16.7.2008 Yargıdan Bilgi Sızması UYAP?ın ?Katkısıdır? (Oğuz Oyan Makalesi)
Yargıdan Bilgi Sızması UYAP?ın ?Katkısıdır? (Oğuz Oyan Makalesi)
Dünya gazetesi ? 16.7.2008 ? Oğuz Oyan - Analiz
Adalet hizmetleri, tıpkı eğitim, sağlık, ulusal güvenlik ve altyapı yatırım hizmetleri gibi temel kamu hizmetlerindendir. Ama fazlası vardır. Adalet/yargı hizmetleri, devlette güçler ayrılığı çerçevesi içine oturması bakımından, diğer kamu hizmetlerinden nitelik bakımından ayrılır. Yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığının olmazsa olmaz koşuludur.
Parlamenter sistemde güçler ayrılığının diğer iki unsuru arasında güçler ayrılığından ziyade güçler çakışması ortaya çıktığı için veya istisnai koşullar dışında (örneğin Türkiye?de 1 Mart 2003 Tezkeresi dışında) yasama ile yürütme arasında bir güçler ayrılığından söz edilemeyeceği için, devletin mutlak gücünün bölünmesi ancak ve ancak yargı bağımsızlığı sayesinde gerçekleşebilir. İşte bu nedenledir ki, mutlak iktidar gücü peşindeki iktidarın anayasa taslağının (Özbudun taslağı) ana hedefi yargı bağımsızlığının aşındırılması olmaktadır. (bkz. 11 Haziran 2008 tarihli ?Meclisin Yasama Yetkisi Mutlak mı?? başlıklı DÜNYA yazımız).
Peki herhangi bir Anayasa değişikliğine gerek kalmaksızın yürütmenin yargı üzerinde gözetleme ve baskılama kurmasının başka yolu yok mudur? Bu yol Türkiye?de icat edilmiştir ve adına da UYAP denilmiştir.
UYAP yani açık başlığıyla Ulusal Yargı Ağı Projesi, bir e-devlete geçiş projesi ve yargıda işlemlerin hızlandırılması tasarımı olarak ilk bakışta kulağa hoş gelebilir. 2000 yılında gündeme gelen ama yeterli pilot proje uygulaması olmaksızın AKP döneminde içine ?balıklama? atlanılan bu proje, bugün yargı sisteminin tıkanmasının başlıca sorumlusu olmak yanında yargı mahremiyetinin gerekli olduğu tüm yargı süreçlerinin dahi alenen teşhirine yol açmış bulunmaktadır.
Bunun AB?nin e-devlet projesinin zorunlu bir durağı olduğunu söyleyenler olacaktır; sakın inanmayınız. AB?nin e-avrupa eylem planlarında öncelikli konular arasında adalet hizmetleri yer almamaktadır. AB?nin kabul ettiği 20 temel kamu hizmetinden sadece 7?si Türkiye?de yetersiz bir biçimde internet ortamında sunulabilir ve 13 tanesi hiç sunulamazken, bu 20 hizmet arasında yer almayan UYAP konusundaki aculluğun sebebi nedir acaba? (Fetih Sayın, ?UYAP sorunları?, Güncel Hukuk dergisi). Kaldı ki, AB ilerleme raporlarında dikkati çekilen hiçbir konuda yargı bağımsızlığı alanında ilerleme kaydedilmezken! Ne Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu?nun (HSYK) yürütmeden bağımsızlaştırılması, ne bu Kurulun kendisine özgü bir sekreteryasının kurulması, ne hakim-savcı adaylığı sınavlarında Adalet Bakanlığının etkisinden kurtulunması, ne Adalet Akademisi?nin istenen özerkliğe kavuşturulması, ne Teftiş Kurulu Başkanlığı?nın HSYK yerine bakanlığa bağlı olması gibi konularda ilerleme sağlanamazken, bu demokrasi ayıpları ne Hükümeti ve ne de destekçisi sözde demokratları rahatsız etmektedir! Adalet Bakanlığı?nın gelecek projelerinde (Yargı Reformu Strateji Taslağı) dahi bu temel konularda bir değişikliğin emaresi gözükmemektedir.
Ama tam da bu koşullarda dünyada eşi benzeri olmayan bir UYAP projesi adalet hizmetlerinin tamamını sanal ortama taşımaktadır! Üstelik bu proje öylesine kapsayıcı ve zorlayıcı bir biçimde uygulanmaktadır ki, sisteme katılım için geçiş süreleri ve gönüllülük seçeneğini dahi öngörmemektedir. Hatta, tüm yazışmaların elektronik ortamda yapılması zorunlu kılınırken yazılı metinler ile sanal alemdeki belgeler arasında bir çelişki olduğunda sanal alemdeki bilgi ve belgelerin esas alınacağı gibi aşırılık ve dayatmalarla sistem oturtulmaya çalışılmaktadır. Daha önemlisi, sistemin işletimi bağımsız bir üst kurul yerine doğrudan doğruya adalet bakanlığı bünyesine bağlanmaktadır.
Böylece sistemde çok ciddi tıkanmalar yanında çok ciddi güvenlik sorunları da daha başlangıçtan itibaren yaşanmaya başlanmıştır. Cumhuriyet savcılarının gizli olması gereken soruşturmalarda aldıkları ifadeler bile anında sistemden çekilip alınabilir olmaktadır. Bu koşullarda Ergenekon/Ümraniye İddianamesinin ayrıntılarının, yasal korumaya aykırı bir biçimde hemen ortalığa dökülmesi ve özellikle iktidar yanlısı basına servis edilmesinde şaşılacak bir şey olabilir mi?
UYAP?la birlikte, yargıçlar ve savcılar üzerinde baskı oluşturulmasının tüm koşulları da oluşturulmuş bulunmaktadır. Bu Orwell tarzı ?büyük birader? gözetimine karşı kararlılıkla mücadele eden Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV), Adalet Bakanlığı?nı dava ederek (dosya no 2007/4962) yargının bağımsızlığı kavgasını vermektedir. Dava dilekçesinde, ?UYAP mevcut haliyle yargısal faaliyeti de kapsaması nedeniyle yargıya doğrudan müdahale niteliği taşımaktadır(?) Dernek olarak talebimiz UYAP?ın yargısal faaliyeti kolaylaştıran destek hizmetlerini sunması (nüfus, sabıka, pasaport,?vb kayıtlara kolayca ulaşılması), ancak yargıç ve savcılara, gizli soruşturmalarını, karara ilişkin tutanakları, kararı, dosyadaki her türlü evrakı yürütmenin kontrolündeki bir sisteme yükleme zorunluluğu getirecek bir şekilde düzenlenmesinin önüne geçilmesidir? denilmektedir.
AKP?nin demokratlığına koşulsuz iman eden libo-demokratlarımıza inat, mevcut hükümet, YARSAV?ın eleştirilerinden yararlanmak yerine tüm AB ülkelerinde benzerleri bulunan yargıç ve savcıların bu demokratik örgütlenmesini tasfiye etmek için uğraşmaktadır. YARSAV?ı savunmak, bugün Türkiye?nin bir demokrasi sınavına dönüşmüştür. Bakalım bu sınavdan aydınlarımızın yüzde kaçı geçebilecek?
Dünya Gazetesi ? Oğuz Oyan- Analiz- 16.7.2008
http://www.dunyagazetesi.com.tr/yazar.asp?authId=61
|