyor. ?nerisinin dayana?ı da AB?nin pek sevdi?i bir kavram, yani demokratik me?ruiyet. Yüzeysel bakarsanız demokrasiye ve AB kriterlerine de uygun. Ama Türkiye?deki demokrasinin temelinin seçim öncesi da?ıtılan bedava kömür, gıda maddeleri ve alı?veri? çeklerine dayandı?ı; yasamanın, hele de tek parti iktidarı ise, hiç özgür olmadı?ını, gece uyurken bile el kaldırıp parti yönetiminin istedi?i ki?iyi kurula üye seçece?inizi bilirseniz durum de?i?ir. Kurula seçilen üye yürütmenin ajanı olur. Samimiyse AB?nin bunları da görmesi lazım. ?zetlersek, AB tarafından önerilenlerden i?lerine gelen kısım yargı reformu gibi sunulmakta ve yürütme yanında yasama da kurulda etkili hale gelmektedir. Bu yolla yüksek yargı da ku?atılacaktır.
- Yani aslında AKP yargı reformu söyleminde samimi de?il mi?
- De?il. AKP, öbür bütün demokratik kurumlara yaptı?ı gibi yargıya kar?ı da olumsuz bakı?ını yasal düzenlemelerle ortaya koyuyor. Bence AKP?nin iktidara gelir gelmez AB sürecini ba?latmasındaki amaç da siyasi hedeflerini gerçekle?tirmede engel gördü?ü kimi kurumları ele geçirmek ya da asker gibi kurumları etkisiz kılmak, demokratikle?me, özgürlükler adı altında laikli?e aykırı düzenlemeleri geçirmek, toplumu dönü?türmekti. AB?nin yardımıyla çok yol aldılar.
- Bu durumda AB Türkiye?yle ilgili konularda çifte standart mı uyguluyor?
- Bence AB samimi de?il. AKP kendisinin istediklerini yaptı?ı sürece AKP?ye kar?ı çıkmıyor. AB, ABD yanında emperyalist bir güç. İkisinin Türkiye üzerinde ortak çıkarları var. Bunlara kar?ı çıkmadı?ı sürece AKP?nin yanındalar. Kar?ılıklı bir alı?veri?. AB, 301. madde de?i?ikli?i için yaptı?ı baskıyı neden yargı ba?ımsızlı?ı için yapmıyor? 2007 İlerleme Raporu?nda istenenlerin hiçbiri gerçekle?medi. Ama 2008 yılı İlerleme Raporu?nda sadece ?İlerleme yok? demekle yetinildi. Neden baskı yapmıyorlar? AKP?nin kapatılması davasında yüksek mahkemeye kar?ı açıkça tavır aldı. Ama Ergenekon soru?turmasında bir buçuk yıldır hapiste iddianamesiz tutulanların durumuna kar?ı tavır almıyorlar. Hatta insan hakları ihlalleri son derece açıkken sorgulamanın o ?ekilde devam etmesinden duydukları memnuniyeti dile getirebiliyorlar. Elif ?afak?a gösterdikleri dostlu?u bir di?er yazar olan Ergun Poyraz?a neden göstermiyorlar? Ben AB?nin samimiyet sınavını çoktan kaybetti?ini dü?ünüyorum.
- Bir de hükümetin YARSAV takıntısı var. YARSAV?ı kapatmak için çok u?ra?ıyor. Sizce neden?
- Yargı ba?ımsızlı?ı varsa yargıcın özgür iradesiyle örgütlenmesi bunun do?al sonucu olmalı. Bu anlamda YARSAV ilk sivil hareket. 2006?da dernek statüsünde kuruldu. Tüm yüksek yargı organlarıyla mahkemelerdeki idari, adli yargıç ve savcıları kapsayan bir dernek. Dernek statüsünde olmasının önemi gerçek anlamda ba?ımsızlı?ı sa?lıyor. Hiçbir organın güdümünde de?il. Dernekler kurulduktan sonra Medeni Kanun?da yer alan hallerde ancak mahkeme kararıyla kapatılabilirler. Bu da örgütün amacını gerçekle?tirmede bir güvencedir. Amacı, anayasada yer alan yargı ba?ımsızlı?ı ve yargıç güvencesi ilkelerinin korunması çerçevesinde çalı?malar yapmaktır.
Tüm faaliyetleri yasal ve demokratik zeminde yürütülüyor. ?alı?ma alanıyla ilgili konularda idari davalar açıyor ve kazanıyor. Gurur verici bir durum. Ama yürütme bu durumdan rahatsız. Hemen YARSAV?ın kar?ısına güdümlü bir alternatif çıkarttı. Hâkimler ve Savcılar Birli?i kurulması tasarısı Meclis?te yasala?acak. Bu birlik kamu kurumu niteli?inde bir meslek kurulu?u olacak.
- Bunun anlamı nedir?
- Bunun anlamı ?u: Bu birlik yürütmenin güdümünde olacak. ?ünkü idari ve mali özerkli?i olmayacak. Hatta bunun yasala?masıyla birlikte YARSAV?ın kendili?inden hükümsüz kalaca?ı hükmü bile vardı. Geçici üçüncü maddede bu yer alıyordu. Bunu sanıyorum tepkiler üzerine kaldırdılar. Aslında bütün bu anlattıklarım yürütmenin yargıya bakı?ını gösteriyor. Sonuçta da, AKP ba?ımsız yargı istemiyor, diyebiliriz.
- Bir de hakkında çok konu?ulmaya ba?lanan, kimi ?aibeli i?ler yaptı?ı iddia edilen UYAP (Ulusal Yargı A?ı Projesi) var. Bu UYAP ne amaçla olu?turuldu?
- UYAP, devletin tüm i?lemlerinin elektronik ortama ta?ınmasını amaçlayan E-Devlet projesinin yargı aya?ı. Amacı yargı faaliyetlerinin kolayla?tırılması. Ancak, projenin Adalet Bakanlı?ı bünyesindeki bir daire ba?kanlı?ı tarafından yürütülmesi ba?lı ba?ına yargıya müdahale niteli?inde.
Adalet Bakanlı?ı?nın tüm merkez ve ta?ra te?kilatlarının i?lemleri ba?lamında ba?layan projeye tüm mahkeme ve savcılıklarla Yargıtay da sokuldu. Yargının tüm i?lemlerinin yürütme tarafından izlenmesi mümkün hale geldi.
Tüm hazırlık soru?turmaları gizlidir. Ama UYAP?la birlikte hangi davaya, soru?turmaya hangi yargıç, savcı bakıyor, kimin nerede ne davası var, bütün bu bilgilere bakanlık bünyesindeki birim tarafından ula?ılması mümkün. Tüm bilgiler yine bakanlık bünyesindeki veri bankası tarafından toplanıyor. Görevliler bunlara kolayca ula?abilirler. Bu, kuvvetler ayrılı?ı ilkesini, yargı ba?ımsızlı?ını büyük ölçüde zedeleyici bir durum. Hatırlarsanız, YARSAV Ba?kanı ?mer Faruk Emina?ao?lu?nun sadece gizli sicil dosyasında olması gereken bilgiler basında, hem de iktidar yanlısı basında yayımlandı. Bunlar oralara nasıl sızdı dersiniz?
Projenin yürütülmesinin acilen bakanlık bünyesinden çıkartılması ve HSYK emrine verilmesi gerekir. Bunun dı?ında önerilecek çözümler çözüm olmaz.
- Ergenekon soru?turmasını bir hukukçu, yüksek yargıç olarak de?erlendirir misiniz?
- Bu olay yargı ba?ımsızlı?ının önemini, yargı ba?ımsız olmadan hukuk devleti olunamayaca?ını gösteriyor. Yargıyı ba?ımsız kılmak aslında yürütmenin görevi. Tüm yasal düzenlemeler onun demokrasi anlayı?ına ba?lı. Yargıyı ba?ımsız kılacak düzenlemelerden ısrarla kaçınır, aksine yürütmeyi yargıya egemen hale getirmek isterseniz belki kısa sürede ondan yararlanırsınız. Ama yarın da ondan ba?kaları yararlanır. Oysa yargı herkes için teminattır. Ergenekon diye bir suç örgütü varsa devletin gücü bunu iki günde yakalayıp yargılamaya yeter. İddianamenin hazırlanıp davanın açılması 16 ay sürdü. Bir kısım tutuklu zanlının hâlâ iddianamesi yok. Soru?turma makul süreyi çoktan a?tı. Sırf bu nedenle ileride pek çok ki?i AİHM?ye ba?vuracak. Devlet tazminat ödemek zorunda kalacak. Deliller usulsüz toplandı. Gizli olması gereken bilgiler medyada iddianame açıklanmadan önce yer aldı. Bu bilgiler bu a?amada sadece zanlı, emniyet ve savcıda oldu?una göre basına kim sızdırdı? Aslında suç i?lendi. Dava nihayet açılmı?tır. Ben bu a?amadan sonra davanın adaletle sürdürülece?ine ve sonuçlandırılaca?ına inanıyorum.
- Anayasa Mahkemesi Ba?kanı Ha?im Kılıç?ın anayasanın de?i?tirilmesi teklif dahi edilemez ilk üç maddesinin de?i?tirilmesini gündeme getirmesine ne diyorsunuz?
- Türbana üniversite yolunu açacak anayasa de?i?ikli?i Anayasa Mahkemesi?nden AKP hükümetinin istedi?i biçimde geçseydi bu konu gündeme gelmeyecekti. Bu karar sonrasında türbanı yeniden gündeme getirmek için anayasanın ilk üç maddesinin de?i?tirilmesine çalı?maktan ba?ka seçenek kalmadı. ?ünkü Anayasa Mahkemesi, kararında, ?İlk üç madde anayasada dururken hiçbir ?ey yapamazsınız? dedi.
Daha önce ?sivil anayasa tasla?ı? düzenlenirken de zaten amaç türban konusu ve Atatürk?ün adının anayasadan çıkartılmasıydı. Sivil anayasa söyleminin arkasındaki amaç da buydu. Bu Cumhuriyet?in kazanımlarına sahip çıkan bir ulusun yeti?ti?inden eminim. Buna kar?ı ne yapılmaya çalı?ılırsa çalı?ılsın ba?arıya ula?amayaca?ı kesindir.
- ?Mustafa? filmini gördünüz mü?
- ?Dostunu söyle sana kim oldu?unu söyleyeyim? diye bir deyi? vardır. Can Dündar bu film için danı?man olarak Atilla Yayla?yı seçmi?. ?stelik annesinin dostu, hemen eri?ebilece?i, eri?irse içtenlikle yardım, danı?manlık alabilece?i Turgut ?zakman gibi bir duayen dururken?.
Atilla Yayla kim? Atatürk?ü a?a?ıladı?ı için belli kesimi pek memnun eden bir zat. Bundan iyi bir seçim olamaz. Filme gitmeye gerek yok. Nasıl bir filmle kar?ıla?aca?ım belli. Bence gidip de ?a?ıranlara yazık. Gitmeden önce filmle ilgili biraz bilgi toplanamaz mı? Bana bu ön bilgiler yetti ve gitmedim.
- ?27 Mayıs devrimdir? dediniz. Pek çok tepki aldınız. Bunu neden söylediniz?
- Evet. 27 Mayıs devrimdir. Bu do?ru bir tespittir. Cumhuriyet?in ilk 15 yılında gerçekle?tirilen devrimlerle Türkiye, Atatürk?ün deyimiyle muasır (ça?da?) devletler arasında yerini almı?tır.
Onun ölümünden sonra devrimleri ya?atacak, ileriye ta?ıyacak kadrolar ne yazık ki yetersiz kaldılar. Siyaset kolay yolu tercih etti. Dini ka?ıdı, oy aldı. Hak ve hürriyetler, demokrasi sınıfta kaldı. İ?te, 27 Mayıs ihtilali böyle bir 10 yıl sonunda yönetimi ele aldı. Bozulan toplumsal ve hukuksal yapıyı yeniden kurdu. 1961 Anayasası?nı hazırlayıp yürülü?e koydu ve yerini seçimle gelen iktidara bıraktı. 27 Mayıs?ın misyonunu iyi tespit etmek gerek. Bu anlamda 27 Mayıs devrimdir. Ama daha sonraki 12 Mart, 12 Eylül tarihe darbe olarak geçmi?tir ki bu do?rudur. ?ünkü bunlar Türkiye?yi geriye götürmü?tür.
Cumhuriyet Gazetesi ? 14.12.2008
|